Sosyal medya hesabım üzerinden önce “Canan Kaftancıoğlu gibilerin sayısını çoğaltmalıyız” diyen Yılmaz Özdil isimli Atatürk istismarcısı zevzek, Canan Kaftancıoğlu’nun “Atatürk” demeyi tercih etmemesi hakkında yazı yazabildi mi?” diye sormuştum. Kaç gündür ses gelmeyince tam da “Elma dersem çık, armut dersem çıkma” diye Yılmaz Özdil’e seslenecektim ki, günler sonra Canan Kaftancıoğlu üzerinden CHP içinde başlayan “Atatürkçülük” tartışmalarına tek cümlelik de olsa yazısı içinde “Karşı devrimle mücadele etmesi gereken basiretsiz ana muhalefet partisinde Atatürk’e Atatürk diyemeyen il başkanları olsa…” şeklinde cevap vererek ortaya çıktı. Aslında bir nevi “hamamın namusunu” kurtarmaya çalıştı.
Çünkü Yılmaz Özdil, Canan Kaftancıoğlu’nun Mustafa Kemal Atatürk’e olan alerjisini bildiği halde onu “Vakit geçirmeden, hemen şu an, sosyal medya hesaplarına girip, il başkanlıklarına telefon açıp, kendilerine teşekkür etmeliyiz, iyi ki varsınız demeliyiz, çevremize, duymayanlara anlatmalıyız, örnek göstermeliyiz, Canan’ları Buğra’ları artırmalıyız.) cümleleriyle parlatıyor, cilalıyordu…
Yılmaz Özdil ne zaman ki, Atatürk istismarıyla kitap satışından milyonları kazandı, CHP’nin tüm ihanet politikalarına ayak uydurmaya başladı. Eskiden milliyetçi, vatansever, ulusalcı sıfatlarla anılan Yılmaz Özdil gitti. Yerine HDP’liye oy isteyen, 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü Zeytin Dalı Operasyonu’yla dalga geçen, teröre yardım ve yataklık eden HDP’li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıkan, DHKP-C’li teröristlere sahip çıkan bir Yılmaz Özdil geldi. Atatürk istismarıyla kazandığı kitap satışlarının direkt CHP politikalarını benimsemesiyle elbette alakası var.
2018 yılında Canan Kaftancıoğlu’nu kastederek “CHP seçmenleri meydanlarda caddelerde televizyon programlarında bangır bangır “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırırken, bu slogandan onur duyarken, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyemeyen il başkanları mı… Ümit Kocasakal mı?” diye soruyordu. 2019’da ise “Canan Kaftancıoğlu gibilerin sayısını artırmalıyız, çoğaltmalıyız” diye yazılar yazmaya başladı. Bir yıl içinde Canan Kaftancıoğlu terörist sevdasını bırakıp, Mustafa Kemal Atatürk sevdalısı mı oldu?
Aksine teröristbaşı Sakine Cansız’a dair düşünceleri tekrar soruldu ve teröristbaşının ardından yaktığı ağıt için “Hiçbir düşüncem değişmedi” diye cevap verdi. O halde Canan Kaftancıoğlu değişmediğine göre böylelerinin ihanet düşüncesi geniş alanlara yayılsın diye mi sayısını arttırmalıyız, çoğaltmalıyız Yılmaz Özdil?
2018’de Atatürk düşmanı gördüğünü, 2019’da çoğaltmaya davet ediyor, 2020’de “Atatürk’e Atatürk diyemeyen il başkanı” diye işaret ediyorsun… Artık bir karar ver Canan Kaftancıoğlu hakkında Yılmaz Özdil…
Emin olun Yılmaz Özdil, Atatürk istismarcılığı üzerinden para kazandığı için bunu da toplumsal baskıyla, yine CHP içindeki dengeleri düşünerek yapıyor. Eğer Yılmaz Özdil Atatürkçülükle anıldığı için üzerinde baskı olmasa idi, Canan Kaftancıoğlu hakkında inanın olumsuz görülecek bir cümle yazmaz ve yazamazdı.
Çünkü Canan Kaftancıoğlu’nun Atatürk hakkındaki düşünceleri yahut teröristlere olan sevdalı düşünceleri Yılmaz Özdil için önemli olsaydı, Yılmaz Özdil, Canan Kaftancıoğlu hakkında dava açılıp, hapis cezası verilmesi karşısında “Şunu demiş, bunu demiş filan, geç bunları geç... Oylarımızın çalınmasını önleyen insandır Canan Kaftancıoğlu, yanındayız” desteğini verir miydi? “Şunu demiş, bunu demiş” diye küçümsediği şeyler İslam düşmanlığı, Türklük düşmanlığı, terörist sevdası, sözde Ermeni soykırım iddialarına desteği, PYD-YPG, MLKP, DHKP-C desteği, PKK’lılara olan yakınlığı ve kendisinin de geçmişte sürekli dillendirdiği “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganına olan düşmanlığıdır.
Böyle birinin koruduğu oy, oturduğu koltuk, taşıdığı sıfat kime hizmet eder Yılmaz Özdil?
Dostlar alışverişte görsün diye cümlenin arasına isim vermeden Canan Kaftancıoğlu’nu Atatürk tartışması üzerinden eleştiriyor fakat yarın yine Canan Kaftancıoğlu’nu isim vererek uzun uzun öven yazılar yazacaktır. Bundan asla şüphemiz yoktur. Geçmişte bu konuda yaptıkları, yapacaklarının garantisidir. Atatürk’le ilgili yeni bir kitap çıkacak ve satışa sunacaksa elbette Türkiye’nin en büyük şehrinde CHP’lilere ve CHP’nin elindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesine ihtiyacı vardır.
Soner Yalçın isimli başka bir uyanık da yine Sözcü gazetesinde yazarlık yapmaktadır. O da Yılmaz Özdil gibi Canan Kaftancıoğlu’nun ismini vermeden “Düşünsel yapı dibe vurunca Atatürk konusunda bilgisiz olanlar savrulma yaşadı ve “Atatürk” adından kaçınır oldular. Oysa. Büyük komutan Mustafa Kemal’i tamamlayan büyük devrimci Atatürk’tür. Bu ismi birbirinden koparırsanız neoliberalizmin bölücülük tuzağına düşersiniz; tam bağımsızlıkçı anti emperyalist olamazsınız. Ki o zaman CHP’de işiniz ne?” eleştirisi yaptı. Oysa Soner Yalçın’ın sahibi olduğu Oda Tv, Canan Kaftancıoğlu’na hep sahip çıktı, onun bozuk imajını düzeltmek için elinden geleni yaptı. Soner Yalçın’ın bizzat bu konuda uzun uzun imaj düzeltme yazıları bile vardır.
Yılmaz Özdil, Soner Yalçın ve benzerleri isim vererek hedef almıyor ve açık kapı bırakıyor ki, yarınlarda ne olur ne olmaz. “Ne yardan geçerim, ne serden” hesabı ne Canan’dan vazgeçiyorlar, ne de Atatürk istismarından…
Başka bir uyanık da Sözcü yazarı Deniz Zeyrek…
“Vurun Canan’a” başlıklı bir yazıyla Canan Kaftancıoğlu’nu kurtarma derdine düşmüş… İktidarın geçmişte yaptığı Atatürk konusundaki yanlışları üzerinden Canan Kaftancıoğlu’nun zihniyetini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Biz iktidarın Atatürk konusundaki yanlışlarını da çok sert eleştirmiş kişileriz. Hadi bize anlatsana Deniz Zeyrek, Canan Kaftancıoğlu’nu? Bak bakalım şimdi Atatürk’e ihanet eden CHP mi yoksa AKP hükümeti mi?
CHP’yi de Canan Kaftancıoğlu’na sahip çıkması için “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu mevzu nedeniyle Kaftancıoğlu’na herhangi bir yaptırım uygulaması, CHP içindeki Kaftancıoğlu düşmanları kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesini kaybeden AK Parti’lileri de mutlu edecek.” cümleleriyle tahrik ediyor…
Atatürk düşmanı Canan Kaftancıoğlu için “CHP’den ihraç edilirse AKP mutlu olacak” diyen Deniz Zeyrek niçin Canan Kaftancıoğlu CHP’den ihraç edilirse üzülecek PKK’lıları, HDP’lileri, DHKP-C’lileri, MLKP’lileri, Demirtaşları, Ermeni soykırım iftiracılarını, teröristbaşı Sakine Cansız sevdalılarını yazmıyor? Kendini kurnaz sanan Deniz Zeyrek, bu propaganda çalışmalarını yerel seçim zamanı da sık sık yaptı ve CHP-PKK-HDP arasındaki sıcak ilişkiyi gizlemek için tüm hünerlerini sergiledi.
Atatürk, CHP yönetimi ve CHP’li yazarlar arasında istismar aracıdır. Atatürk ismini CHP’den kurtarır, CHP’nin terör örgütleriyle olan ilişkilerini çırılçıplak ortaya serersek, CHP sudan çıkmış balığa dönecektir. CHP bu yüzden tutkal gibi yapıştığı Atatürk istismarını bırakmıyor, yazarları da bu istismara yardımcı olacak yazılar yazıyor.
Atatürk ismini mevcut CHP’den bir kurtarsalar yahut CHP’yi gerçek manada Atatürk’ü seven birine teslim etseler, inanın Türkiye milli konularda daha da güçlenecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…