PKK'ya destek vermek sadece HDP'ye oy vermekle de olmuyor ki, PKK'ya destek veren AKP'de, CHP'de, İP'de ya da başka partilerde kişiler yok mu? "HDP'yi biz güçlendirdik" diyen şuan AKP'den istifa edip giden Beşir Atalay'ı nereye koyacağız o halde? Güçlenen suçlu ise güçlendiren masum mu?
PKK'nın siyasi uzantılarını el bebek gül bebek destekleyen besleyen ve bu durumlara geldiyse bunun sorumluluğu kimlerdedir? İşte "Şeref ve şerefsizlik" bu noktada yerli yerine oturacaktır.
HDP bir projedir. Önce AKP kullanmaya çalıştı, şimdi de CHP kullanmaya çalışmaktadır. Ama HDP önce AKP'yi kullandı, şimdi de CHP'yi ve İP'i kullanmaktadır. AKP görünümlü HDP'liler, CHP görünümlü HDP'liler, İP Görünümlü HDP'liler sarmıştır her yanı...
Eli kanlı bir terör örgütünün partisi olmaz. "Olur" diyen ve bu zihniyete hizmet eden kim varsa suçludur. Türkiye'nin kanunları, Anayasası ortadadır. Bazı şeref yoksunları da MHP Lideri Devlet Bahçeli bunu hatırlatınca çıldırıyorlar. Şerefli olan asker, polis ve on binlerce masun insanımızın katili olan terör örgütüne ve onun temsilcilerine hizmet eder mi? Hizmet ederse işte şerefsiz yaftasını hak eder. Şerefsizlerin şeref yargısıyla şeref kazananlar, şerefsizlerin en önde gidenidir. PKK'ya destek veren kim olursa olsun bu bakış açımız asla değişmeyecektir.
İnsan desen insan değiller, hayvan desen hayvan değiller... İğrenç bir yaratık olarak var oldukları günden bu yana kan döküyorlar. Ellerine silah aldıkları ilk günden itibaren çoluk çocuk, yaşlı genç demeden herkesi öldürüyorlar. Kanlı misyonlarını ölmek ve öldürmek üzerine kurmuşlar.
Annesinin karnındaki ve kundaktaki bebeği öldürecek kadar vahşi bir örgüt olarak tarihe geçmiştir. Tiplerine bakarsan miden bulanır, insanı tiksintiden kustururlar ama bu ülkede PKK denilen böyle bir örgütü hala "Demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, sevgi pıtırcıkları" diye sunan ve savunan kişiler vardır.
Yalısında viski yudumlayıp "Barış, demokrasi, insan hakları" narası atan şeref yoksunları da bu zihniyetlere destek vermektedir. Eline silah almış "Türkiye'yi böleceğim" diyen ve bu uğurda yıllardır öldürmeye devam bir örgüte çok imkan sağlandı, çok yakınlık gösterildi ve de çok şımartıldı... Geçmiş dönemlerde bu konuda çok hata yapıldı. Şimdi bu hataların bedelini ödüyoruz...
Hangi sıcaklık, hangi yangın, hangi ateş bir ananın yüreğini kavuran evlat acısının yangınından daha şiddetli olabilir ki? Alışmışız yıllarca yanmaya... Ocaklarımızın söndürülmesine sessiz kalmaya.
Birilerinin "Analar ağlamasın, akan kanlar dursun diye çözüm projesi hayata geçsin" masalını hep anlattılar bir tek MHP ve Ülkücü camia bu anlatılanlara karşı çıktı ve hala çıkmaya devam ediyor... Allah MHP ve Ülkücü camianın eksikliğini vermesin.
HDP'nin mecliste bulunması milli iradenin bir tecellisi değil, silah, baskı, tehdit ve kanın bir yansımasıdır. Bir zamanlar kontrolün tamamen dağdan inen eli silahlı katillere bırakıldığı, bir yerde milli iradeden kim söz edebilir? Varlığını teröre ve ihanete borçlu olanları, kahpe saldırıları dahi kınamayanları, milli irade ile nasıl izah edebiliriz?
PKK'lı olmayıp da, HDP'ye oy verenler, bu partinin gerçekten de bölünmez bütünlükten yana olacağını ve teröre karşı çıkacağını mı zannediyorlardı? Dolayısı ile her kim ve ne sebeple oy vermiş olursa olsun, HDP bizim için yok hükmündedir.
Nasıl ki vatandaşlarımızı evlat acısı üzerinden hizaya getirmek düşüncesi tam bir Allahsızlıksa; Vatanımızın bütünlüğüne, Bayrağımıza, Askerimize, Polisimize yönelik pusu, saldırı ve katliamları gerçekleştiren terör örgütünü ve siyasi uzantılarını şirin, masum ve sempatik göstermeye çalışmak da aynı derecede bir alçaklık, şerefsizliktir. Siz öyle şerefsizsiniz ki, bir gün olsun Askeri, Polisi savunmazsınız!
Zakir TERCAN