DEVLET BAHÇELİ VE AHDE VEFA..

Zakir TERCAN

Yazıma; Bilge Lider Devlet Bahçeli'nin şu sözleri ile başlamak istiyorum: :Vefa, bizim için yalnızca İstanbul’daki bir semtin veya bir faninin adı değildir. Vefa adam olmaktır, ahlaklı olmaktır, mertliktir, iman ve vicdan alametidir. Dava ve ülkü arkadaşlarımıza karşı bitmeyecek bir vefamız, eksilmeyecek bir muhabbetimiz vardır." Liderimizin vefa ile ilgili sözlerine canı gönülden katılıyoruz...

Vefa; ''Sevgi saygı, hal hatır sorma, yardımlaşma ve dayanışmanın esası ve güvenin tesisidir.''

Vefa; her insanda özellikle Müslümanda bulunması gereken bir özellik olmalı, ne yazık ki herkes bu güzel meziyeti taşıyamıyor, dolayısıyla şahsi menfaat öne geçince içtimai ve sosyal hayatın temel prensipleri de bozuluyor, neticede ''ahde vefa'' yani sözünde durma güveni ve itimadı kalkıyor,

Vefa, gerek Allah'ın yanında gerekse içtimai hayatta insanın itibarını ve şerefini artırır.

Vefa; insana şeref veren, baş üstünde taşıyan elmas, yakut ve zümrütle bezenmiş bir taçtır.

Vefa; Allah'ın takdirine ve insanların da sevgisine ulaştıran güzel bir meziyettir.

Kısaca vefa tarifi şöyledir; Hayat-ı beşeriyenin ruhu ahde vefadır. Vefasızlar dünya ve ahirette kendilerine dost bulamazlar. İhtiyaç ve zaruret hallerinde de kimseden yardım görmezler.'' diyor.

Cenab-ı Allah şöyle buyurur; "Allah'a verdiğiniz ahdi tutun.'' Sadakatte ve en güzel ahlakta numune misali olduğu gibi, vefada da en ileri olan Peygamberimiz, sözüne, ahdine ve kefaletine de son derece bağlı ve vefalı idi. Birine söz verdiği zaman mutlaka onu yapardı.

Sözünde durmak insanın şerefini artıran iyi huyların başında gelir. Verdiği sözünde durmamak da çok çirkin bir hareket olup, Müslümanlara yakışmayan en kötü bir davranıştır.

Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerinde; "ahdini bozan'' kimse, kıyamet günü kötü şekilde cezasını görecektir.'' ve ''Münafıklık alameti üçtür; yalan söylemek, vadini yerine getirmemek, emanete hıyanet etmek,'' buyurarak ahde vefanın önemini bildirmiştir.

Evet; bugün de bakıyoruz ki, kırk yıllık Türk milliyetçilik davasında yıllardır yanındayız, diyerek meclise giren ve hatta bakan bile olan şahsiyetler, bugün Bilge Lider Devlet Bahçeli'ye başkaldırmış, daha önceki verdikleri sözlerini ahitlerini unutmuşlardır. Bundan da anlaşılıyor ki, bunlar gerçekten dava arkadaşları değil, menfaat arkadaşları imiş.

Sevmek, sevilmek herkes için geçerli değildir. Eğer birini seviyorsam, kırk yıl onun kölesi olurum, "Sevgin de hoş, kahrın da hoş'' diyerek, sabır gerekmez miydi...!

Bilge Lider Devlet Bahçeli, çekilince 82 milyonun peşinize düşeceğini mi zannediyorsunuz? Allah, ömür verirse göreceğiz.

Dava işler yolundayken "alkış fiğan" 4 puan geri gelince hançerlemek değildir. Dava dik duruştur! Sabırdır… Gayrettir… Mütevazı bir vefadır… Her şey ile hiçbir şey arasında kalan; ne çok şey var aslında… İşte onu fark edelim…

Ülkemiz zor bir süreçten geçerken sakin olalım… İlerde elbette maskeler düşecek… Bilge Lider Devlet Bahçeli'ye karşı yapılan "asimetrik paralel" saldırıların birçok sebebi var… Hal böyle olunca Lidere sadakat ülkücü hareket için daha önemli hale gelmiştir.

Bilge Lider Devlet Bahçeli uyku oruncundayım demişti. Neden? Ülkesi zor süreçten geçtiği için, Neden? Davası üzerinde hesap yapanları fark ettiği için, Neden? Kendi içinden vefasızlık hançerin sırtına saplamak istendiğini anladığı içi, Neden? Ülkeyi, davasını şer düşünceden karanlık odaklardan korumak için.

Bilge Liderimiz ile birlikte... Sonsuza kadar bu duruşumuzdan ayrılmayacağız. Nice badireleri aştık, 50. Yıla ulaştık.. Bu ülke için yeminimiz var dönülmez. Kutlu olsun, bereketli olsun, mübarek olsun...

 

Zakir TERCAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.