Kaldıkları çatı altında, Ülkücü olmayı sadece bozkurt işareti yapmakta bulanların gidecekleri yerin ne önemi var. Gittikleri yerde ellerinde tek değer olarak kalan bozkurt işaretini de yasaklayan kişilerin samimiyetiyle ilgili ne düşünmemiz gerekiyor.

Ülkücülüğün her yerde yapılabileceğini söyleyenlere Başbuğ Alparslan Türkeş’in sözlerini bir kez daha hatırlatalım: "Ülkücü MHP'de olur, MHP'de bulunmayan Ülkücü değildir. Gittiği yerin damgasını yer, oradaki genel başkanın görüşüne göre yaşar; orda ki Genel Başkanın görüşüne göre hareket eder. Onun Ülkücülüğü kalmamıştır, bunu böyle bilmeliyiz."

Bu sözün üzerine söz mü olur?

“Tabela sizin olsun Başbuğ bize yeter” diyenler bu sözleri okumadılar mı? Cennet mekân Başbuğ’un ne çilelerle oluşturduğu teşkilatlara karşı böylesi ahmak cümlelerle bölebileceklerini sananlar yüreğinde tertemiz duygulara sahip ülkücülerin ruh dünyasında deprem yaratarak kendi ihtiraslarına basamak ve hizmet ettiklerini sanıyorlar. Ülkücüler her şeyin farkındadır. Ülkücüler teşkilatlarından koparak, yeni birlik ve beraberlik şarkılarını sadece mırıldananların peşinden gitmeyecektir.

Gerçi artık ülkücülüğe dair söylemlerde çok iddialı değiller. Kitle partisi, merkez parti, sağı-solu kucaklayan parti olacaklarmış (!) varsın olsunlar. Sağı-solu kucaklayan partilerin hepsi rüzgarlarla savrulurken MHP, fırtınalara, boralar, şiddetli depremlere rağmen çok şükür ayakta olmaya devam ediyor ve edecektir. Bir ülkü etrafından teşkilatlanan ve her şeye rağmen bu teşkilat içerisinde harman olan ülkücülerin gideceği başka bir yer olamaz. Rahmetli Başbuğumuz;  “Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder” derken ne kadar doğru söylemiştir.

Koltuk sevdalıları, makam ve mevki peşinden koşanlar, ülkücülükten geçinen ve ülkücülüğü kendilerine bir araç yaparak şahsi ikbal ve hırsları peşinden gidenler, egolarını tatmin edecek koltuk arayanlar arzu ettikleri her yerde faaliyetlerini devam ettirebilirler. Ancak, utanmadan, sıkılmadan hala ülkücülükten bahsedenler varsa buna biz değil kargalar bile güler diyeceğiz.

MHP'nin milliyetçilerin kontrolünden çıktığını söyleyenlerin kendilerini kandırmaktan ve gaza getirmekten başka yaptıkları bir şey yok. Birde sebepleri var: “AKP'nin kanatları altına girmiş MHP'de bir değişim mümkün olabilir mi?”

Yahu MHP hangi politikasıyla AKP’nin kanatları altına girmiş?

Muhalefetteki bir partinin yani MHP’nin yıllar önce Türkiye’nin en büyük problemlerinin FETÖ ve PKK gerçeği olduğunu haykırmadı mı? İktidar Partisi yani AKP kabul ettiği ve MHP’nin yıllar önce söylediklerini yeni anladığı ve MHP’ye yaklaştığı için mi MHP, AKP’nin kanatları altına girmiş oluyor? AKP’nin bile “bizi kandırdılar” deyip MHP’ye hak verdiği bu dönemde sizin anlamamanız tuhaf değil mi? Bu nasıl bir mantık ve nasıl bir düzmecedir?

Şahsi ihtiraslarınıza illa bir kılıf bulmak için ürettiğiniz sebeplerin neresinden tutarsanız tutun sapı elinizde kalacaktır.