Mitinglerimize böyle gitmediler…

Böyle para savurmadılar…

Soma’da 301 can gittiğinde, Güneydoğu’da eşkıya kan akıtırken, AKP Süleymanşah’ı söküp götürürken, böyle sokaklara dökülmediler…

Lideri devirmek uğruna Ankara’da polis barikatına çıkıp gövde gösterisi yapmayı göze aldılar…

Olan biten sadece asimetrik algı operasyonuydu…

Cemaat, AKP medyası, sermaye desteğinde…

Adam diye, millete hizmet üretsin diye üniversite kürsüsünden alıp geldiğimiz âlimler bile sadece “etiket” çıktı.

Mesela birisi, “Sinan Oğan ile olmaz. Eğer Sinan Oğan genel başkan seçilirse ben MHP’den istifa ederim” demişti, şimdi elinde megafonla destek çığlığı atıyor!

Dün "Vur de vuralım, öl de ölelim" dedikleri kişiye bugün hakaret yağdırıyor; dün "Akşener AKP’nin kurucusudur" dediklerine bugün "Doğuştan Ülkücü" diyorlar.

Vefasızlık, sadakatsizlik, ihanet ve gaflet gırla gidiyor.

Birileri belli ki “Paradigmayı” değiştiriyor!

Hukuk, demokrasi, adalet sadece kendilerine…

“Magandalar”, sözde kurultay meydanında…

Töre, Ülkücü gelenek, Türk aile geleneği vız gelip tırıs geçiyor.

Mesela biri hırsını alamamış, polis barikatı önünde kocasını fırçalıyor!

Dün Tayyip’i nikâh şahidi yapmıştı, bugün Bahçeli’yi AKP’li olmakla suçluyor.

Haberi yazan da Müjdat’ın sitesi. O şimdi Meralci…

Sözcü’nün malum Emin’ini, sözde kurultay için “Bahçeli yandaşları ile karşıtları olan Ülkücüler arasında çatışma çıkar, silahlar konuşur ve kan dökülür” fitnesi yazabildi! Canının çektiği bu yani…

Mesela iki dönemdir Ülkücülerin sırtına basıp belediye başkanı olan Karacasu Belediye Başkanı gibiler, “Daha iyi hizmet” bahanesiyle “şahsi ikbali” için dümen kırıveriyor. Sanki MHP’li olunca hizmet veremiyor. Kendisine oy veren Ülkücülere söver gibi!

Yandaş haber sitelerinde birbirini tutmayan ve sürekli artırılan delege avı… Kiminde 900, kiminde 902, kiminde 742…

Fırıldak İsmail, Tomaların önündeki resimler için “İyi oldu, bize hep devletçi diyorlardı, gittiğimiz alanda tuvalet yoktu, simitçi yoktu” saçmalığında…

Olayı sanki MHP organize etti, sanki tuvaletleri MHP koyacaktı!

Fırıldak, “Bizim oraya neyle, nasıl gittiğimizi sorgulamayın, ne yaptığımızı sorun” diyor. Aman ha şeffaf olmayın, Ülkücüleri ona buna maşa yapın, biz sormayalım; yarın yedirdikleri o paraları burnunuzdan getirirler.

Fırıldak diyor ki, “Gemerek Hâkimi ile Semih Yalçın’ın özel dostluğu var!”, “Bahçeli AKP ile koalisyona hazırlanıyor, bu bilgileri AKP’li bakanlar veriyor.” Kaynak yine yok, salla gitsin!

Ne çok çocukluğundan beri ülkücü olan varmış da şimdiye kadar MHP’ye oy vermiyormuş! Başbuğ’dan beri ilk kez Ablaları ile oy vereceklermiş!

Her yan “eski”, her yan “reis” ya da “başkan”… Seçim ve teşkilat çalışmalarında ortalıkta görünme, şimdi ya sokak sokak, meydan meydan geziyor ya da sanal âlemde büyük abi ayaklarında fitne ve fesat saçıyor…

Bir de Rubil efendi var, hani İzmirli abinin TV kameraları önünde hırpaladığı adam… Sakallı’nın komplo programında dedikleri tam “ibretlik”:

“Milliyetçi Hareket Partisine göre vatanın bekası, bölünmezliği çok önemli... Ama iktidar arzusunun önüne geçecek kadar değil...”

Alın size değişim!

Alın size yeni MHP…

Ardından parçalanma işaretleri, aralarında fesat: Koray abilerinden “Akşener, 3 isme de haksızlık etti” açıklaması… Paralelci iddiaları… Ve Sivas’tan bir çatlak ses daha:

Ragıp Özkan: “Sivas delegeleri olarak Koray Aydın’ın toplantısına katılmayacağız”.

Gelelim, Müjdat’ın sitesindeki habere: Bir ilçe başkanı “ülkücüleri at sanıyor” olmalı ki, “Kimse Ülkücülere gem vuramaz” sözleri ediyor, bozdurun bozdurun harcayın!

Derken Çağrı heyetinden flaş açıklama:

“Yargıtay’ın kararını açıklamasının ardından, aynı gündem ile yeni bir tarih ve saat belirlenerek olağanüstü kurultayın yapılması sağlanacak”.

Peki ne diye milleti Ankara’ya toplayıp polisle karşı karşıya getirdiniz?

Cumhuriyetin Başkentinde sergilenen bu rezillik neyin nesidir?

Yeniçeriler gibi isyana kalkışmak, 12 Eylül öncesi bile devlete, polise, jandarmaya el kaldırmamış Ülkücüleri Ankara’da devletle karşı karşıya getirmek, barikatlara çıkıp tepinmek, mafyadan, sokaktan çekmek için çırpınılan Ülkücüleri sokağa çekmek için çıkan adamların çevresi kara gözlüklü dolu şimdi!

Evet Sayın Bahçeli,

Bundan sonra “lider” olarak kavgamız sizinle...

Teşkilatlara çöreklenmiş ne kadar yamuk, mafya bozuntusu, cemaat artığı, tarikat mikrobu, BBP’çi, menfaatperest “eski” varsa temizlemezseniz Başbuğun, beş bin şehidin ve samimi Ülkücülerin hakkı için size büyük vebal düşüyor…

Artık olması gereken budur!

Kan tükürüp kızılcık şerbeti içecek, bu “arınmayı” mutlaka gerçekleştirmelisiniz!

Gerisi şu şartlarda teferruattır!

Çünkü devşirmelerle Ülkücü Hareket engellenemez!

Mustafa ÖNDER