Darbe girişiminin tozu dumanı çekildikçe, yine eskiye dönülüyor ve her şey kaldığı yerden devam ediyor. Haksızlık, adaletsizlik insanı ağlatıyor
Hiçbir şeyin değişmediğini üzülerek görüyoruz. Mağdur olanlar, hak arayanlar, işsiz kalanlar ve işinden atılanların feryadını duyuyoruz.
14 yılı tek başına iktidar olanların, hâlâ hiçbir sorumluluk kabul etmemeleri, çok düşündürücü ve üzücüdür. Artık elinizi vicdanınıza koyun.
Kime neyi anlatıyorsunuz? Ortada çok acı ve çok çarpıcı bir gerçek var. Bütün kurumlarımız ele geçirilmiş ve çökertilmiş.
Bugün yer yüzünde Türkiye kadar hırpalanan, yalnızlaşan ve kaybeden başka bir ülke bulamazsınız. Ah vah ettiğimiz ülkelerin durumuna düştük.
Milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırıldı. Gençlerimizin hali içler acısı, düştükleri durum hem anaları hem de babaları ağlatıyor.
Fuhuş-kumar, alkol, kaçakçılık, sapıklık, uyuşturucu, rüşvet, torpil her gencimizi perişan ediyor. Anlar-babalar artık birlikte ağlıyorlar.
Yolsuzluklar, zulüm, kıyım, iftira, baskı, kul hakkına tecavüz, kamu malına el uzatma konularında dürüst ve namuslu insanları üzüyor.
Haramzadelik, lüks-israf, saltanat-görgüsüzlük, gasp-hırsızlıklar, cinayetler, kadına şiddet zirve yaptı. Hep analar-babalar birlikte ağladı.
Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. Şöyle dönün bir etrafınıza bakın, memnun olan, ümit ve heyecan duyan bir tek kişi bulabilecek misiniz?
Herkes tedirgin, herkes endişeli, herkes korku içinde. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı at izinin it izine karıştığını söylüyor.
Cinayetler, uyuşturucu, tahammülsüzlük, soygun, öfke her yeri sarmış durumda. Açık, aleni biçimde ve çok hızlı bir toplumsal çöküş yaşıyoruz.
Hırsızlığın İslam’la izah edilmeye çalışıldığı, suç işlemenin özgürlük sayıldığı, yalanın tek ve değişmez siyaset yöntemi haline gelmiştir.
Bu millet bunlardan bıktı usandı ve yoruldu. Dini değerler alay edildi, maneviyatımız siyaset malzemesi yapıldı.
Kendileri dinin emirlerine uymak yerine, dini kendi düzenlerine uydurmaya çabalayanları ibretle izledik.
Bütün din adamları, cemaat liderleri bu vahim tablo karşısında hâlâ susuyor ve kendini kurtarmaya çalışıyor.
Buradan nasıl bir ahlak, fazilet ve erdem çıkabilir? Milli değerler örselenmiş, aşağılanmış ve yok edilmiştir.
Hukuk, ahlak, iman, aile, kariyer, arkadaşlık vatandaşlık sadece kâğıt üzerindedir. Anaların, babaların ağlamasını ve feryadını duymuyorlar!
Günahsız insanların üzerine suçları yıkarak kendinizi kurtaramazsınız? Her ahın bir acısı vardır. Kurunun yanında yaşında yandığını görüyoruz.
Ey yetkililer, suçu olmayanların, göz yaşı döken anaların-babaların çilesini-sıkıntısını görün ve bu suçsuz insanların mağduriyetlerini giderin
Zakir TOPDUR