Türkiye her türlü ihanetin temsilciliğine soyunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alaattin Çakıcı’ya sataşarak ve terörist Demirtaş’a sahip çıkarak başlattığı gündem hala tartışılmaya devam ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı, Alaattin Çakıcı’nın cevap açıklamasıyla körüklenen bu tartışma devam ederken, Bülent Arınç’ın da “Selahattin Demirtaş tahliye olmalıdır” sözleri sonrası tüm televizyon tartışma programları, gazete köşeleri, sosyal medya sayfaları ve siyasilerin açıklamaları Alaattin Çakıcı-terörist Demirtaş kıyaslamalarıyla doldu ve taştı.
CHP’nin etrafında toplanan partiler, yazarlar, yorumcular sürekli terörist Demirtaş’ın nasıl masum ve suçsuz olduğuna, Alaattin Çakıcı’nın da nasıl bir suç deposu olduğuna dair propaganda yapıyorlar.
Ama bu embesiller “Suçun da üstünlükler gibi, dereceleri vardır“ sözünün ne anlama geldiğinin ve Alaattin Çakıcı’yla terörist Demirtaş’ın suçlarıyla ilgili bir kıyaslama yapıldığında rezil olacaklarının farkında değillerdir. Belki de farkındalar ama embesil olduklarından “bir şey olmaz” gözüyle bakıyorlar.
Evet, Alaattin Çakıcı’nın cezasını yattığı suçların tamamı azmettiricilik suçlarıdır. 20 yıla yakın cezaevinde yatarak o işlediği suçlarının bedelini ödedi. Alaattin Çakıcı’nın işlediği suçların hiçbirinde vatana ihanet yoktur. Alaattin Çakıcı’nın işlediği suçlar için haklı-haksız tartışmasına girmeye gerek bile yok. Zaten hepsinin cezasını yattı.
Biz asıl gelelim terörist Demirtaş’ın işlediği suçların üstünlüğüne ve derecesine… Terörist Demirtaş toplam 846 kişinin öldürüldüğü Hendek-Çukur- Kobani olaylarında açıkça teröristlere hedef göstermiş, işlenen tüm suçları övmüş olan bir örgüt mensubudur.
Terörist Demirtaş hakkında hazırlanan iddianamede terör örgütü PKK’nın dağ kadrosunun “siyasi alan sorumlusu” olarak 21. sıradaki bir yönetici olarak görünmektedir. Selahattin Demirtaş “siyasi” maske takan bir PKK’lı teröristtir.
Terör örgütü PKK Hendek-Çukur adıyla anılan terör eylemleri başlattığında terörist Demirtaş hangi azmettiriciliği yapıyordu?
Hendek-Çukur olaylarında 793 asker ve polisimizi şehit eden PKK’lı teröristleri şöyle azmettiriyor, motive ediyor ve yönlendiriyordu.
- “Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin, onu yapsınlar. Nereye şikâyet etsinler? Herkes bu mücadelede yapabileceği, durabileceği yerde katkı sunsun. Hiçbir şey yapamıyorsanız dua edin. Hiç değilse tarihe, ‘şereflilerin yanında, direnenlerin yanındaydım’ diye not düşün.”
- “Bu zulmün karşısında dik duranların, Hendek kazanların alnından değil ellerinden öpüyorum.”
- “Direnişi büyüteceğiz. Öz yönetimin inşası, içinin doldurulması konusunda önemli kararlar alacağız. “
- “Halkımızı bu çerçevede bulunduğu her yerde onurlu, görkemli direnişi sahiplenmeye çağırıyoruz. Geri adım atmak bu tarihi dönemin şerefine yakışmaz.”
- 10 bin ilçeye sen generallerle operasyon yapıyorsan orada hendek değil, bir halk direnişi var demektir.”
- “Gazetelere bakın büyük temizlik operasyonuymuş… Siz kimsiniz ya? Siz kimi nereden süpürüyorsunuz? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz. “
- “Şu saatlerde onurlu bir direnişi ortaya koyanlar katliamlara ve savaş konseptine karşı bir bütün olarak bedenlerini siper eden Cizre, Silopi, Varto, Silvan, Şemdinli Nusaybin’e selam gönderiyorum.”
Terörist Demirtaş’ın bu provokasyonları ve azmettiriciliği yüzünden o Hendek-Çukur olaylarında 793 askerimizi, polisimizi şehit verdik… Kandil’deki alçak teröristbaşları bile sözde siyaset alanındaki terörist Demirtaş gibi bu derecede söylemde bulunmuyordu. Ama terörist Demirtaş ipini koparmış kuduz yaratık gibi, ağzından salyalar akarcasına Türk devletini tehdit ediyor, askerimizi, polisimizi aşağılıyor, PKK’lı teröristleri övüyordu.
Terörist Demirtaş sadece Hendek- Çukur olaylarında değil Kobani olaylarında da azmettirici katil misyonunu yerine getirmişti. Terörist Demirtaş HDP Eşbaşkanı iken HDP’nin resmi sosyal medya hesabından HD(P)KK’lılara “Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı, Kobani’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarının ve AKP iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” şeklinde provokasyon çağrısı yapılmıştı. O olayların neticesinde de 53 kişi hayatını kaybetmişti.
Hendek-Çukur-Kobani olaylarında sadece ölümler yoktu. Binlerce insan yaralanmış, evler, okullar, fabrikalar, devlet kurumları yakılmış, yıkılmıştı. Ve tüm bu olayların hepsinde de terörist Demirtaş başroldeydi. Elinden, dilinden kan dışında bir şey akmıyordu.
Şimdi böyle bir vatan haini ile işlediği azmettiricilik suçlarının cezasını ödemiş Alaattin Çakıcı’yı kıyaslıyorlar ve terörist Demirtaş’ın nasıl masum bir siyasetçi olduğunu utanmadan söyleyebiliyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu ve onun ihanet çetesi “Demirtaş’ın suçu nedir?” diyebiliyor ve onun boynuna “şeref madalyası” takmaya çalışıyorlar.
“Suçun da üstünlükler gibi, dereceleri vardır“ sözünden yola çıkıp, terörist Demirtaş’ın ve Alaattin Çakıcı’nın işlediği suçları kıyaslarsak, terörist Demirtaş’ın bunca şehit ve masum insanın ölümünden dolayı bir an önce idam edilmesi gerekir. Bu manada Türkiye’de hukuk gerçekten yavaş ilerlemektedir ve bunun için bir hukuk reformu şarttır.
CHP’nin Alaattin Çakıcı’ya özel bir kini ve nefreti vardır. Yoksa terörist Demirtaş gibi binlerce insanın katilini savunup, Alaattin Çakıcı gibi işlediği suçların bedelini ödemiş biri üzerinden bu kadar yaygara yapmazlardı.
PKK’nın öz kardeşi Ermeni terör örgütü Asala’ya karşı Alaattin Çakıcı’nın MİT’in de kabullendiği mücadelesi mi CHP’ye batmaktadır?
Yoksa CHP’nin 1980 öncesi yandaş terör örgütü olan Dev-Sol’un Alaattin Çakıcı’nın babası Ülkücü Ali Çakıcı’yı ve Alaattin Çakıcı’nın amcasının oğlu Ülkücü Necati Çakıcı’yı şehit edip, Alaattin Çakıcı’yı beş kurşunla yaralayarak şehit edememesi mi CHP’ye dert olmuştur?
Alaattin Çakıcı Ülkücü şehidimizin çocuğudur. CHP ve yancılarının sahip çıktığı terörist Demirtaş kimin çocuğudur? Tüm eylemleri ve söylemleri bir terör çocuğu olduğunu ortaya koymaktadır.
Uyuşturucu, tecavüz, yağmalama, çocukları silahaltına alma, emperyalist ülkelere tetikçilik gibi ana suçları olan terör örgütü PKK’yı kendine yoldaş edineceksin, sonra Alaattin Çakıcı’ya mafya diye saldıracaksın?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli işte bu yüzden ihanet çetesine sözcülük yapan Kemal Kılıçdaroğlu’na “Çakıcı, bebeklere kurşun sıkmadı, karakolları ateşe vermedi, askerimize, polisimize silah çekmedi, yollara mayın döşemedi, millete ve vatana ihanet etmedi. Kılıçdaroğlu eğer mafya görmek, mafyayla tanışmak istiyorsa birlikte yol yürüdüğü, birlikte anayasa hazırladığı teröristlere baksın, onların yüz hatlarını dikkatle incelesin. Alaattin Çakıcı ve onu gibi arkadaşlarımız bir dönem Türk devletine karşı saldırı ve suikast düzenleyen terör örgütleriyle korkusuzca mücadele etmiştir. Kılıçdaroğlu sokağa çıkmaya korkarken, onlar mesela 31 diplomatımızı şehit eden ASALA terör örgütünün peşine düşmüşlerdir” cevabını vermişti.
Türkiye’de tüm terör örgütlerine sahip çıkan tek siyasi parti genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. PKK, YPG, PYD, TİKKO, DHKP-C, FETÖ, MLKP gibi terör örgütlerine sahip çıkmadığı bir an olmuş mudur? Böyle birisi Alaattin Çakıcı’ya mafya diyorsa ortada ya bir akıl sağlığı problemi var ya da köşeye sıkışmışlığın çaresizliği vardır.
Dünyanın en iyi hukukçularını toplayın. Bir tarafa terörist Demirtaş’ın işlediği suçları, diğer tarafa da Alaattin Çakıcı’nın işlediği suçları koyun… Bu kıyaslamada bile Türk milleti gelir CHP’lilerin yüzüne tükürür. Kaldı ki, tekrar tekrar ifade ediyoruz. Alaattin Çakıcı işlediği suçların bedelini ödemiştir.
Öyle Alaattin Çakıcı üzerinden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye, Cumhur ittifakına saldıran devrimci, komünist artığı siyasilere, yazarlara, yorumculara aldanmayın. O ahmaklar teröristleri kahraman, terör örgütlerini demokrasi mücadelesi verenler olarak gören ve kamuoyuna öyle yutturmaya çalışan hainlerdir.
Hain ve ahmak olmasalar 846 kişinin azmettirici katili için şeref madalyası takıp, “serbest bırakın” derler mi?