15 yıldır ülkeyi yönetenler, BOP yolunda ülkeyi ve bölgeyi sonu belirsiz mecralara sürüklemekteki paylarını, PKK ihanetindeki rollerini, Devlet ve kurumları temellerinden sarsmaktaki maharetlerini ve bütün bunların ağır ve acı bedellerini gördükten sonra, yanıldıklarını, yanlış yaptıklarını itiraf ediyorlar. Milletten-Allah'tan af diliyorlar. Sıra işin siyasi bedeline gelince her şey değişiyor.
Yine kahramanlık masalları, yine büyük ve iddialı laflar, dünyaya ayar verme salvoları. Bıraktıkları yerden devam ediyorlar. Bütün bunlar, Türkiye'nin tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda kaldığı gerçeğini değiştirmiyor.
15 yıldır olduğu gibi, yine kaybeden, bedel ödeyen, zor durum düşen hep Türk milleti ve Türk devleti oluyor.
Bu kadar şehit verdik, bu kadar kayba uğradık, amansız bir ateş çemberinin tam ortasındayız, yarın ne olacağını kimse bilmiyor.
Ama iktidar sahiplerine sorarsanız her şeyi doğru yapmışlar, her tedbiri yerinde almışlar ve ülkeyi selamete çıkarmışlar.
Kimse de, "bütün tarih boyunca yaşanan ihanetleri, terör olaylarını, verilen şehitleri, darbeleri, uğradığımız kayıpları, Yaşadığımız yalnızlığı alt alta yazıp toplasak, devri iktidarınızın yanına dahi yaklaşamaz. Her şey doğru yaptığınız için mi belalar başımız yağmur gibi yağdı? Bu devlet temellerinden sarsıldı ve felaketin eşiğine geldi?" Diye sormuyor, soramıyor.
Bu hükümet, çıkarları uğruna her şey yapar. Çünkü çıkarlarını devletin ve milletin çıkarlarının üstünde görmüştür.
AKP yandaşları için çalışmıştır, iktidarda kalması için çıkarları her şeyin önüne geçmiştir. Zaten memleket meselelerinde sınıfta kalmıştır.
Schopenhaur: Unutma, insanların çıkarları değiştiğinde zihniyetleri ve davranışları çabuk değişir.
Zakir TOPDUR