Teröristbaşı Öcalan’ın Asrın Hukuk Bürosuna bağlı avukatlarıyla sekiz yıl sonra görüştürülmesinden sonra HDP’nin ortakları CHP, İP, SP üzerinde büyük bir telaş başladı. Telaşları yenilenecek İstanbul seçimlerine yönelikti. Aynı gün, geçmişinde PKK-FETÖ savunuculuğu dolu olan Nagehan Alçı’nın bir televizyon programında "Bana Abdullah Öcalan'ın HDP'nin İstanbul'daki seçimlere kendi adayıyla çıkmasını istediği yönünde bir takım bilgiler geldi". Cümlesini kurunca telaşları kat kat arttı.
31 Mart seçimlerinden önce HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli “Kürdistan’da kazanacağız. Batıda da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz.” diyerek Ankara’da, İstanbul’da, Mersin’de, Adana’da, Antalya’da, İzmir’de, Bursa’da CHP’nin adayını desteklediğinde bunların hepsi yılışıyordu.
HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan “Onlara kaybettirecek tek güç HDP. Yani sizlersiniz. Onun için büyükşehirler de aday çıkarmadık. Siz biliyorsunuz ne yapacağınızı. Belirlediğimiz listelerle AKP-MHP kaybedecek.“ dediğinde bunların hepsi sırıtıyordu.
PKK’lı Selahattin Demirtaş “Sizi (AKP-MHP) tarihin çöp sepetine göndermek için batıda CHP ve İYİ Parti'ye rağmen onların adaylarını destekleyeceğiz ve iktidarınızı sallayacağız”. dediğinde bunların hepsi sevinçten havalara uçuyordu.
Terör örgütü PKK’nın ikinci sıradaki teröristbaşı Murat Karayılan “Türkiye’deki ‘demokrasi güçleri’ (CHP-SP-HDP-İP) demokratik kimseler, çevreler, sanatçılar, yazarlar Erdoğan ve Bahçeli’ye karşı durmaları gerekiyor.” dediğinde bunların hepsi mutluluktan kendinden geçiyordu.
Zaten seçimlerden sonra da CHP’li Barış Yarkadaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu “HDP ve Demirtaş’ın sayesinde kazandık” açıklamasını yaparak teşekkür etti. Ekrem İmamoğlu da mazbatasını alınca seçimlerden önce “Tanımıyorum” dediği PKK’lı Demirtaş için “Demirtaş’ın siyasetteki çizgisini çok beğeniyordum” diyerek minnetini göstermişti.
“Bebek katili” sıfatlı alçağın Türkiye’nin iç siyasetine (Şu partiye oy verin tarzında) yönelik bir açıklaması yokken, CHP’nin feryat figan “Öcalan’la görüştüler” diye telaşa kapılması çok manidardı.
Son dört yıldır HDP ile yol yürüyen, PKK’nın adımlarına uygun adımlar atan, 31 Mart yerel seçimlerinde de HDP’nin desteğiyle bazı illerde başarı yakalayan CHP’nin telaşını yine HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli ve HDP milletvekili Ahmet Şık dizginledi.
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli “31 Mart'ta bir strateji ortaya koyduk. 3 tane belediye başkanlığı, 5 tane belediye meclis üyeliği pazarlığı yapmadık. Türkiye'nin özlemini duyduğu barışın yolunu açmak için mücadele ettik. Dün ne yaptıysak yarın da onu yapmaya devam edeceğiz.” diyerek yine CHP’yi destekleyeceğini vurguladı. HDP milletvekili Ahmet Şık da "AKP ile çözüm süreci tekrar olamaz. Ama bu müzakere masasının tekrar kurulmayacağı anlamına gelmesin. O masa tekrar kurulacak ama Erdoğan ile değil. Çok kısa süre sonra var olacak olan Erdoğan sonrası iktidar bloğu ile o masa tekrar kurulacak" açıklamasını yaparak CHP’ye hayat öpücüğü verdi.
Ahmet Şık’ın belirttiği masa zaten donatılmış hazır bekliyor. CHP-HDP son dört yıldır beraber zaten. Nasıl başardılarsa son yıllarda yanlarına “HDP Kürt siyasal hareketinin temsilcisi” deme noktasına gelen Meral Akşener’i ve “Kürdistan kelimesinin kullanılmasına itirazım olmaz” diyen Temel Karamollaoğlu’nu da alıp kurdukları masada oturmuş bekliyorlar.
Cumhur ittifakının ruhu yaşadığı sürece, MHP ve Sayın Devlet Bahçeli’nin aşılmaz iradesi var olduğu sürece bu ülkede “çözüm sürecini” başlatacak güç olduğuna artık inanmıyorum. Özelikle 15 Temmuz sonrası tavizsiz bir şekilde başarılı bir terörle mücadele politikası sürdürülmektedir. 3 yıl içinde yurt içi ve dışı toplamında 9 bine yakın terör örgütü mensubu öldürülmüştür. Teröristbaşı öcalan’ın avukatlarıyla görüşme haberinden sonra Irak’ın kuzeyi Zap bölgesinde ve Mardin’de toplam 12 teröristin öldürülme haberi de medya ajanslarına düşmüştü.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Bir çözüm süreci diye bir şey söz konusu değildir” dedikten bir gün sonra Milli Savunma Üniversitesi öğrencilerine hitabında, "En yakın zamanda Münbiç'i ve Fırat'ın doğusunu terör örgütlerinden yine sizler temizleyeceksiniz. Bölücü terör örgütünün başına Kandil'i de Sincar'ı da sizler yıkacaksınız" demesi de bu manada anlamlı olmuştur.
Türkiye’nin varlığını ve geleceğini koruma açısından en iyi çözüm elinde silah olan tüm teröristleri yok etmektir. Çözüm insan odaklı bir kavramdır. Ölmeye ve öldürmeye odaklanmış yaratıklarla bunun dışında bir çözüm olmaz. Türkiye’nin son üç yıl içinde sergilediği silahlı, bombalı, SİHA’lı terörle mücadele anlayışı mükemmel ötesidir. Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadele başarısı PKK’nın terör eylemi alanını bitirdikçe bölge insanı devletin yanında daha özgüvenli duruş sergiliyor ve HDP’den uzaklaşıyor.
Şu an Türkiye’de HDP-PKK birlikteliğine cesaret veren CHP, İP, SP birlikteliğidir. Bunlar olmasa nefes alacak durumları kalmamıştır.
HDP ile beraber yoldaşlık yapmayı öyle içselleştirmişler ki, en ufak gelişmeden bile nem kapıyorlar.
HDP- YPG sevdalısı Kemal Kılıçdaroğlu, Demirtaş sevdalısı Ekrem İmamoğlu sudan çıkmış balığa döneriz korkusu yaşıyor herhalde?
Apo posterleri altında konuşanları belediye başkanı yapan CHP’nin, “HDP Öcalan’ın çok önem verdiği bir proje” diyen Selahattin Demirtaş’ı baş tacı yapan CHP’nin teröristbaşı Öcalan konusunda olsa olsa “Onu kimseye yar etmeyiz” kıskançlığı olur.
Bir de CHP-HDP yancısı, yüzsüzlük siyasetinin sembolü durumunda olan İP isimli partinin genel başkanı Meral Akşener isimli bir vakıa var.
Teröristbaşı Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini “Kendileri Öcalan ile HDP ile el altından pazarlık ederken” cümlesiyle değerlendirmiş...
Kötü siyasi projelerin ablası “Kürtlerin siyasal temsilcisi” dediğin HDP ile sizin ittifakta sıkıntı mı var ki, başkası pazarlık yapsın?
Daha 1 ay önce Ankara’da, İstanbul’da, Mersin’de, Adana’da, Antalya’da, İzmir’de, Bursa’da ve daha birçok il ve ilçede ittifak yaptığın HDP’den bahsettiğini biliyorsun değil mi?
Terörist Demirtaş HDP’lilere “Oyunuzu CHP ve İP’e (partine) verin” dediğinde “lanet olsun sizden gelecek oya da, desteğe de” diyemediğin HDP’den bahsediyorsun…
“Öcalan” dediğin kendi partinin programına onun “Eşit vatandaşlık” kavramını aldığın teröristbaşıdır.
İP Genel Başkan yardımcın Mehmet Salim Ensarioğlu'nu yanına çağır, ona da kendine de bir kahve söyle, sana "Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkân tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir" dediği günleri anlatsın… Heyecanlı olur, kahvenizi şapırdata şapırtıda içersiniz.
Bu CHP, bu İP hep böyledir.
16 Nisan referandumunda HDP ile beraber değiliz dediler. Sonra “Hayır” oyu verdikleri için teşekkür ettiler. 31 Mart seçimlerinde “HDP ile ittifak yapmadık” diye milletin gözünün içine baka baka yalan söylediler, sonra “Bize şu illeri ve ilçeleri kazandırdılar” diye teşekkür ettirdiler.
Neyse ki, HDP MYK toplantısı sonrası İstanbul’da yine “Ekrem İmamoğlu’nu destekleme” kararı aldı da Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener rahat bir “Öcalan nefesi” daha aldılar.
Ha bu arada bir çift lafım da Anadolu Ajansına…
Haber sunumlarında dostundan bahsediyor gibi “İmralı’daki” değil, “İmralı’daki teröristbaşı, İmralı’daki Bebek katili” diye düşmandan bahsedeceksin Anadolu Ajansı… PKK’nın kucağında yolculuk yapıp, “cambaza bak” oynayanlara malzeme verme…