AKP'yi teslim almanın rahatlığı ile daha çok ileri gidecekler, daha fazla şey isteyecekler ve daha fazla koparacaklardır.
AKP'nin teslimiyetçiliği, korkaklığı, dış politikadaki, tutarsızlığı, meydanlarda nutuk atıp efeleneceksin, sonrada ben ettim sen etme diyeceksin!
AKP iktidara geldiği günden bugüne kadar, her alanda olduğu gibi dış politikada da sınıfta kalmıştır. Zaten bu noktaya da böyle gelmedik mi?
Ermeni'den özür dileyerek, Rum’a kapı aralayarak, Obama'nın sopasına selam durarak, AB'nin toplama kampı olmayı kabul ederek, Rusya'nın ölçüsüz ve haddini bilmez tehditlerini görmezden gelerek yalnız ve çaresiz duruma düşmedi mi?
Bu hallere bakmadan Şam'da Cuma namazı kılıp, Mısır'a demokrasi getireceklerini, Gazze'yi ziyaret edip kahraman olacaklarını ileri sürenler, şimdi bütün söylediklerini geri alıp özür turları atıyorlar.
Ve son olarak geldiğimiz nokta, Suriye ve Irak sınırımızı IŞİD ve İran tehdidine karşı NATO'ya teslim etmektir.
PKK ile mücadelede sözde dostlarımızdan ve müttefiklerimizden nasıl bir destek aldığımızı soruyorsanız, hiç aklınıza dahi getirmeyin.
Ne acıdır ki PKK, PYD üzerinden çoktan ABD ve AB'nin arka bahçesine dönüştüğü için, kaderimizle baş başa kalmış durumdayız.
Teslim olarak, özür dileyerek, dün söylediğini bugün geri alarak, elindekileri de vererek muvaffak olmuş hiç bir ülke gösteremezsiniz.
İçi boş efelenmeler, dünyaya ayar verme kahramanlıkları, van minüt tiyatroları ne kadar hayal âleminde dolaşmaktan ve yalnızlaşmaktan başka bir sonuç vermemişse, bu kadar kolay teslim olmak da çok daha ağır kayıplardan başka bir şey getirmeyecektir.
Bu gidişin sonu vahamettir ve bugünleri de arayacak durumlara düşeceğimiz kesindir. Bu milletin gerçek sahipleri buna fırsat vermeyecektir.
Bu memleket sahipsiz değildir. Bu memleket için canını, kanını verecek yiğitler, serdengeçtiler vardır. Hiç kimse merak etmesin, telaşa düşmesin, ümidini kaybetmmesin.
Zakir TOPDUR