AHLAKI OLMAYANIN, AHLAK DERSİ VERMEYE KALKMASIN!...
Çayımı yudumlarken CAMCI'NIN İTİ ile ilgili hikâye aklıma geldi.
Hikâye şöyle: Kasabanın kenar mahallesine, kocaman bir KURT musallat olmuş; girmediği ahır, dağıtmadığı kümes kalmamış. Kasabalı çareyi Kurt Köpeklerinde, Kangal Köpeklerinde aramış. Azgın KURT'un işi çok zorlanmış.
Bir gece arası, Kasabaya usulca süzülmek isteyince bütün Köpekleri karşısında bulmuş. Köpekler yeri-göğü inletircesine HAVLAMAYA, HIRLAMAYA ULAMAYA başlamışlar.
Koca KURT'un dikkatini, yırtınırcasına HAVLAYAN, HIRLAYAN, güçlü pençeleriyle toprağı tiftik gibi atan bir KÖPEK çekmiş.
Koca KURT "ACABA BU KİMİN İTİ" diyerek gözlerini bir süre kabadayı hasmına dikmiş. Anlamış ki parçalanırcasına ürüyen İT, CAMCI CAFER'in Kapısını bekleyen İT.
Ey CAMCI'NIN İTİ demiş, beni iyi dinle; şu en başta havlayan köpek eşraftan Selman Ağa'nın, ben Selman Ağa'nın çok KOYUNUNU boğazladım. O KÖPEK bana havlamasında haklı.
Şu KÖPEK Boynueğriler'in kapısından ben onun sahibinin kuzularından da çok yedim. Üremesine bir şey diyemem.
Orada uluyan KÖPEK, Uykusuzlardan Pinti Ali'nin KÖPEĞİ. Ben Ali'nin ağılına da çok daldım. Ulumakta haklı.
Bu HIRLAYAN KÖPEK ise, Muhtarın ahırından çıkıp gelmiş, ona da bir şey diyeceğim yok. Çünkü Muhtarın da canını çok yaktım.
FAKAT EY CAMCI'nın İTİ; SANA NE OLUYOR? Senin buradaki bütün KÖPEKLERDEN daha çok HAVLAMANI, ÜREMENİ, ULUMANI anlamıyorum. Senin efendinin değil Ahırı, bir kümesi bile yok. BU YIRTINMANIN, BU ÜRÜYÜP DURMANIN SEBEBİ NE?
Zakir TOKDUR