MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin ağzından çıkan her söz ve attığı her adım bu yolda yürüme kararlılığının ta kendisidir. Başbuğ Türkeş'in izinde gitmek de budur!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin "Beka meselesi" üzerinde durması elbette önemli sebeplere dayanmaktadır. 15 Temmuz gerçeğini okumamakta ısrar edenler, emperyalizmin gücüne boyun eğenlerdir.
MHP, emperyalizme boyun bükmeyen, "ya istiklal, ya ölüm" diyebilen cesur, kararlı ve kahraman ruhların siyasi karargahıdır.
Elbette ülkü yolundaki kutlu yürüyüşte yorulanlar, nefesi tükenenler, vazgeçenler ve istikametini kaybedenler olacaktır.
Muhakkak ki kişisel menfaatlerini öne çıkarıp, "Önce ülkem" yerine "Önce ben" deme noktasına gelenler de olacaktır! Bu kesimlerin yollarını, Milliyetçi-Ülkücülerin zor ama kutlu yollarından ayırmasından daha tabi ne olabilir?
Önemli olan, küresel haçlı emperyalizmine, o'nun taşeronları olan terör örgütlerine, ülkemizi bölmek, milletimizi ve Türk'ün şahsında Müslümanlığı yok etmek isteyen bütün şer odaklara karşı bir ve beraber olanlarla kutlu yoldaki şanlı yürüyüşü devam ettirmektir.
Dünyada Müslüman kanı akmakta!... İhtiyar, yaşlı, kadın, genç, çocuk ayırt emeksizin öldürülmekte, işkence yapılmakta. Akan Müslüman kanı, giden Müslüman canıdır. Tek çare MHP'nin iktidara gelmesi ve bu acılara son vermesi olacaktır.
Türk dünyası ve İslam aleminin dertleri ne AKP ile ne CHP ile nede İpi başkalarının eline olanlarla olması mümkün değildir. Tek çare MHP'nin iktidarı... Çünkü MHP'nin iktidarında İslam aleminin ve Türk dünyasının yüzü gülecek, dertleri bitecektir.
MHP yine bu ülkenin ve milletin tek ve son ümidi olmuştur. Hükümeti doğruya teşvik ettiği gibi, milli meselelerde yalnız olmadığını da gösteriyor. Söz konusu ülkenin menfaatleri ise gerisi teferruattır.
Zakir TERCAN