AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal "Bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacak" demişti. AKP'nin yeni Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım oldu. Bakalım profili ne boyutta olacak, onu önümüzdeki süreçte göreceğiz, bizde ona değerlendireceğiz.
Bugün CHP'nin halini değerlendirmek istiyorum. Değerlendireceğim bu halde CHP'nin HDP ile olan yakın halidir. HDP'yi biliyorsunuz AKP doğurdu, bakıcılığını da CHP üstlendi.
7 Haziran öncesi ve 1 Kasım seçimleri sonrası ne olduysa CHP tamamen HDP'nin yörüngesine girdi. 7 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy veren CHP Genel Başkan yardımcılarını, HDP'ye oy isteyen CHP'lileri gördü bu Türkiye'ye… 7 Haziran sonrası PKK'nın partisi HDP ile hükümet kurmak için çırpınan ve "Devlet Bahçeli'ye Başbakanlık teklif ettik, kabul etmedi" diyen bir Kemal Kılıçdaroğlu karşımızda duruyordu. Hala da HDP sevgisinden taviz vermiyorlar.
Dokunulmazlık oylaması için "Anayasa'ya aykırı bulsak da teklife destek vereceğiz" diyen CHP, iş oylamaya geldiği vakit PKK'nın partisi HDP ile birlikte hareket etmiştir. CHP kendini HDP koruyuculuğuna teslim etmiştir.
Şimdi böyle bir CHP'nin sözcüleri, temsilcileri çıkıp "MHP, Saray'ın arka bahçesi oldu" diyebiliyor. Kandil'in yedeği, HDP'nin çöplüğü haline gelmiş CHP'nin bunu demesi de içinde bulunduğu durumun içler acısı halini göstermektedir.
MHP, Saray'ın arka bahçesi olacak ne yapmıştır. AKP'nin milletimizin aleyhine olacak hangi adımında MHP destek olmuştur. Eğer CHP, MHP'nin "terörle mücadelede her manada, her konuda AKP hükümetinin ve devletimizin yanındayız" sözünden rahatsızlık duyuyorsa bunu da açıkça ifade etmelidir.
PKK'nın yardımcı kuvveti, PKK'nın ön bahçesi olmak için kendini bu kadar zorlayıp, MHP bu şekilde muhatap olmak siyasi zekâsının gereğimi yoksa PKK'nın partisi HDP'ye olan yakınlığı mıdır? Bunu çıkıp CHP'nin bir yetkilisi açıklamalıdır.
"Anayasanın 2. ve 3. maddelerini de değiştirelim" diyen ve PKK'nın Suriye kolu YPG'yi "terör örgütü olarak görmediğini" ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi kimin ön bahçesi haline getirdiği ortada değil midir?
Kandil'in, HDP'nin, birçok solcu, komünist ve devrimcinin MHP'nin kongresi üzerinde müdahil olup, değişimden yana propaganda yapması da bugünlerde en net görülen manzara olmaktadır.
Kendi durdukları yer belli olanların MHP'ye "Saray'ın arka bahçesi" diye saldırmasının anlamını da bu noktadan görmek gerekmektedir.
MHP'nin milli duruşu vardır. Bu milli duruş kimleri rahatsız ediyor, son günlerde tüm Türk düşmanlarının kongre tartışması üzerinden saldırması kendisini göstermektedir.
HDP ile yol yürüyen CHP içindeki unsurlar da MHP'ye saldırıların başında gelmektedir.
CHP ve HDP'ye yayın organı olan Cumhuriyet gazetesi ve onun genel yayın yönetmeni Can Dündar niçin MHP'de kongre istiyor, bunun anlamını işte bu unsur içinde bulabilirsiniz.
CHP-HDP, 7 Haziran sonrası MHP'nin duruşundan intikam alma peşindedir. MHP'ye hepsinin öfkesi ve kini vardır. MHP'yi HDP-CHP içine dâhil edememenin intikam ateşi hala yanıyor.
PKK'nın ön bahçesi olmuş CHP'nin, MHP hakkında yapmış olduğu yorumları bu pencereden değerlendirirseniz kimin kimlere bahçıvanlık yaptığını anlarsınız…