MESELE AYM DEĞİL, MESELE MHP VE BAŞKANLIK!

 

Yahu aziz Türk milliyetçileri, bırakın MHP’li kurultay âşıkları CNNTürk’te Sakallı’nın “muhalif bölge”sinde boncuk gibi dizilip koltuk kavgası yapadursun…

Memleket yanıyor, TBMM’de başkanlık anayasası oyunu oynanıyor, Suriye’de ABD-Rus işbirliği ve hatta yine Vehhabi Suudlar bizimkileri kandırıyor, Cumhurbaşkanı “dünya liderliği” için Afrika’ya uçak dolusu adamla uçmuş, Türk milliyetçileri olmayıversin n’olacak!

Biz yönümüzü memlekete dönelim.

Önce Saray’ın First Leydisi, “90 yıllık enkazı ayağa kaldırdık” açıklamasıyla kırıp geçiriyor ortalığı…

Amanın, “reklam arası bitti”den sonra olan bitene üç maymunu oynayan “laik tatlısu solcuları” sosyal medyada kıyameti koparıyor. Saray işbirliği ile ünlü Baykal ağabeyleri de “CHP genel başkanlığını istemem” –moda kelimeyle- tiriplerinde!

Neyse…

Her yurt dışı seyahati öncesi kafasındaki planları sınamak, halkı tartıştırıp alıştırmak için yaptığı gibi…

Afrika’yı yeniden keşfe çıkan RTE, uçağa binmeden açıyor ağzını yumuyor gözünü…

Dolmabahçe’de işi “mutabakat”a kadar vardırdıkları HDP’liler alçak şerefsiz, anayasa ve başkanlığı referandumda hele halka bir sorun, ne diyecek? Hele hele şu AYM’nin aldığı karara uymuyorum da tanımıyorum da!

İyi de Sayın Cumhurbaşkanı, AİHM’deki iflaslarımızdan sonra AYM’ye kişisel başvuru hakkını getirip bununla övünen siz değil miydiniz?

Sonra…

“Ben gidiyorum, arkamdan epey çalkalanır ortalık” deyip kaçıyor Afrika’ya…

Başbakanlık diye başlatılan AOÇ’deki inşaatı mahkeme kararlarına rağmen “Güçleri yetiyorsa yıksınlar” diye diye yaptırdığı Saray’ı “külliye”ye çevireli çok olmadı!

17-25 sonrası HSYK, Yargıtay ve YSK’de yaptırdığı değişikliklere ve bir zamanların DGM’leri yerine icat ettikleri Sulh Ceza Hâkimlikleri ile “yargı”ya talimat vererek gereğini yaptırmaya alışmıştı.

Birden casus diye nitelediği gazetecilerin başvurusuna tahliye kararı veren AYM’ye söz geçiremediğini anladı.

Şimdi havuz medyasının sayfalarını AYM aleyhine manşetler süslüyor!

AYM kararının TBMM’de AKP grubuna yansıması ise tam bir skandal…

Bir AKP’li Can Dündar ile ilgili AYM kararına önce “Mahkemenin kararını sevinçle karşıladık” açıklaması yapıyor; RTE, “Karara saygı duymuyorum” deyince çark edip “AYM yetki gaspı yapmıştır” deyiveriyor…

AYM’yi tanımayan cumhurun başı, bir de yerel mahkemeye de talimat veriyor: “Yerel mahkeme kararında direnmeliydi!”

Sosyal “hukuk” devletinin Cumhurbaşkanı mahkemeye görüş bildirirse, havuzun tetikçisi Küçük de, “Can tekrar tutuklansın” deme cesaretini bulur elbette!

Önünde sonunda Bahçeli’nin işaret ettiği “Beşinci Parti”nin pıtırcık vereceği AKP’den, hem de Kurtulmuş’un ağzından tuhaf bir açıklama:

“O Cumhurbaşkanının kendi görüşleridir!”

İyi de o bir gazeteci, yargıç, avukat veya müvekkil değil, anayasa ve kanunları harfiyen uygulamak ve kollamakla görevli cumhurbaşkanı!

Nihayet RTE’siz, Çankaya köşkünde toplanabilen hükümet, milyarlık zırhlı araca binen Diyanet İşleri Reisi’nden brifing almış… Ayrıca büyük ihtimalle PKK terörünün yerle bir ettiği Güneydoğu’daki şehirlerimizin hangi havuz müteahhitleri arasında ihale edilerek yeniden yapılandırılacağına da karar verilmiştir!

Sözcü Kurtulmuş’un şu sözleri ise ibretlik:

“Sayın Cumhurbaşkanımız bu görüşlerini AYM karar almadan önce değil, kararını aldıktan sonra ifade etmiştir.”

Biri bize bu cümlenin ardını önünü açıklasın Allah aşkına!

Hükümet falan önemli değil, parlamenter rejim askıya alınalı, Serok Ahmet vesayet altına alınalı çok olmuş… Saray, artık meydanlarla uğraşmıyor, meydandakileri saraya getirtiyor, muhtarları muhbirliğe, memurları mevzuatı takmamaya çağırıyor, “Başkanlık”ı kafalara kazıyor!

“Mesele”yi sarayın sözcüsü Kalın özetliyor:

“Sayın Cumhurbaşkanının teklif ettiği gibi iki ayrı yol izlenebilir; başkanlık sistemini de içeren yeni anayasa konusunda bir referandum yapılabilir, ya da başkanlık sistemi ayrı olarak millete referandumla taşınabilir.”

“Ya 400 vekil, ya kaos” meselesi, aylardır vatanın dört yanına giden ayyıldıza sarılı tabutlar, Güneydoğu’daki Kürtçü isyanı, Suriye’deki Türkmen kıyımı ve sınıra yerleşen PYD/PKK, “yeni anayasa” kılıflı Başkanlık meselesidir.

Zurnanın zırt dediği nokta, bu meselenin önündeki tek engel Bahçeli ve MHP’nin aylardır “değişim” maskeli koltuk kavgası ile uzak tutulma tezgâhındadır!

Paşa paşa ufukta bir referandum milleti beklemekteyken…

Maalesef, yakında bu işe öne ayak olanlar meşhur “beşinci parti” saflarında görülünce onlar için kıyasıya kavga eden Ülkücüler birbirinden özür dileyecektir!

Tabii o güne kadar birbirlerine bakacak yüzleri kalırsa…

 

Mustafa ÖNDER

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR