İmza toplayanların siciline bak, mhpve Ülkücü çizgini koru!
Olağan kongre kararını almış, kongre tarihini belirlemiş ve 9 ay sonra ilçe kongrelerini başlatacak MHP'yi fırsat düşkünü gibi mahkemeye taşımak, MHP'yi ele geçirmek isteyenlere yakışan bir davranıştı, onu yaptılar.
"Bize MHP Lideri Devlet Bahçeli, mahkeme yolunu gösterdi" diyenler, 1 Kasım seçim akşamından beri ya söylediklerini hatırlamıyorlar, ya da Ülkücülerle dalga geçiyorlar. Daha imzaları teslim etmeden, hatta imza toplamaya başlamadan "Biz imzaları vereceğiz, karşılık bulamazsak MHP'yi mahkemeye vereceğiz, kayyum talep edeceğiz" diyenin kendileri olduğunu unutuyorlar. Olağan kongre tarihini resmi olarak belirlemiş bir partinin genel başkanı bu süreçte başka ne diyebilir ki? Zaten olağanüstü kongre talebi ile hedeflenen gayet net değil mi?
65 MHP il başkanı, 700 delege imza vermemiş ama sanki onlar Ülkücü iradenin bir parçası değilmiş gibi bir atmosfer oluşturuluyor. 16 İl başkanı ve imza veren delege Ülkücü de, imza vermeyenler değil mi?
İmza veren delegeyi ötekileştiren bir üslup kullanmaya da gerek yok...
İmza verenler içinde konuştuğumuz birçok delege var, birçoğunun imza atma gerekçesi de farklı...
İçlerinde gerçekten samimiyeti istismar edilen birçok kişi var... Geçmişte de böyle oldu, şimdi de aynısı yaşanıyor.
"Demokratik haktır, tüzük maddesidir" bunları bir yana bırakıp, sadece MHP'de bu imza toplama işini geleneksel hale getirenlerin kimliğini sorgulamak istiyorum. Ortak özellikleri çok parti gezen ve geçmişi Ülkücü olmayanlardır.
Bunlardan sadece Koray Aydın'ı ayrı tutuyorum. Her ne kadar yaşadığı bir olaydan sonra DYP'nin kapısından geri dönse de, MHP'den hiç ayrılmamış ama bu işleri kendine huy haline getirmiş birisidir. 1 Kasım seçimleri sonrası bir haber sitesine verdiği röportajdaki "92 yılındaki MHP kongresinde Türkeş Bey'in listesine karşı parti içinde liste çıkarmış birisiyim. Kavgalar oldu, yakınlarım salon içinde itilip kakıldı." Cümlesiyle de bu huyunu itiraf etmiştir.
Bu imza toplama işini 2005 yılında ilk organize eden kişiler, Ramiz Ongun ve Namık Kemal Zeybek idi. İkisinin ortak özelliği çok parti gezmeleri ve sürekli çizgi kırıklığı içinde olmalarıdır.
Hatta Değişimcilerin sesi olan Yeniçağ gazetesi, Büyük Kurultay ismi ile çıktığı günlerde Ramiz Ongun'u manşetten "12 Eylül 1980 sonrası hareketten fiilen uzak kalışı ve yaklaşık 17 yıl sonra tekrar bütünleşmesi... Ayrılığı sırasında Almanya ve Avrupa'daki hareket ve teşkilatlanmada üstlendiği aktif olumsuzlukları... Son genel seçimlerde Adana'dan DYP içinde adaylık yarışına girmesi. Geçmişte MÇP veya MHP hakkında belirttiği ifadeler" cümleleriyle tarif etmişti. Sonradan gidip bu tarifteki Ramiz Ongun'u desteklediler, o da ayrı bir durum tabi...
ANAP, DYP, MHP, DP, BBP gibi gezmediği parti kalmayan ve geçmişte verdiği bir röportajda"MHP bitti, misyonunu tamamladı ve tarihteki yerini aldı diye bakıyorum."
"Ülkücü Hareket de görevini yapmış ve tarihe karışmıştır. 1980'den sonra kendisine "Ülkücü" diyen bir hareket zaten görünmüyor." Cümlelerini sarf eden Namık Kemal Zeybek de diğer isimdir.
Bu iki isim önderliğinde bile maalesef o tarihlerde 250-300 imza toplanmıştı. O zaman bu isimlerde hedeflerine ulaşamamıştı.
2009 yılında imza toplama işine bu sefer "92 yılındaki MHP kongresinde Türkeş Bey'in listesine karşı parti içinde liste çıkarmış birisiyim." diyen Koray Aydın dahil oldu... O da o zaman hedefinde başarılı olamamıştı.
Yıl 2016... Yine imza meselesi ve MHP yeniden meşgul ediliyor.
Bu seferde DYP'de siyasete başlayan, ANAP kapısından dönen, AKP'nin kuruluş aşamasında Recep Tayyip Erdoğan ile tüm Türkiye'yi birlikte gezen, son olarak MHP'ye gelen ve ismi şimdilerde AKP içinden kurulacak 5. Parti içinde anılan Meral Akşener bu imza toplama işinde başı çekmektedir. Bir yanına bu işleri huy haline getirmiş birini, diğer yanına da 2011 yılına kadar MHP içinde kimsenin tanımadığı, kayınbabası aracılığı ile MHP'ye gelmiş ve geçmişi solcu olduğu ortaya çıkan birini takviye olarak almış, böylece samimi Ülkücülerin duygularını üzerinden yol almaya çalışmaktadır.
Dün Ramiz Ongun ve Namık Kemal gibi zihniyetlere 250-300 imza verenler, bugünde imzalarını bu tür profil sahibi olanlara vermektedir. İlginçtir bugüne kadar MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin karşısına MHP ve Ülkücü çizgiyi hiç bozmamış, Başbuğ Türkeş'e saygı ve sevgide hiç kusur işlememiş birisi aday olarak çıkmamıştır.
Ortak özellik ya çok partili olanlar, ya Ülkücü olmayanlar, ya da bu işi huy edinerek Başbuğ Türkeş'in karşısına bile dikilmiş olanlardan çıkmasıdır.
Ve hepsinin ortak başka bir başka özelliği de milletvekili olamamak ya da milletvekili adayı gösterilmemektir.
İlk imza toplayan Ramiz Ongun'u en son olarak AKP'yi referandum ve Kürt açılımında desteklerken Recep Tayyip Erdoğan'ın yemek masasında gördük...
Namık Kemal Zeybek'i ise en son "Şu an da bir parti var desteklenecek oy verilecek o da İşçi Partisi" diyerek Doğu Perinçek'in medyasında maskot olmuş olarak gördük.
Aslında bu isimlerin bu harekete bulaştırdığı imza toplama hastalığı günümüzdekilere çok büyük dersler vermiş olmalıydı. Ama ders çıkarmayan çok...
DYP'de iken "Bozkurt" yapan çocukları gördüğünde onlara bu işareti yapmamalarını öğütleyen...
AKP'ye geçtiğinde "Ben Ülkücü değilim, demokratım" diyen...
Teröristbaşı Öcalan'a "Ermeni dölü" dediği için sonradan "Abdullah Öcalan'a "Ermeni dölü" demiştim. Şimdi bunu hatırlarken bile tüylerim diken diken oluyor. Çok ayıp ettim. Çok utanıyorum. Özür diledim, ama hala büyük utanç duyuyorum" şeklinde defalarca özür dileyen...
Dinlerarası diyalogu kendi düşüncelerine referans yapan...
Velhasıl böyle birine MHP'yi teslim etmek adına imza ve destek verenler, başınızı iki eliniz arasına alıp düşünün bakalım... MHP ve Ülkücü Hareket kendi özünden çıkınca, ruhsuz bir cesetten farkı kalır mı?
Böyle bir hale getirilecek parti üzerinden "İktidarrrrr" naraları atmak yerine, hazır AKP iktidarını değerlendirmeniz gerekmiyor mu o halde?
"Ülkücü değilim" diyen MHP'yi yönetemez.
18 Mart 2018 tarihinde gerçekleşecek MHP kongresinde, MHP ve Ülkü Ocakları kökeninden gelen ne kadar aday varsa, isteyen Ülkücü istediği adayı bu kongrede desteklemelidir.
Olağanüstü kongre MHP üzerinde oynayan oyunun ve hesabın adıdır. MHP'yi mahkemeye verenler bunu taçlandırmıştır.
Olağan kongre ise MHP'nin demokrasi bayramı olacaktır.
Yıldıray Çiçek