Türkiye Cumhuriyeti Devletine terör vasıtasıyla diz çöktürülmeye çalışılıyor. Askerimiz, polisimiz ve sivil vatandaşlarımız teröristlerin hedefi haline gelmiş durumda. Müslümana ve Türke düşman olanlar taşeron örgütler vasıtasıyla devletimizi yıkmaya, milletimizi parçalamaya derdindeler. Topraklarımızda hesabı olanlar teyakkuza geçmiş var gücüyle emellerine ulaşmaya çalışıyor. Türk milletiyle derdi olan şer odaklarının birlikteliği ve birlik halinde teyakkuza geçtiği her geçen gün daha da netlik kazanıyor. 

Ne yazık ki düşman bir değil. Düşman, dışarıda olduğu kadar içeride de bulunuyor. Hainler kadrolaşmış ve güçlenmiş durumda. Mevcut hükümetin yanlış politikaları sebebiyle terör hiç olmadığı kadar azdı. Yine mevcut hükümetin tavizleri sebebiyle FETÖ denen şer odağı devlet kurumlarının tamamına sızdı. Bu sızmalar devlet kurumlarının temel taşlarını yerinden oynattı. FETÖ taşeronluğu İle diğer devletlerin istihbarat birimleri bir zehir gibi devlet sisteminin damarlarına kadar ulaştı. 15 Temmuz hain darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı hiç olmadığı kadar vatan hainini barındırdığını gözler önüne serdi. Ne yazık ki devlet, kendi askerine, polisine ve istihbaratına güvenmekte zorlanıyor. 
Alparslan Türkeş'in "Sokaklara hakim olan devlete de hakim olur" sözünün tam tersinin yaşandığı elim günleri yaşıyoruz. Terör grupları herkesin gözü önünde hendekler kazıyor, yollara barikat kuruyor, caddelere mayın döşüyor, sokaklara siper kazıyor, evleri cephanelik olarak kullanıyor. Şehirlerimizde terör propagandaları yapılıyor, bombalar patlıyor, polislerimiz evlerinde çocuklarının gözü önünde katlediliyor, askerimiz pazar yerinde şehit ediliyor, korucularımız evlerinden alınıp infaz ediliyor. 
Yaşadığımız günler devletimize sahip çıkmamızın gerektiği günlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlılığımızı göstermemiz gereken günleri yaşıyoruz. Çocuklarımıza Müslüman bir Türk devleti bırakmak istiyorsak devletimize sahip çıkmalıyız. Yoksa şehitlerimizin kanı İle sulanan bu topraklara kafir askerinin çizmesiyle basılması kaçınılmaz bir sondur. 
"Ben Türk Milliyetçisiyim" diyen herkesi vatanına sahip çıkmaya davet ediyorum. Türkiye Cumhuriyetinin sahip çıkılmaya ihtiyacı var. Bu bir vebaldir. Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan her vatandaş bu vebale ortaktır. 
TSK, Emniyet ve İstihbaratta bunca sıkıntı varken Türkiye'nin ihtiyacı olan tek şey sokaklara hakim olacak olan "Rüzgar Birliğidir." Gönlümüzde yatan budur. Ülkücülerin "Rüzgar Birliğinin" asil birer askeri olacağından şüphem yoktur. Biliyorum ki devletimizin de bundan şüphesi yoktur. 
Devletimizin buna ihtiyacı var. Bu sese kulak verin.