7 ay gibi kısa bir süre İçişleri Bakanlığı yaptığı halde, geçmiş dönemdeki faili meçhul cinayetler için "kabulümdür" diyerek kendine sahte rol yaratan ama 1 Kasım'dan sonra MHP üzerindeki operasyon için başlatılan çalışmalar için harcanan faili meçhul trilyonlar sorulduğunda sessizliğe gömülenlerin MHP'yi karıştırma ısrarı devam ediyor. Yargıda kurdukları tezgâhlarla MHP'yi 1 Kasım seçimlerden sonra sürekli meşgul edenler yine hukuksuzluğa ve korsanlığa devam ediyor. Her şeye rağmen (!) Yargıtay'ın kararına saygı duyan ve bunu da 10 Temmuz olarak belirlediği olağanüstü kongre kararıyla gösteren MHP Genel Merkez yönetimini tanımadan kaosu ve hukuksuzluğu körükleyenlerin gerçek amacı nedir tam olarak bilinmemektedir. Ama iyi niyet taşımadıkları ortadadır.
15 Mayıs'ta da Yargıtay kararı beklenmeden aynı rezaleti, hukuksuzluğu, kaosu yaratanların, şimdi yine 19 Haziran dayatması yapması rezillikten başka bir şey değildir. Tel örgülere yapışarak, barikatlara çıkarak sergilenen rezillikler daha kamuoyu hafızasında unutulmadan şimdi 19 Haziran ısrarı kimin karanlık hesabına hizmettir?
Ramazan Ayı'nda Ülkücüler niçin oruçlu oruçlu kaosa zorlanır?
19 Haziran'da Üniversite sınavına girecek çocuklarıyla ilgilenmesi gereken Ülkücülerin bu aile içindeki sorumluluğunu ortadan kaldırmak için niçin 19 Haziran'da ısrar edilir?
Bu Çağrı Heyeti'nin arkasındaki trilyonlarca para veren güç kimdir?
15 Mayıs'ta ayarlanan otele ve salona 400 bin TL'yi kim ödemiştir?
19 Haziran'da yine kim bu paraları ödeyecektir?
1 Kasım'dan bugüne MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye her türlü hakareti eden ve MHP'deki değişimcilere her türlü desteği veren Sözcü yazarı Rahmi Turan bile "Bu değirmenin suyu nereden?" diye başlık atıp "Bu paralar nereden geliyor. Merak ettim doğrusu. Siz merak etmiyor musunuz?" diye sorar hale geldiyse, bunu Ülkücüler sorgulamayacak mı?
MHP Genel Merkezi 19 Haziran'ı kabul etmemekte ve tanımamaktadır. Ve bunu da MHP tüzüğüne uygun ortaya koymaktadır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli İstanbul'daki iftar programında yaptığı şu konuşmayla da bu durumu netleştirmiştir:
"Genel Başkan olarak parti Tüzüğümüzün bana verdiği yetkiye dayanarak ve gerek gördüğüm haller nedeniyle Olağanüstü Büyük Kurultay tarihini 10 Temmuz 2016 olarak belirledim.
Buna karşılık 19 Haziran dayatması kaos seviciliktir.
19 Haziran yanan ateşe benzin dökmektir.
Ve Milliyetçi Hareket Partisi 19 Haziran'a katılmayacaktır.
Kaldı ki, 19 Haziran'da yine Tüzüğümüzün 64'ncü maddesinin 1'nci fıkrasına göre:
"Büyük Kurultayın Genel Başkan veya Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yahut Genel Başkanın görevlendireceği Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından usulüne uygun olarak yoklama yapıldıktan sonra yeterli çoğunluk sağlanmışsa açılabileceği" belirtilmektedir."
Ben katılmayacağıma, ilgili arkadaşlarımın 19 Haziran'da seçilmiş salonda bulunmayacağına göre bahsi geçen korsan kurultay nasıl yapılacaktır?
Yapılırsa geçersiz ve kanunsuz olmayacak mıdır?
Milliyetçi Hareket Partisi'ni sonuçsuz kör dövüşüne mahkûm etmeye kimin ne hakkı vardır?
Bayramın hemen ertesinde, yani 10 Temmuz'da, 6'ncı Olağanüstü Büyük Kurultayımızı Ankara'da dava ve kardeşlik ruhuyla yapmaya her birinizi, her dava arkadaşımı davet ediyorum.
Sizleri korsana değil, Ülkücü karar ve iradenin şölenine bekliyorum.
Genel Başkan olarak parti Tüzüğümüzün bana verdiği yetkiye dayanarak ve gerek gördüğüm haller nedeniyle Olağanüstü Büyük Kurultay tarihini 10 Temmuz 2016 olarak belirledim.
Buna karşılık 19 Haziran dayatması kaos seviciliktir.
19 Haziran yanan ateşe benzin dökmektir.
Ve Milliyetçi Hareket Partisi 19 Haziran'a katılmayacaktır.
Kaldı ki, 19 Haziran'da yine Tüzüğümüzün 64'ncü maddesinin 1'nci fıkrasına göre:
"Büyük Kurultayın Genel Başkan veya Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yahut Genel Başkanın görevlendireceği Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından usulüne uygun olarak yoklama yapıldıktan sonra yeterli çoğunluk sağlanmışsa açılabileceği" belirtilmektedir."
Ben katılmayacağıma, ilgili arkadaşlarımın 19 Haziran'da seçilmiş salonda bulunmayacağına göre bahsi geçen korsan kurultay nasıl yapılacaktır?
Yapılırsa geçersiz ve kanunsuz olmayacak mıdır?
Milliyetçi Hareket Partisi'ni sonuçsuz kör dövüşüne mahkûm etmeye kimin ne hakkı vardır?
Bayramın hemen ertesinde, yani 10 Temmuz'da, 6'ncı Olağanüstü Büyük Kurultayımızı Ankara'da dava ve kardeşlik ruhuyla yapmaya her birinizi, her dava arkadaşımı davet ediyorum.
Sizleri korsana değil, Ülkücü karar ve iradenin şölenine bekliyorum."
***
Tarlada kongrede ısrar edenlerin niyeti karanlıktır.
Tarlada tiyatro çevirenlerin amacı MHP'yi itibarsızlaştırmaktır.
Ramazan Bayramı coşkusunu yaşadıktan sonra 10 Temmuz tarihindeki kongre dururken, şehir dışında tarlada kongre yapmaya kalkanların amacı Ülkücülerin birliği ve beraberliği değil, sadece hizmet ettikleri odaklara şirin görünme halidir.
Tarlada kongre rezaletini MHP'ye yamamaya çalışanlar elbette bunun bir bedeli olduğunu da yine hukuksal olarak göreceklerdir. Ülkücüler bu oynanan tiyatroya ve uygulanan rezaletlere karşı duyarlı olmalı ve bunların karanlık emellerine asla prim vermemelidir.
10 Temmuz şöleni varken, 19 Haziran rezaletiyle anılmak isteyenlerin tercihi kabul edilecek bir durum değildir. Çünkü 15 Mayıs rezaleti hala canlılığını korumaktadır. "Ben Ülkücü değilim, demokratım" diyenin yanındaki Ülkücülere "Bir sürü gerizekalı" dediği videolar milyonlarca izleyiciye ulaşmışken, daha bu ısrar neyin nesidir?
Oynanan oyunda, figüranlarda bellidir.