Bir Cumartesi günü, su borusuna sözde bir liste asılmış olan fotoğrafı yayınlayıp "YSK delege listesini askıya çıkardı. Bu da kongreye onay demektir" diye yalan haberler yapanlar, yalanlarına her gün birisini daha eklemektedir. En son yalanları da tarla da korsan kurultay konusuyla ilgili "900 delege imza attı" ifadeleri olmuştur. Yalanın dibine kadar iniyorlar.
Önce Sinan Oğan'ın ağzından " 891. delege olarak imza attım" haberlerini okuduk. NTV başta olmak üzere her yerde haber oldu. Oysa Sinan Oğan şuan hem MHP üyesi değil, hem de delege hiç değil… Bu haberin videosunu ben görmedim. Ama haber olarak her yerde okudum.
Su borusuna sözde delege listesi asanlar, 900 delege yalanına görsel bir kılıf henüz uyduramadılar. " Madem 900 delege var yayınlayın da görelim" diye çok çağrıda bulunduk ama mızrak çuvala sığmıyor.
Bu süreçte büyük bir hukuk mücadelesi veren ve yöneten Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Oktay Öztürk "Sinan Oğan, sen neyin imzasını atıyorsun? Sen bu partiye üye değilsin. Üstelik delege bile değilsin. 891 kişinin içerisinde kimlerin imzasının olduğu Sinan Oğan'ın ağzıyla ortaya çıkmış oluyor. Bunlar hoş şeyler değil. Ülkücüler kendi meselelerini kendi arasında halleder. " diyerek bir oyunu deşifre etmiştir.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Oktay Öztürk ekranlardan bu açıklamayı yapana kadar, Sinan Oğan'ın " 891. delege olarak imza attım" sözü her yerde yalanın propaganda malzemesi olarak kullanılıyordu.
Sinan Oğan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk'e cevap verirken de "Uyduruk bir haber üzerine demeç veremezsin. Benim her söylediğimin bir kaydı vardır. Oktay Öztürk dediğini ispata davet ediyorum. İmza listeleri de ortadadır konuşmalarımın tv kayıtları da." demiştir.
Sonuç olarak neymiş "Sinan Oğan 891. delege olarak imza attı" haberi uyduruk bir habermiş…
Sinan Oğan'ın böyle bir ifadesi olmamış…
NTV'ye, Sözcü'ye, Yeniçağ'a ve birçok yere " 891. delege olarak imza attım" sözü haber olduğunda hiç sesi çıkmayan Sinan Oğan, bu yalanın takipçisi olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Oktay Öztürk'ün konuşmasından sonra "Uyduruk" haber olduğunu kabul etmiştir.
900 imza ve bunun etrafında kurulan tüm cümleler yalandır.
Tarla toplantısına anlam kazandırmak için bilinçli şekilde "uydurulmuş" haberdir.
İmza veren yahut vermeyen her Ülkücünün elbet bir gerekçesi vardır. Hepsinin gerekçesine de elbette herkes saygı duymalıdır. Ama bu gerekçeleri kim nereye pazarlamak istiyor, bunu da herkes görmelidir.
Yargı sürecinde MHP'ye kurulan kumpas, Kandil'den cemaate kadar MHP'de değişim arzulayanların kongre isteklerinin arka planını da elbette hepimiz görmeli ve sorgulamalıyız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli "Sözlerimden olağanüstü tüzük kurultayı için imza vermiş kardeşlerim asla alınmasınlar, çünkü onlar benim değerlendirmelerimin dışındadır. Ve onlarla eğer varsa meselelerimizi konuşacağımıza, davamızın ruhuna münasip orta yolu bulacağımıza içtenlikle inanıyorum." Diyerek samimi Ülkücülere sıcak mesaj vermiş, asıl MHP ve Ülkücü düşmanlarının MHP'deki değişim arzusunu şu şekilde tarif etmiştir:
"Sözlerimden olağanüstü tüzük kurultayı için imza vermiş kardeşlerim asla alınmasınlar, çünkü onlar benim değerlendirmelerimin dışındadır.
Ve onlarla eğer varsa meselelerimizi konuşacağımıza, davamızın ruhuna münasip orta yolu bulacağımıza içtenlikle inanıyorum.
Sözlerimin hedefi sanal kahramanlaradır.
Sözlerim direk proje elemanlarına, sahte demokratlara, düzmece siyasetçilere, paralel kuluçkasına yatıp tavşan çıkarma sevdasına kapılan akıl fukarası nankörleredir.
Hayatlarında lehimize olacak şekilde bırakınız katkı ve desteği, en ufak bir hakkı geçmemiş, ağzından hayırlı bir çift cümle çıkmamış ne kadar yazar, çizer, uzman yorumcu, sözde akademisyen ve aydın varsa MHP'yle yatmakta, MHP'yle kalkmaktadır.
Bunlar sürekli olağanüstü kurultay falı açmaktadır.
Okyanus ötesinden pişirilmiş aşa aman su katmayalım derdinde olan işbirlikçiler de fellik fellik dolaşmakta, yaygara koparmaktadır.
Bakıyorum, PKK'lılar MHP'de değişim isteğindedir.
DHKP-C değişim katarına son anda binmiştir.
Nazlanmadan ılıyanlar, mecalsiz kalıp mercan kayalıklarına tutunanlar, uslanma bilmeyen edepsiz kaçaklar, İmralı canisine avukatlık yapanlar ne tuhaftır ki sürekli değişim demekte, pohpohladıkları isimleri direnmeye çağırmaktadır.
Eski tüfekler, casusluktan hüküm giymişler, ahlak ve seviyesi marjinalleşmiş eski çağ, karanlık ve Cumhuriyet gibi medya organları paralel saldırıda hakaret göreviyle tembihlenmişlerdir.
Ne kadar MHP hasmı, Milliyetçi-Ülkücü hazımsızı varsa paralel panayırda kendilerine ön sıralardan rezervasyon yaptırmışlardır.
Birbirlerine hiç benzemeyen, birbirlerinden hiç de hazzetmeyen çürük isimler, düşmanımın düşmanı dostum mantığıyla telaşla MHP'ye karşı icra edilen operasyon kuyruğuna girmişlerdir.
Bunlar kimi zaman Twitter silahşoru, kimi zaman kılıcı zayıf bedenine büyük gelen haçlı şövalyesi, kimi zaman da tenekeden demokrasi fedaisi kesilmişlerdir.
Ama hiçbiri paralel matruşkası, Pensilvanya süvarisi olduğunu gizleyememiştir."
***
Herkes bu sözler üzerinden MHP üzerinde kimin ne hesabı var anlamaya çalışmalıdır. MHP'nin eksiği varsa, yanlış giden yönleri varsa Ülkücüler el ele verir ortadan kaldırır. MHP'yi ortadan kaldırmak isteyenlerin amacını idrak etmeliyiz.
Özellikle 2007 ve 2011 yılında MHP'nin barajı aşmaması için her tezgâhı deneyen cemaatin bugünlerde sosyal medya üzerinden "Devlet Bahçeli değişmezse MHP barajı aşamaz" şeklindeki kirli propagandaları bile niçin dimdik durmamızı ve bunlara yönelik mücadele etmemizi gerektiriyor.
Uydurma ve yalan haberlerle Ülkücü Hareket içine fitne yayanlara da dikkatli olmalıyız.
Şunu hiçbir zaman unutmayın Nazlı Ilıcak'ların, Can Dündar'ların, Cemil Bayık'ların, Hasip Kaplan'ların, Hasan Cemal'lerin, Mihraç Ural'ların, Ece Temelkuran'ların, Rahmi Turan'ların, Bekir Coşkun'ların, Fatih Portakal'ların, Selahattin Demirtaş'ların, Sebahattin Önkibar'ların saldırdığı ve değişim istediği MHP, ideolojik olarak dava çizgisinde dimdik durduğunun ispatıdır.
Bunu gördükten sonra, içimizde düzelmeyecek eksiğimiz, yanlışımız yoktur. Samimi her Ülkücü birbirini anlar ve kavrar.
YILDIRAY ÇİÇEK