Serok Ahmet meselesi, Türkiye'nin meselesidir!

Yıldıray ÇİÇEK

Türk siyaseti üzerinden Türkiye’yi istedikleri projelere göre yeniden şekillendirmek isteyenler harekete geçti. MHP lideri Devlet Bahçeli de bu manada öne çıkan Ahmet Davutoğlu’nu “Partisinden istifasıyla tıynetine ve kulağına fısıldanan gizli gündeme uygun olanı yapan Serok Ahmet” şeklinde işaretlemişti.

Bu işaretlenme üzerine medyaya “Davutoğlu cephesinden Bahçeli'ye "Serok" yanıtı” başlıklı haberler düştü.

Davutoğlu cephesi sağdan say beş kişi, soldan say beş kişi olduğu için “Serok Ahmet” cevabını eski AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Cihan Öztunç sosyal medya hesabından şu şekilde vermiş:

"Serok, Kürtçede başkan demektir, Sn. Bahçeli tıynetine uygun olarak bu ifade üzerinden Sn. Davutoğlu ile istihza ediyor. Hocamıza bu meseleyi sorduğumda şöyle cevap vermişti... Bize yurt dışına çıktığımızda president denmesini mesele etmeyenler, kendi vatanımızda yaşayan Kürt kardeşlerimizin kendi dilleriyle serok diye hitap etmesinden rahatsız oluyorlar. Bu bize sadece mutluluk verir.. Elhamdulillah".

Ama mesele, Cihan Öztunç’un belirttiği gibi bu kadar masum değil.

Ahmet Davutoğlu’nun "Bana 'Serok Ahmet' derler. “ dediği günlere baktığımızda, bize tek hatırlattığı terör örgütü YPG-PYD ile olan samimiyetidir.

“Kobani’ye buradan selam ediyorum. Kobani’deki her kardeşlerimin alnından öpüyorum.” diyerek o bölgede eylem yapan YPG’li teröristlere gösterdiği sıcaklık ve PYD’nin başındaki terörist Salih Müslim için söylediği "Biz satranç oynamayı bilen insanlarız. Selahattin Demirtaş'a 'Bak' dedim 'Yarın bizden Kobani'ye yardım isteyemezsiniz, eğer tezkereye hayır derseniz. Aynı gün Salih Müslim'i Türkiye'ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda 'meşru görüyorum seni' diyoruz." şeklindeki ifadelerine dayalı Serok Ahmet sıfatını hem kendi kazanmış, hem de kendi kabullenmiştir. Bizlere de ona “Serok Ahmet”sıfatının yakıştığını belirtmek düşüyor.

Mesele ona Kürt kardeşlerimizin “Serok Ahmet” demesi değil ki?

Serok Ahmet’in, teröristleri meşru görmesi, onlara selam göndermesi, onları alnından öpmesidir.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı iken Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümünde silah yüklenmiş peşmergeleri sınırdan geçirip, Türkiye üzerinden Kobani’deki YPG’li teröristlere yardıma gönderen kişi olarak tarihe geçmiştir.

Teröristbaşı Öcalan’a yer sofrasında arkadaş olacak kadar ona yakın olan terörist Salih Müslim’i meşru gördüğünü söyleyen Ahmet Davutoğlu, terör örgütü YPG’ye gönderdiği silahlar için hiç sığınacak bahane bulmasın, her şey kendi ifadeleriyle ortadadır.

Eğer kendisi “Ben bunları dönemin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber yaptım”diyorsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konulardaki tarihi hatalardan vazgeçip, bugün YPG’li teröristleri toprağa gömüyor, terör örgütü PKK’ya karşı tavizsiz mücadeleyi uyguluyorsa, bize de “Demek ki, tüm ihanet politikalarını “Stratejik Derinlik” adı altında yutturan Ahmet Davutoğlu imiş” demek düşer…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barzani’nin “Bağımsızlık referandumu” için “Buradan IKBY'yi bu girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz. Türkiye'nin bu konudaki çok açık ve kararlı tavrını görmezden gelmek, IKBY'yi elindeki imkânlardan da edecek bir sürecin önünü açabilir” uyarısında bulunup, İran ve Irak Merkezi Hükümeti'yle görüşmeler yapıp, ambargolar uygulayarak Barzani’yi Kerkük’ten kaçmak durumunda bırakırken, Ahmet Davutoğlu o günlerde yayınlandığı 10 maddelik sözde çözüm maddeleriyle “25 Eylül referandumunun ortaya çıkardığı bütün sonuçlar müzakerelere fırsat tanımak üzere dondurulmalıdır.” çağrısında bulunmuştu. Yani mealen “Bu fikrinden tamamen vazgeçme, şimdilik buzdolabına koy, dondur” demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kayyum atanan 3 HDP'li belediye hakkında "Halka değil de teröristlere hizmet ediyorsa, şehit yavrularımızın ailelerini belediyenin önüne koyuyorsa biz de onları kapının önüne koyarız" açıklamasını yaparken, bu Serok Ahmet “Seçimle gelenlerin seçimle ayrılması, milli irade ilkesinin gereğidir.” açıklamasını yapmıştır.

Ahmet Davutoğlu baş danışman iken, dışişleri bakanı iken, başbakan iken nasıl “Serok Ahmet” ise, sıradan bir vatandaş iken “Serok Ahmet” olmaktan asla vazgeçmemektedir.

Serok Ahmet’in sürekli milli konularda hiç tavizi olmayan MHP’ye karşı “MHP ile yapılan ittifak, AK Parti kimliğine zarar verdi” şeklinde düşmanca tutumundan kime daha yakın olduğunu anlayabilirsiniz.

MHP ne yaptı ki AKP’ye zarar vermiş olsun?

Terör örgütü PKK’ya karşı tavizsiz mücadele edilsin dediği için mi?

Terör örgütü FETÖ’ye karşı tavizsiz mücadele edilsin dediği için mi?

Terör örgütü YPG’ye karşı tavizsiz mücadele edilsin dediği için mi?

Dış politikada sergilenen her milli duruşta AKP’ye destek verdiği için mi?

AKP’yi bölmeye çalışanların küresel proje elamanları olduğunu vurguladığı için mi?

Irak’ta Türkmenlere sahip çıkılsın dediği için mi?

Siyasi bir ahlaksızlığı, hırsızlığı, yolsuzluğu mu oldu ki AKP’ye zarar versin?

MHP hiçbir karşılık beklemeden Türkiye’nin varlığını ve geleceğini düşünerek destek verirken, Ahmet Davutoğlu MHP’nin neyinden rahatsızdır?

Serok Ahmet, artık YPG’lilere selam yollayıp, alnından öpemediği için rahatsız olabilir!

Serok Ahmet, artık teröristbaşı Salih Müslim’i Ankara’da ağırlayıp, meşru göremediği için rahatsız olabilir!

Serok Ahmet, artık Türk ordusunun 4600 YPG’li terörist öldürdüğü Afrin Operasyonu'na karşı çıkan Şivan Perver’le el ele dolaşamadığı için rahatsız olabilir!

Serok Ahmet, artık “Kak Mesut” (Mesut abi) diye Barzani’ye yalakalık yapamadığı için rahatsız olabilir!

Serok Ahmet, MHP sürekli “FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılsın” dediği için rahatsız olabilir!

Türk milletinin varlığından, birliğinden yana olan bir Müslüman Türk evladı MHP’den rahatsız olmaz ama bu Serok Ahmet sanırım bu ve benzeri sebeplerden dolayı MHP’den rahatsızdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde gelebileceğin en yüksek makamlara gelmişsin, şimdi bu öfke, nefret neyin nesidir Serok Ahmet?

Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı görevinden alındıktan sonra "Cumhurbaşkanıyla son nefesime kadar vefa ilişkimi sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak. Bunun açık ve net bilinmesini isterim ve bunun istismar konusu edilmesine de izin vermem.” açıklamasını yapıp, bugün “Mevcut yönetim, millet vicdanında ve tarih önünde aldığı bu kararın hesabını mutlaka verecektir" noktasına seni getiren nedir?

“Mevcut yönetim” dediğin AKP’nin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yok mu?

Serok Ahmet senin Türkiye’ye vefan yok ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vefan olsun!

Senin özlediğin Türkiye’yi sana ve o proje arkadaşlarına asla yaşatmayacağız.

Bizim nazarımızda “Serok Ahmet” meselesi, AKP’nin kendi iç meselesinden ziyade, Türkiye’nin bir meselesidir.

Biz Türk milliyetçileri o yüzden Serok Ahmet, Bülent Arınç gibiler konusunda çok hassasiyet sahibiyiz.

Bunlara açılacak yol, Türkiye’yi ihanete götürür.

Bunu çok iyi biliyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.