Kadın, çocuk katillerinin, seri katillerin topluma kazandırılacak hiçbir yönü yoktur. Bunların nefes alması bile insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Ama maalesef yasalarda bunlara yönelik katı cezalar yoktur. Böyle katiller bile yeri geliyor “iyi hal indirimi” alıyor.
Ordulu Ceren Özdemir isimli genç kızın, Özgür Arduç isimli bir katil tarafından öldürülmesi Türkiye’yi derinden üzmüştü. Bu cinayet hala konuşuluyor. Hele katilinin hayatı, psikolojisi hep tartışılan durumdadır. Geçtiğimiz günlerde bu katilin ilk mahkemesi gerçekleşti. Katil mahkeme ifadesinde “akıl hastası” olduğunu ifade etmişti. Ama yapılan muayenede akıl sağlığının yerinde olduğu tespit edildi.
Katil Özgür Arduç, Ceren Özdemir’i öldürmeden önce, 2005’ten beri cinayet suçundan cezaevindeydi. İnfaz Yasası’na göre geçtiğimiz yıl Rize’deki açık cezaevine alındı ancak firar etti. Yakalanınca Ordu Kapalı Cezaevi’ne konuldu. İyi halli görülerek 28 Ekim’de yine açık cezaevine alındı ancak 1 Aralık’ta ikinci kez firar etti. Hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Yakalanana kadar da Ceren Özdemir isimli kardeşimizin canına kıydı. Cinayet günü ve öncesi öldürmek için de çok kişiyi takip etmiş ama fırsat bulamamış… Böyle bir ruh hastası elini kolunu sallayarak, firari bir haldeyken öldürmeye kurbanlar aramış… İnsanı kahreden de bu durumdur. Böyle bir ruh hastasının “iyi hali” nasıl bir şey çok merak ediyorum. Sapık bir ruh haliyle ve haksız yere insan öldürenlere ve bu yönde eğilimi olanlara gün yüzü göstermek yeni kurbanlar yaratmaktan başka bir şey değildir.
“Benden iyi giyiniyor, benden iyi yaşıyor” duygusuyla ve küçükken kendi yaşadıklarının intikamını başka masum insanları öldürerek alan birinin akıl sağlığının yerinde olması da çok ilginçtir.
Kadın, çocuk katillerinin, seri katillerin topluma kazandırılacak hiçbir yönü yoktur. Bunların nefes alması bile insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Ama maalesef yasalarda bunlara yönelik katı cezalar yoktur. Böyle katiller bile yeri geliyor “iyi hal indirimi” alıyor.
Hadi diyelim Özgür Arduç isimli katil onca farklı suçuna rağmen bir kişiyi öldürdü diye “iyi hal” muhataplığı yaşadı. Ya Kayseri’deki 7 kişiyi öldüren seri katil Hamdi Kayapınar’ın durumuna ne demeli? 7 kişiyi öldüren bu seri katil cezaevinde 16 yıl 1 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişti. Tahliye edildikten sonra da bir güvenlik görevlisini öldürmüştü.
7 kişiyi öldür ama 16 yıl cezaevinde yat, sonra çık yine birini öldür ve cezaevine yeniden gir. Çok ilginçtir 8 kişiyi öldüren bu katilin de akıl sağlığı yerinde raporu var.
7 kişiyi öldürdüğünde 1 kişiyi öldürme cezası dahi almayan Hamdi Kayapınar’a son cinayetinden sonra ‘tasarlayarak adam öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 7 kişiyi öldürdüğünde aldığı ceza adeta sürümden bir ceza almak olmuştur. Ne kadar fazla insan öldürürsen, o kadar az yatarsın diye hukukta bir boşluk mu var?
7 kişiyi öldüren birinin nasıl tahliye edilip, toplum içine salındığını dünyada izah edecek hukukçu yoktur. Biz hukukçu değiliz ama aklımız, vicdanımız ortaya bu tespiti koymaktadır.
Suç işleyip cezaevinde yatan ve topluma kazandırılabilecek elbette insanlarımız vardır. Zaman zaman aflar, ceza indirimleri bunlara uygulanıyor. Ama 7 kişiyi öldürmüş bir seri katili topluma kazandırmayı düşünen nasıl bir sistemdir? Kazanılması mümkün olmadığı gibi çıkınca bir insanın canını almış ve geride gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakmıştır.
Bu konularda yeni bir hukuk düzenlemesi yapılmadığı sürece, yeni canlar yanacak ve geride gözü yaşlı masum insanların feryatları kalacaktır. Kadın, çocuk katillerine, zevk için adam öldüren seri katillere caydırıcı cezalar verilmediğinde, önlemleri alınmadığında sadece olaylara nutuk atarak, yeni olayları bekleyeceğimiz günler olacaktır.
Bir çocuk tecavüz edilip öldürülüyor, sırf eşinden ayrıldı diye kadın sokak ortasında öldürülüyor, bir genç kız evine girerken sırf zevk uğruna öldürülüyor. Bu olaylar artık nadir gözüken olaylar değil, sürekli Türkiye gündeminde olan ve tartışılan olaylardır.
Kim ne derse desin caydırıcı ve katı cezalar bunları engelleyecektir. Katil için bile kendi canı tatlıdır.
Ama 7 kişiyi öldüren bir seri katilin bile adeta “Git yeni birilerini öldür” diye cezaevinden salındığı bu hukuk düzeninde ne seri katil tükenir, ne de canı alınan masum sayısı azalır.
Her olayda nutuklarla, feryatlar birbirine karışıyor. Ama hiçbir düzenleme yapılmıyor. Suçun ve suçlunun günden güne arttığı toplumda sadece hukuk düzenlemesi değil, aileden başlayan, okulda devam eden eğitime bile bir düzenleme getirilmelidir. Seri katillerin tamamında “ortak ifade” aile içindeki “sevgisizlik, adaletsizlik, şiddet” tetikleyici unsurdur.
Türk milletinin eğitimi, ahlakı, ruh sağlığı, adaleti ruhuna, özüne yakışır olmalıdır. Bu konuda da yöneticilere çok büyük sorumluluk düşmektedir. Şu yaşadığımız olaylar Türk milleti içinde yaşanmaması gereken olaylardır. Ey Türk titre ve kendine dön çağrısı bu zamanlarda sık sık tekrar edilmelidir.