Son yıllarda Türk medyasında ilginç haller yaşanıyor. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenler; PKK, PYD, YPG safına geçerken, dün PKK açılımlarını savunlar ise şimdi terör örgütü PKK ve uzantılarına karşı mücadele veriyor.
O halde kim doğru yola gelmiş oluyor? Bu yazıyı yazma sebebim de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretindeki heyette bulunan Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın basın toplantısında söz alarak Trump’a ‘’YPG’nin liderini, Mazlum Kobani kod adlı bir kişiyi Beyaz Saray’a davet ettiniz. Bugün size verilen bilgilerde görebileceğiniz gibi Türkiye’de 17 tane terörist saldırının sorumlusu kendisi. 116 asker ve sivilin ölümüne sebep olan kişi. Hâlâ Beyaz Saray’a davet etmeyi düşünüyor musunuz?’’ sorusunu sordu diye CHP, HDP, İP, FETÖ çetesi tarafından sosyal medyada linç edilmesi yüzünden olmuştu. Hilal Kaplan’ın bu sorusuna Trump’ın “Sadece dostane muhabirler... Gazeteci olduğunuza emin misiniz? Neden Cumhurbaşkanı’nıza soru sormuyorsunuz? Türk hükümeti adına çalışmadığınıza emin misiniz?” cevabını dillerine dolamışlar, Hilal Kaplan’la dalga geçmeye çalışıyorlar. Soruda ne var?
Bir teröristbaşına sahip çıkan Trump’a, Türkiye’de yapılan terör eylemlerini hatırlatma var. Bunda dalga geçilecek ne var?
bdiyerek bugün söylediği doğruyu sulandırmaya, gölgelemeye çalışıyorlar.
Hilal Kaplan’ın açılım günlerinde ve “akil adam” olduğu dönemlerde söylediği sözlere, yazdığı yazılara en ağır yazıları yazmış kişiyim. O günlerde Türk bayrağı, TSK, şehitlerimiz hakkında söylediği sözlerin izahı bile yoktur.
Ama bugün terör örgütü PKK’nın, YPG’nin safına geçip, Hilal Kaplan’ın ABD Başkanı Trump’ın yüzüne teröristbaşına sahip çıkmasını eleştirmesiyle dalga geçmenin bir mantığı da yoktur.
Afrin operasyonuna destek veren MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi eleştirmek adına cıvık cıvık yazılar yazan ve konuşmalar yapan, Afrin operasyonuna karşı çıkan, PKK’nın sağlık kampına dönmüş Türk Tabibler Birliğine destek yazıları yazan, terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı için HDP’li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıkan, PKK’nın kurucusu teröristbaşı Sakine Cansız’a ağıtlar yakan Canan Kaftancıoğlu’nu öve öve bitiremeyen Yılmaz Özdil şimdi Atatürkçü, vatansever olacak ama Trump’ın yüzüne “Terör eylemleri olan teröristbaşı Mazlum Kobani’ye niye sahip çıkıyorsun?” diye soran Hilal Kaplan’la dalga geçeceksiniz öyle mi? Özellikle son iki yılda Yılmaz Özdil’in ve Hilal Kaplan’ın yazılarını teker teker okuyun, kim terör örgütü PKK’ya sahip çıkıyor, kim mücadele ediyor görün bakalım… 13 yıl terör örgütü PKK’nın mensubu olmaktan cezaevinde yatmış Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz bile tüm yazılarında şimdi PKK, YPG, PYD, HDP ile mücadele ederken, onlara en ağır yazıları yazarken Atatürk ismiyle büyük vurgun yapan Yılmaz Özdil ise PKK ve HDP’ye sahip çıkanları cilalama ve parlatma mücadelesi veriyor.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış dediğimizde ortaya çıkan manzara budur. Dün PKK ve HDP karşısında tavizsiz duran Yılmaz Özdil’in, bugün CHP tabanına kitap satacağım diye CHP’nin PKK ve HDP ilişkisine destek vermesini de göreceğiz, dün PKK açılımlarına destek veren Kurtuluş Tayizlerin, Hilal Kaplanların terör örgütü PKK ve uzantılarına karşı verdiği mücadeleyi de göreceğiz. Bu demek değil ki, yarın Yılmaz Özdil doğru yapınca, Hilal Kaplan, Kurtuluş Tayiz yanlış yapınca görmeyeceğiz…
Biz bir fotoğraf çekiyor ve bugün kim nerede, ne yapıyor onu değerlendiriyoruz. Ben ne Hilal Kaplan’ın avukatıyım ne de Yılmaz Özdil’in özel düşmanıyım. Hilal Kaplan’ı eleştirdiğim yıllarda da Yılmaz Özdil’i, PKK ve HDP duruşu karşısında destekliyordum. Yıllar geçti Yılmaz Özdil ile Hilal Kaplan yer değiştirdi. Ben Türkiye’den yanayım. Hilal Kaplan bugün terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG ve başındaki teröristten dolayı Trump’ı yüzüne karşı eleştirdi diye dalga geçenlerin CHP ve yancıları olması da doğaldır. Çünkü CHP ile Trump, YPG konusunda aynı noktadadır.
Hilal Kaplan, YPG ve teröristbaşı Mazlum Kobani’ye sahip çıksa idi inanın CHP’nin tepkisi bu kadar olmazdı. CHP’nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu ve onun CHP kadrosu, PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini 2014 yılından itibaren ifade ediyor. CHP’liler ya YPG saflarında ölenlerin cenazesini karşılıyor ya da YPG saflarında ölenlerle TBMM salonlarında basın toplantısı düzenliyor. Hilal Kaplan’ın bugünkü hali, CHP ve yancılarına batar. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye maske takanların bugün CHP’de “Teröristbaşı Öcalan’ın, Mazlum Kobani’nin ve Demirtaş’ın askerleri“ olması artık herkesin tescillediği bir durum olmuştur. Bu yüzden CHP’nin bakış açısı Türkiye’ye ihanet dışında bir şey üretmez.
Hilal Kaplan bugün doğru yolda mücadele veriyorsa, yanlış yolda olanlar kendini sorgulasın... Hilal Kaplan’ın Trump’a sorduğu sorunun bir benzerini Kemal Kılıçdaroğlu’na “CHP’nin, bu YPG sevdası neden?” diye sormak lazımdır.