CHP’yi, terör örgütü PKK’nın duyu organı haline getiren Kemal Kılıçdaroğlu, 26 gün sonra evlatları CHP’nin can yoldaşı HDP aracılığıyla terör örgütü PKK’ya kaçırılmış analar hakkında konuşma zahmetinde bulundu. Ama bu konuyu da sulandırarak konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, “‘Cumartesi Anneleri’ ve ‘Diyarbakır Anneleri’ diye bir ayrım yapıldığını ifade ederek “Anne annedir. Anne çocuğunu istiyor. Diyarbakır’daki anne de haklıdır, Cumartesi Annesi de haklıdır. İkisi de çocuklarını istiyorlar. Anneler arasında ayrım yapmak, bir grup anneyi ötekileştirip, bir grup anneyi kucaklamak doğru değildir. Hepsini kucaklayacağız.” diyor.
Yine elmaları, armutları birbirine karıştırma kurnazlığı yapıyor. “Cumartesi Anneleri” devleti hedef alan, terör örgütleri elinde oyuncak olmuş, çocuklarının terör örgütü PKK’ya katılmasından rahatsız olmayan bir oluşum iken, Diyarbakır anneleri, HDP ve PKK’ya “Namussuzlar, şerefsizler” diye seslenenlerden oluşuyor. “Cumartesi Anneleri”nin eylemlerini terör örgütü PKK ve yaltakçısı HDP her zaman desteklerken, Diyarbakır annelerine yönelik hakaretler etmektedirler. Kandil’deki teröristbaşlarından Mustafa Karasu isimli alçağın “Bazı HDP’lilerin ‘Bu aileleri anlıyoruz ama gerillaya gitmelerinin bizimle alâkası yok’ demesi yanlıştır. Bu ailelerin anlaşılacak bir yanı yoktur. “ sözü bile, her şeyi anlaşılır kılmaktadır.
Mesela “Cumartesi Anneleri” eylemine katılan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, niçin Diyarbakır’daki annelerin eylemine katılmıyor? Mesela “Cumartesi Anneleri” eylemine katılan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, niçin Diyarbakır’daki annelerin eylemine katılmıyor? HDP’li sözde milletvekilleri “Cumartesi Anneleri” eylemlerine katılırken, niçin Diyarbakır’daki annelere hakaret ediyorlar? ‘Anneler arasında ayrım yapmaktan’ bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuya ne diyecektir?
Çünkü “Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri” her daim teröristbaşı Öcalan’ın, terör örgütü PKK’nın ve terör örgütü PKK’nın yaltakçısı HDP’nin yanında olmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu bu yüzden onların ismini de konuya dahil ederek, hem çok önemli bir konuyu sulandırıyor, hem de onları muhatap almaya davet ediyor. “Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri” sıfatını alıyor, teröristbaşı Öcalan’a “Özgürlük” için eylem yapıyor. Bunun analıkla, evlatlıkla alâkası nedir PKK sözcülüğüne soyunan Kemal Kılıçdaroğlu?
Başka bir alçaklığı da terörist Demirtaş yapıyor. Cezaevinden çıkarsınlar diye yırtınan PKK’lı Demirtaş “Şehit anneleri de, Cumartesi Anneleri de, Barış Anneleri de, HDP önünde oturan anneler de başımızın tacıdır. Hiçbirinin yürek acısı siyasete kurban edilemez, istismar edilemez. “ demiş…
Bak, alçaklığa bak… O şehit analarının evlatlarını şehit eden alçaklara “PKK’lı gençlere her daim sahip çıkacağız”, “PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz”, “PKK’lıların cenazesine gitmeyen milletvekiline parti soruşturması açarım” diyerek sahip çıkacaksın, sonra o iğrenç ağzına şehit analarının ismini alacaksın… Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bu PKK’lıdan farkı nedir?
Terör örgütü PKK ve onun yaltakçısı HDP’yi küstürmemek için Cumartesi Annelerini de katarak yorum yapabiliyor. Ama ağız dolusu, Diyarbakır’da terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP tarafından evlatları kaçırılan analara, babalara sahip çıkamıyor. Terör örgütü PKK, birçok ormanı örgüt olarak yaktığını üstlenirken, onlara yönelik de HDP ve PKK korkusundan eleştiri getirememişti.
Terör örgütü PKK ve yaltakçısı HDP’ye sahip çıkarken sesini yükseltebiliyor ama eleştirmeye geldiğinde ortada görünmüyor. PKK sözcüsü haline gelen Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’lı Demirtaş konuşur da İngiliz Temel geri durur mu? Temel Karamollaoğlu da “Siz ‘Cumartesi Annelerini bir kenara attınız, onların sesine kulaklarınızı kapattınız. Şimdi, HDP önünde bekleyen anneleri her gün televizyonlardan indirmiyorsunuz. “ demiş…
Böyle bir pespaye dengeleme, eşitleme olur mu? Daha dün “Demirtaş’ı serbest bırakın, adalet yerini bulsun” diyen Temel Karamollaoğlu gibi bir adam söz konusu ise oluyor işte! Evlatlarını HDP önünde, terör örgütü PKK’ya tepki göstererek arayan analara “Yeriniz orası değil, devletin kapısına gidin” diyen, Diyarbakırlı olduğunu iddia eden Meral Akşener’in de onlardan hiçbir farkı yoktur. CHP, İP, SP son açıklamalarıyla göstermiştir ki, terör örgütü PKK ve yaltakçısı HDP üzerinden baskıları alabilmek için her türlü propaganda şeytanlığı yapmaktadır.
Terör örgütü PKK’ya karşı çıkan analarla, terör örgütü PKK’ya sahip çıkan, destekleyen kadınlar eşitlenemez. Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu bunu ihanetten kıvrım kıvrım olmuş beyin hücrelerine soksun… Belki o zaman terörle mücadelede ayak bağları ortadan kalkar.