MHP'li Semih Yalçın: Ülkücü Emanete İhanet Etmez

MHP'li Semih Yalçın: Ülkücü Emanete İhanet Etmez

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Milliyetçi-Ülkücü Hareket, geçmişte geçirdiği zor günleri ve badireleri hep sadıkların istikametten sapmamaları sayesinde aşmıştır" dedi.

'ÜLKÜCÜ Hareket'te dava adamlığı ve sadakatin önemine dair'' gazetemiz ORTADOĞU'ya açıklamalarda bulunan Yalçın, "Milliyetçi-Ülkücü Hareket; geçirdiği sarsıntıları, dava adamlarının doğru yoldan şaşmadan mücadeleyi sürdürmeleri sayesinde atlatmıştır. Ülkücüler; ikbal ü câh için, dünya-yıdûn için edaniye baş eğmemişlerdir" diye ifade etti.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, ''Ülkücü Hareket'te dava adamlığı ve sadakatin önemine dair'' gazetemiz ORTADOĞU'ya açıklamalar yaptı.

Yalçın, ''Milliyetçi Ülkücü Hareket'in jargonunda dava adamı tabirinin hususi bir yeri vardır.

Çünkü Milliyetçi Ülkücü Hareket bir dava ve aksiyon hareketidir.

Gücünü davaya bağlılık olgusundan ve davasına sadık insanlardan alır.

Dava adamları, partimize fikrî ve ideolojik açıdan katkıda bulunmakla kalmazlar. 

Aynı zamanda 48 yılı aşan şerefli bir mücadele kültürünün nesilden nesle intikalini sağlarlar.

Dava adamları,numune-i imtisal kimseler olarak siyasi mücadelemizin devamlılığını temin ederler.

Sadakatle inanç arasında sıkı bir bağ vardır'' dedi.

 

''SADIKLAR; ELİNDEN, DİLİNDEN, BELİNDEN EMİN OLUNAN, İTİMAT EDİLEN İNSANLARDIR''

'''Dava adamlarının harekete bağlılıkları,üstün bir inanmışlık ve güventelkin edenbir adanmışlık ölçüsündedir.

Yani sadıklar, birer dava adamıdır'' diyen Yalçın, ''Sadıklar;inandığı değerlerin doğruluğundan asla şüphe etmezler. Sadıklar, dava arkadaşlarının ismet ve saffetine güvenen, sağlam bir manevi bağla gönüllerini davaya raptetmiş kimselerdir.

Sadıklar; elinden, dilinden, belinden emin olunan, itimat edilen insanlardır.

Onların felsefesinde, yoldaşını bırakıp kaçmakgibi korkaklıklara, insani zaaflara yer yoktur.

Onların felsefesinde, dünkü kanlılarını ve düşmanlarını sudan bahanelerledava arkadaşınatercih etmek gibi sefil davranışlar yoktur'' açıklaması yaptı.

 

''DAVA, HEP SADIKLARIN OMUZLARINDA YÜKSELMİŞTİR''

Yalçın, şunları söyledi: ''Milliyetçi-Ülkücü Hareket, bugüne kadarki başarılarını davasına gönülden bağlı insanların kararlılık ve azmi sayesinde elde etmiştir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket, şimdiye kadarki kazanımlarını; sadakat ehlinin istikrar,sabır ve metanetine borçludur.

Dava, hep sadıkların omuzlarında yükselmiştir.

Bunun içindir ki her biri birer dava adamı olan hakiki Ülkücüler, toplum vicdanında seçkin mevki edinmişlerdir.

Ülkücüler, yüksek ahlak timsali kimselerdir.

Ülkücüler ahde vefa abideleridir.

Ülkücüler, emanete ihanet etmezler.

Ülkücüler; dostlarına ve yoldaşlarına, daha da önemlisi davalarına hıyanet etmezler. 

Ülkücüler, yoldaşlarını yarı yolda bırakmazlar.

Ülkücüler; gönüldaşlarını, arkadaşlarını satmazlar.

Ülkücüler, 60'lı yılların sonundan günümüze kadar şehitlerin aziz ruhları huzurunda ettikleri kavga ve dayanışma yemininden dönmezler.

Ülkücüler; oraya buraya yalpalanmaz, çirkin menfaatlere yatmazlar.

Ülkücüler bu sayede; yaşadıkları muhitte, iş yerlerinde, işgal ettikleri mevkide başkalarına örnek gösterilmişlerdir.

Her yaştan ve her meslekten Ülkücüler; bulundukları bölgenin kanaat önderleri, bir bilenleri, akıl hocaları olmuşlardır.

Ülkücüler; toplumumuzun her kesiminde, iş hayatının her kademesinde güvenin adresi, birlik ve beraberliğin sigortası olmuşlardır.

 

''SADAKATSİZLER, BİRLİKTE YÜRÜDÜĞÜMÜZ YOLDAN ÇEŞİTLİ TEVİL VE BAHANELERLE AYRILMIŞLARDIR''

Milliyetçi-Ülkücü Hareket, geçmişte geçirdiği zor günleri ve badireleri hep sadıkların istikametten sapmamaları sayesinde aşmıştır.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket; geçirdiği sarsıntıları, dava adamlarının doğru yoldan şaşmadan mücadeleyi sürdürmeleri sayesinde atlatmıştır.

Ülkücüler; ikbal ü câh için, dünya-yı dûn için edaniye baş eğmemişlerdir.

Son birkaç yılda hız kazanıp 15 Temmuz'da zirveye tırmanan FETÖ'cü ihanetin camiamızda tefrika çıkarmak için gösterdiği çabalar malumdur.

FETÖ'cü entrikalar karşısında verilen imtihanda, zayıflar ve gevşekler tel tel dökülüp oradan oraya savrulmuştur.

Buna karşılık dava adamları, istikrar ve muvazenelerini muhafaza etmişlerdir.

FETÖ'cü çevrelerce sağlanan baştan çıkarıcı dünya nimetleri, sadıkları ayartıp yolundan döndürememiştir.

Birtakım karanlık mahfillerin sağladığı çıkarlar, davamıza ve partimize bağlılıklarını zayıflatamamıştır.

2016'nın Ocak'ında başlayan kongre sürecinde, Tevbe Suresi'nin 119. Ayeti'ndeki "Sadıklarla beraber olunuz"ilahi hakikati tecelli etmiştir.

Gerçekleştirdiğimiz bütün il ve ilçe kongrelerinde; fedakâr, cefakâr ve davasına candan bağlı Ülkü erlerinin şahlanışına şahit olunmuştur.

Bu süreçte; hareketimizin ezici çoğunluğunu oluşturan sadıklar ve salihler ordusu, partimizin ve camiamızın istikametinden sapmamıştır.

Facir ve fasıklar ise fitne erbabınca iğva ve iğfal edilerek kolayca avlanmıştır.

Sadakatsizler, birlikte yürüdüğümüz yoldan çeşitli tevil ve bahanelerle ayrılmışlardır.

Fitne ve fücur, fasığın fıskını ama sadığın da sadakatini arttırmıştır.

Sadakatsiz fasıklar, en ufak meselede davaya bağlılıklarını ve Ülküdaşlarının samimiyetini sorgulamaya yeltenmişlerdir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket'i temsil etmek üzere seçilenleri hırpalamaya kalkanların, dava adamı olmadığı şüphe götürmez bir gerçektir.

MHP teşkilatlarının çeşitli kademelerindebizi temsil eden insanları belirleyen etken; ne bir şahıs ne de bir zümredir.

 

''BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR''

Bizi temsil edenleri aramızdan seçip çıkaran, doğrudan Ülkücü iradedir. 

Yerine yenileri seçilinceye kadar göreve getirilenlerle birlikte çalışmak, onlara destek vermek; her Ülkücü için vicdan ve namus borcudur.

Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. 

İlahi rahmetten ümit kesmek bir fasıklık alametidir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket'ten ve onun yegâne temsilcisi konumundaki MHP'den ümidini kesmek de siyasi fasıklık belirtisidir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in siyaset platformundaki temsilcisi olan MHP'nin hükmi şahsiyeti ve kurumsal kimliğine bağlılık önemlidir.

Fikir ve aksiyon hareketi olarak Milliyetçi-Ülkücü camianın soyut varlığına olan gönül rabıtası da bir o kadar önemlidir.

Kurumsal kimliğe merbutiyetle camiamıza duyulan manevi bağ, birbirini tamamlar.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket'e sadakat, hem onun soyut varlığına hem de politikadaki mevcudiyetine bağlı olmakla mümkündür.

 

''SADIK DAVA ADAMLARI BİLİRLER Kİ İHANETİN BAHANESİ OLMAZ''

Birbirini tamamlayan iki varlıktan birini inkâr, diğerini de inkâr anlamına gelir.

Sadıklar, dava adamları; 'Ülkü' denen nazlı gelini karşılıksız ama tarifsiz bir aşkla severler.

Dava adamları, ülkülerinin üzerine ne gül koklarlar ne de destursuz bağa girerler.

Sadık dava adamları bilirler ki ihanetin bahanesi olmaz.

Sadıklar bilirler ki ihanet, sevgiyi ve bağlılığı öldürür; bir arada yaşama azmini, kavlini ortadan kaldırır.

Ülkü denen nazlı gelin erde sadece şan istemez, sadakat de ister.

Selam olsun sadıklara!

Selam olsun bağlılık abidelerine!

Selam olsun dava adamlarına!

Selam olsun yoldaşını bırakıp kaçmayan isimsiz kahramanlara!''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.