15 Temmuz sonrası yapılan hücresel temizlikle beraber Türk devletinin birçok kurumu büyük oranda hainlerden, ihanet çetelerinden temizlendi. Bu bir gerçektir. Ama kripto dediğimiz maskeliler de elbette hala saklanıyor ve gizleniyordur. Bu da kendini zaman zaman hissettiriyor. “Yüzde yüz hücresel temizlik yapıldı” dense bu da elbette gerçeği yansıtmaz. FETÖ’nün yıllardır örümcek ağı gibi ördüğü Türk devletinin kurumları var. Bu kurumlar temizlendikçe yeni yeni kendine geliyor. TSK ve emniyet özellikle en başta. Terörle mücadeledeki milli duruş ve başarı bunun bariz örneğidir.
“Su uyur düşman uyamaz” diye bir söz vardır. Türk devletinin her kurumunda birer tane hain barınıyorsa o bile tehlikelidir. Meselelere böyle bakıp, mücadeleyi ve bunları temizleme titizliğini de hiç bırakmamalıyız. Ataların “Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur” sözü yine bu konuda anlam niyetine tam oturuyor.
15 Temmuz hain darbe girişimi hala sıcaklığını ve tartışmalarını koruyor. FETÖ merkezli bir darbe girişimini bu ülke atlattı. 15 Temmuz darbe girişiminin hain sıcaklığı hala soğumadan, Türkiye’deki muhalefet “seçim dışındaki yollarla iktidarı göndermekten” bahsediyor. Milletin demokratik yollarla seçtiği bir iktidarı başka yollarla göndermekten bahsediyorsan orada bir hain plan ve düşünce var demektir.
Son bir aydır bunu dillendiren de CHP’nin yöneticileri ve CHP medyasındaki yorumcularıdır. CHP’nin tüm terör örgütleriyle olan sıcak teması da ortada olunca insan elbette “Bunlar yine ne planlar yapıyor?” diye düşünmeden edemiyor.
Tüm terör örgütleriyle arasının iyi olduğu bizzat delilli ve ispatlı olan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun açık seçik “Ya seçim ya başka yollarla iktidar gidecek” demesinin bir izahı yoktur. Canan Kaftancıoğlu’nun PKK, YPG, PYD, DHKP-C, MLKP ve FETÖ ile arası çok iyi…
Sosyal medyadan bunu bir kez daha hatırlatınca “Canan Kaftancıoğlu’nun hadi diğer örgütlerle arası iyi de, FETÖ ile ne alaka?” diyenler oldu. 15 Temmuz akşamı hain darbe girişimine kalkanlara değil de, hain darbecileri önlemeye çalışan millete ettiği hakaretlere ve öfkelere bakarsanız bunu çok iyi anlarsınız.
“Nur topu gibi darbe mağdurumuz hayırlı olsun. Meclisin bombalanması bile asıl niyetin ne olduğuna dair ipucu” diyerek 15 Temmuz’a “tiyatro, kontrollü darbe” diyenlere ayak vermişti. Yine camilerden okunan selalardan, ezanlardan rahatsız olarak “Bu saatte ezan okumak suretiyle kalkışma yapanlara ne diyecek ne yapacağız?” diye sorması bile herhalde yeterlidir.
İktidarı “başka yollarla göndermekten” bahsediyorsa zaten Canan Kaftancıoğlu’nun güvendiği şey terör örgütleridir. Zaten bu saydığımız tüm terör örgütleri şimdi ittifak halinde… FETÖ’nün DHKP-C ve PKK’lı teröristlere sahip çıktığı, PKK’nın FETÖ’cülere sahip çıktığı, dayanışma yaptığı alenen ortadadır.
Mesela HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hem PKK’lılara, hem FETÖ’cülere aynı anda sahip çıkması bile bu terör ittifakını anlamanıza yetecektir.
Sırtını terör örgütlerine dayamış CHP elbette demokrasi dışı yolları da hayal etmektedir. Canan Kaftancıoğlu’nun, Özgür Özel’in ifadeleri zaten bu tartışmaları alevlendiren olmuştur.
Hele bir de Canan Kaftancıoğlu’nun yaşlı bir modeli olan Ayşenur Arslan var ki, onun sözleri daha dehşettir.
Geçmişte bir televizyon programında demişti ki; “CHP’nin iktidara gelememesi her şeye rağmen bizim umudumuzu da yitirmemize yol açmamalı, çünkü demokrasi dediğimiz şey sadece ve sadece sandıktan geçmiyor. Bugün Kürt siyasi hareketi, nasıl yüzde 40 küsur ile gelmiş AKP iktidarını masaya oturtup bilek güreşi tutuyor. Arkasında silahlı mücadele var. Onun getirdiği bir gözdağı var. Silahlı mücadele demiyorum ama. Silahlı, silahsız mücadele etmek, bedelini ödemek lazım…”
“HDP’nin arkasında silahlı PKK var” diyerek CHP’ye de silahlı güç bulması için akıl veriyordu. Şimdi tüm silahlı terör örgütleri CHP’nin arkasında Ayşenur Arslan hiç tasalanma, hiç dert etme…
“Heval, Şakirt, Yoldaş” kim varsa it sürüsü gibi CHP’nin arkasında, CHP de onların hizmetinde…
CHP’li yöneticiler “Seçim dışındaki yollarla iktidarı göndermekten” bahsediyorsa bunu bilerek, aldığı koku ve terör örgütlerinin bunlara verdiği gaza göre söylüyordur. 15 Temmuz hain darbe girişimini saklandığı evdeki televizyondan izleyen, kendisi de FETÖ’nün Baykal’a kaset kumpası sonucu CHP Genel Başkanı olmuş Kemal Kılıçdaroğlu da partiyi tamamen örgütçülere teslim etti. Şimdi örgütçülerin kimi PKK’ya, kimi FETÖ’ye, kimi DHKP-C’ye, kimi YPG’ye, kimi MLKP’ye siyasal hizmet sunuyor.
15 Temmuz hain darbe girişimine karşı hiçbir milli duruşu olmayan, hatta milleti set oldu diye aşağılayan, “15 Temmuz tiyatro” diyerek hainliği sulandıran CHP anlaşılan yeni bir beklenti içindedir.
Zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun zerre kadar 15 Temmuz’a karşı bir hassasiyeti olsaydı, 15 Temmuz akşamı eğlence yaptığı kulüpte “36 yıl önceki geceyi (12 Eylül 1980 darbesi) tekrar yaşıyoruz. O zaman haberimiz yoktu. Şimdi var” diyerek şerefe kadeh kaldırma şerefsizliğini yapan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı bir daha aday olarak göstermezdi. Ama buna rağmen gösterdi. Yüzde yüz emin olabilirsiniz 15 Temmuz hain darbe girişimi CHP’nin bilgisi dâhilinde yapılmıştır. “CHP planladı” demiyorum ama FETÖ CHP’ye kesinlikle haber vermişti. CHP terör örgütlerinin yuvasıdır. Terör örgütleri hangi eylemi yaparsa emin olun CHP’nin bilgisi vardır. “Seçim dışındaki yollarla iktidarı göndermekten” bahsetmelerini de bunun içinde bir propaganda olarak görebilirsiniz.