Aylar önce "BU TELAŞ, BU ACELE NİÇİNDİR?" başlıklı bir yazı yazıp, köşemde şu değerlendirmeyi yapmıştım:
"1 Kasım seçimlerinin hemen sonrası bazı çevreler, "yangından mal kaçırır" misali, büyük bir telaşla MHP'de olağanüstü kongre yapma çabalarına girişti. Bu çevrelere geniş bir medya desteği de yardımcı kuvvet olmaktadır. MHP ile hiç alakası olmayan yazarlar, gazeteler, televizyonlar bu çabalara çok geniş yer ayırmaktadır. MHP'nin iyiliği için bugüne kadar zerre desteği ve çabası olmamış medyanın, MHP'de olağanüstü kongre isteyenlere ayırdığı zaman ve tanıdığı imkân büyük bir şüphe uyandırmıyor mu?"
***
Özellikle cemaatin MHP'ye olan ilgisi bundan önce hiç olmadığı kadar artmıştı. Televizyonları, gazeteleri, radyoları, yazarları, işadamları, sanatçıları, askerleri, polisleri, imamları, sivil toplum kuruluşları tam kadro MHP'de olağanüstü kongre olması için seferberlik başlatmıştı. Çok telaşlı ve acele bir şekilde MHP'de kongre yaptırmak için adeta çırpındılar. Özellikle mahkemeye intikal eden MHP kongresi için, yargıdaki FETÖ mensupları olağanüstü gayret gösterdiler. Bir Ülkücü hâkimin verdiği kararı "Bu hâkim Ülkücü, MHP'de yönetimde bulunmuştur" diye utanmadan HSYK'ya şikâyet edenler, tescilli FETÖ mensubu hâkimin kongreye yönelik tedbir kararını kaldırmasını sırıta sırıta kamuoyuna duyurdular. O cemaatçi hâkimler, 15 Temmuz alçaklığından sonra, önce gözaltına ve sonrada görevinden açığa alınmıştır. Önümüzdeki günlerde MHP'nin kongresi için yargıda ağ kuran tüm FETÖ'cülerin ilişkileri ortaya çıkacaktır. Zaten aylardır takip edildikleri duyumunu alıyorduk. Mahkeme kararlarını haftalar öncesinden duyurmalarının hikmeti neymiş hepsi öğrenilecektir. MHP'de olağanüstü kongre olması ve FETÖ'cülerin hedefinin başarıya ulaşması için hangi HYSK üyeleri aktif roller üstlenmiş ortaya çıkacaktır.
MHP'de değişimi gerçekleştirmek için gerek yargı üzerinde, gerek propaganda da kullanılmak üzere trilyonların harcandığı konuşulmaktadır. Sırf kongre gerçekleştirmek üzere tutulan otele bile yüz binlerce TL'nin kim yahut kimler tarafından verildiği hala meçhullüğünü korumaktadır. Cemaatin MHP'nin üzerinde seferberlik başlattığı böyle bir süreçte, hangi işadamının harcanan bu trilyonlara katkı sağladığı gözaltı ve tutuklanmalar sonrası, itiraflarla anlaşılacaktır.
Cemaatin yazarı olup da, MHP'deki kongrede taraf olmayan, MHP'de değişim propagandasına katılmayan kimse kalmamıştı. Hepsi "Abla" diyordu, başka bir şey demiyordu.
15 Temmuz'da gerçekleştirilmek istenen alçak darbe girişimi de her yönüyle gösterdi ki, cemaatin ısrarla MHP üzerindeki çabasıyla doğrudan bağlantılıdır.
MHP'de değişim isteyenlerin öyle bir acelesi vardı ki, bu gerçekten herkesi şaşırtıyordu.
15 Mayıs'ta Yargıtay kararı beklenmeden girişilen kongre çabası, 10 Temmuz'da MHP Genel Merkezi tarafından alınan kongre kararına rağmen 19 Haziran'da Ülkücüleri oruçlu oruçlu Ankara'ya sürükleme çabası bu acelenin somut bir göstergesiydi. 19 Haziran'da öyle acele ve telaşlı davrandılar ki, herşeyi ellerine, yüzlerine bulaştırmışlardı. Anlaşılan, cemaat darbe öncesi MHP'yi dizayn etmek istiyordu.
MHP'de ısrarla değişim isteyen ve malum bayanı destekleyen cemaat tetikçisi Emre Uslu'nun aylar önce sorulan 'ne zaman ülkeye döneceksin?' sorusuna "2016 yılının Temmuz ayını" söylemesi "yaşanan alçak darbe girişimi daha önceden planlanan bir olay mıydı?" sorusunu akla getirmektedir.
O yüzden darbenin muhakkak siyaset ayağı araştırılmalıdır.
Mesela darbe teşebbüsü komutanlarından, Kırşehir'de polisle çatışarak yakalanan Jandarma Kurmay Albay Ömer Kulaç'ın kullandığı iddia edilen "Analiz Harbiyeli" isimli twit hesabından darbe girişiminden 4-5 saat önce niçin "Şunu da yazın, olmazsa bana hesap sorarsınız; 2 ay sonra Devlet Bahçeli MHP ile ilişiğini kesecek." mesajı atılır ki?
FETÖ'nün yapacağı darbeyi biliyorsun, darbe girişiminde yer alıyorsun ama darbe girişiminden saatler önce hala derdin MHP ve Devlet Bahçeli oluyor. Neden ve niçin?
Bu alçak darbe girişimi hedefine varsaydı, emin olun Türkiye kadar, MHP'nin ülkü çizgisi ve varlığı tarumar edilecek, tüm değerleri Fetullahçı Terör Örgütüne kurban edilecekti.
Bu yüzden, cemaatin MHP kuşatmasında yer alan hangi işadamı, hangi belediye başkanı, hangi yargı mensubu ve onların uzantıları varsa ortaya çıkarılmalı ve onlarla muhakkak her türlü hesaplaşılmalıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe alçaklığı karşısında Türkiye'yi kurtarmıştır. MHP'yi korumak için verdiği mücadele de bugünlerde daha net anlaşılmıştır. Anlamak istemeyen kim varsa emin olun Türkiye ve MHP düşmanıdır.