GERÇEKTEN “SEVGİ BENCİLLİKTEN GÜÇLÜ” MÜ ABLA?
“MİT ajanı” ya, esrarengiz adam!
Cumaya gider gizlice, kimsenin haberi olmaz.
Onca genç okutur, kimse bilmez.
Cami yaptırır reklamını yaptırmaz…
Vakıf kurar, bağış yapar, Allah ile vicdanı arasındadır, bilmezler.
O “esrarengiz adam”, Allah’ın verdiği hastalığa yakalanmış, damarları tıkalı, anjiyo olacak… Cenab’ı Allah’ın bir sınavından daha geçmekte!
Yıllar önce olduğu gibi gizlice Gebze’ye doktoruna gidip tedavisini yaptıracak…
Hani 74 gündür bir türlü toplanıp teslim edilemeyen 543 imzanın Genel Merkez’e bir sürü avukat ve taraftarla verildiği gün…
Hani muhalif bir sitenin “Ülkücüler Cumhuriyet tarihinin en büyük imzasını topladı” diye trollerine müjdelediği gün…
Sözde kurultayı toplayacak ama tüzüğü değiştirecek rakamın olmadığının anlaşıldığı gün…
‘Abla’ları, “….. ‘sevgi’nin bencillikten güçlü olduğu….”demeci verirken, o “esrarengiz adam” herkesten habersiz Gebze’de bir tıbbi operasyon geçiriyor…
“Sevgi”den, “sadakat”ten, “vefa”dan, “merhamet”ten, “vicdan”dan habersizler, havuz medyasıyla birlikte manşet çakıyorlar:
“Genel Başkan hastanelik oldu!”
“MHP Genel Başkanı hastaneye kaldırıldı!”
“Kriz geçiren Bahçeli hastaneye kaldırıldı!”
Katıksız Bahçeli düşmanı Yeniçağ, “Bahçeli’nin muhtemel bir olağanüstü kongrede sağlık problemlerinin konu edilmesinin önüne geçmek için anjiyo oluşunu gizleme gereği duyduğunu” dahi ileri sürdü.
Sanırsınız ki muhaliflerin 1200 imzalı kurultay başvurusunu görünce şok geçirmiş!
Esrarengiz adam, bir gün önce kitap fuarına katıldı, basına haber konusu oldu, sonra da kimselere bir şey demedi, sessizce kendini rahatsız eden dert için doktoruna gitti.
Anjiyo olmuştu!
Günlerdir 3-4 koldan küfre varan trolleriyle saldıranlara yine fırsat doğmuştu.
Tutunacak başka dal, trollerine gaz verecek başka propaganda malzemesi kalmamış!
İstifa etsin etmesin, kurultay kararı alsın almasın, adı ne olursa olsun, davanın liderine, güya “onursal başkan olsun” dedikleri adama “ölse de kurtulsak” diyecek kadar davadan, partiden, insanlıktan, merhametten habersiz devşirmeler piyasaya döküldü…
Şerefsizce, ahlaksızca, kin dolu ve Ülkücüye yakışmayan başlıklar…
Hastalıktan, bir insanın sağlığından medet uman kimliksizlik!
Nedir bu vicdanları kör eden hırs? Nedir bu Ülkücüye sevgisizlik, nedir bu nefret, bu nasıl bir seviyesizlik ve şerefsizlik?
“Bilseydik hastaneye kalkacağını dilekçeleri göndermezdik” diyebilen hilkat garibelerini de gördük bu sayede…
S.Oğan’cı, Akşener’ci, Aydın’cı değil diye hanım yazarlarımıza ana avrat sövebilen sahtekâr Ülkücü müsveddelerini de tanıdık…
Hepsini tanımıştık ama insan sağlığı üzerinden ahlaksızlık çukurunda karaktersizliğini gösteren adamları, daha doğrusu “adam kılığı”nda müfteri yapay Ülkücüleri de ilk defa görmüş olduk!
Genel Merkez reklamıyla beslenip Bengütürk’te ahkâm kesen adamların ikiyüzlülükle lidere saldıran sitelerinde küfrün bini bir paraya!
Mesele 7 Haziran’dan beri MHP’de kargaşa yaratma meselesi…
Hani o “esrarengiz adam”a, “AKP’nin içimizdeki ajanı” diye yafta yapıştıran, ilk günden beri “mahkemede hesaplaşmayı” tezgahlayan fitne adayları, o “sessiz adam”ın rahatsızlığını dahi sansasyon aracı yapmanın peşindeydi.
O “ketum devlet adamı”nın daha önceki gibi bir anjiyo geçirdiğini genel merkez duyurdu, hastane duyurdu, milletvekili Sancaklı duyurdu, art niyetli merhametsizler istismara devam etti…
Hala imzaların peşindeydiler, “rest çeken adam”ı indirmek için “bak ne kadar sağlıksız” demeye, “demokrasi düşmanı” demeye, “kayyumcu” demeye çalışıyorlardı.
Yine de suçladıkları adam, “genel başkan”dı, dillerinin ucuyla da “geçmiş olsun” twitleri atmakta fayda görüyorlardı…
Ama imzaları taraftar ordusuyla gönderdikleri avukatları teslim ediyor, “evimiz” dedikleri kaleye gelme cesareti gösteremiyorlardı… Perşembenin gelişini Çarşambadan belli edercesine, kazara yönetime gelseler, birilerini oraya sokmayacaklarını ispatladılar.
“Ülkücüleri mahkemeye sevk etti” dediler…
“Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” dediler…
Avukatlarıyla 543 imza teslim ettirdiklerini pompalıyorlardı, zamanla 422 imza olduğu, bazılarının parti üyesi bile olmadığı, kimilerinin imzasını geri çektiği, kiminin yetkili olmadığı ortalığa saçılıverdi…
“Fırıldak”a dönmüş birileri de hala o “esrarengiz liderin hastalığı” ile köşe yazısı döşenmeye devam ediyor.
Ne pahasına olursa olsun liderine yüzde 12 oy veren Ülkücü camiaya bile saygıları yok bu kimliksizlerin…
Dün bu yazıyı kaleme alırken, müzmin muhalifler, “Flaş… Flaş… MHP’de imza süreci devam ediyor” diye yırtınıyordu! Neden acaba?
Bu arada bir soru: Sahi, “sevgi, bencillikten güçlü mü Abla?”
Öyleyse sizinkilerin bu nefret ve kini niye?
Allah, Ülkücü delegenin iradesiyle seçilmiş ve “görevdeki o lider”e acil şifalar versin!
Hani bu ihtiras düşkünlerinin “Balgat’taki dükkân” dediği kaleye bir an önce dönüp haklarında “gereğini yapması”nı sağlayacak sağlık ve iradeyle inşallah!
Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.