DEVLET GEREĞİNİ YÜREKLİCE YAPAR
Ülke 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine doğru son hızla yol alıyor. Henüz seçim atmosferine girmediğimiz halde sanki seçim sathındaymışız gibi çalışmalar, rekabetler, ayak oyunları almış başını gidiyor. Okyanus ötesinde, bu iktidarın ve Cumhur İttifakının nasıl alt edileceği, muhalefete nasıl destek verileceği çok çok önceden planlandı ve hiç çekinmeden, gocunmadan ve utanmadan da dile getirildiğini herkes biliyor. Sağır sultan bile duydu.
Geçen seçimlerde uygulanan ve oldukça da başarı sağlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, muhalefet ve altılı masa bileşenleri tarafından hâlâ kabul edilmemiş içlerine sindirememişlerdir.
Dünyanın ve ülkemizin yıllarca muzdarip olduğu parlamenter sistemini, yuvarlak altılı masa ittifakı birde başına güçlendirilmiş ekleyerek savunmaya devam ediyorlar. Bu altılı masa iyi ki yuvarlak. Hâlâ bir cumhurbaşkanı adayını belirleyemedikleri gibi yuvarlanıp duruyorlar. Ya bir de bu masa kare veya dikdörtgen olsaydı bu yuvarlanmalar sırasında maazallah düşüp paramparça olurlardı.
Olmayacaklarına da garanti veremem. Çünkü parçalanmaları her an için beklenen bir sonuç. Yuvarlak masanın etrafında yuvarlanmaktan helak olacaklar, toplanıp toplanıp dağılıyorlar,
Sonuç: Elde var sıfıra sıfır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ülkemize uyum sağladığı atılımların, yatırımların, kalkınmanın peş peşe geldiği aşikar.
Atılımları saymakla,
Yatırımları sıralamakla,
Kalkınma rakamlarını toplamakla bitiremeyiz.
Yasama, yürütme, yargı erki gün geçtikçe güçlenerek rayına oturmakta.
Muhalefetin yapacağı ve muhalefet edeceği hemen hemen hiçbir şey yok gibi.
Geriye ellerinde, ekonomi, enflasyon ve “fahiş fiyat” uygulamaları enstrümanından başka bir şey yok.
Vurursak buradan vururuz,
Yıpratırsak bu konulardan yıpratırız diyen; muhalefeti güçlendirmek için okyanus ötesi ve küresel güçler destek turları ve açıklamalarına hız verdiler.
Ama Allah var gam yok.
Allah bize öyle bir bilge lider nasip etmiş ki ne kadar şükretsek az.
Adı gibi Devlet!
Daha söylediği hiçbir konuda yanılmayan, söylediği veya gündeme getirdiği her konuyu bilgi ve belgeye dayalı konuşan, Sayın Devlet Bahçeli ülkemiz ve dünya Türklüğü için bir nimet olduğu bir gerçektir.
Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş:
“Hiçbir şeye baş eğmeyeceksiniz,
Ne fukaralığa baş eğeceksiniz,
Ne cehalete baş eğeceksiniz,
Ne korkuya baş eğeceksiniz,
Ne ahlaksızlığa teslimiyet göstereceksiniz,
Ahlakı, imanı, idealistliği, her şeyin üstünde sahipleneceksiniz.” demiştir.
Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli:
“Devlet konuşmaz
Devlet tereddüt geçirmez
Devlet gecikmez
Devlet spekülasyona meyletmez
Devlet tehdit etmez
Devlet gereğini yapar
Devlet yüreklice yapar
Devlet caydırıcılık ve yaptırımlarını konuşturur hiç kimse de susturamaz.” demiştir.
18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra 32. Gün programına heyeti ile beraber katılan ve 1:06:02 saat süren konuşmanın sonuna doğru 32. Gün Program yapımcı ve sunucusu Mehmet Ali Birand Sayın Bahçeli’ ye şu soruyu sormuştur.
“Sizi en çok ne sinirlendiriyor?”
Sayın Bahçeli’nin cevabı
“Milli hassasiyetlere olan saldırı beni sinirlendirir. Onun haricinde çok sakin ve sabırlıyımdır, soğukkanlıyımdır.” der.
Halkın tenceresine, cebine göz dikmek milli bir hassasiyet değil midir?
Bu hassasiyeti gönlünde, yüreğinde, vicdanında hisseden MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Son Meclis Grup Toplantısı konuşmasında:
“Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ ile irtibatları araştırılmalıdır.
Aç gözlülere müsamaha gösterilmemelidir. Mutfaklarımıza karabasan gibi çöken kim varsa, iki yakasından tutmak devletin asli vazifesidir.” dedi.
Demesiyle beraber “sahibinin sesi” olanlar tarafından feryat, figanlar yükselmeye başladı.
İNCELEME VE DENETİMLERE DOĞRU YERDEN BAŞLANMALI
Şu anda “zincir marketler” ismiyle anılan yerler sadece market ürünleri ile iştigal ettikleri zannediliyor.
Bu konunun çok iyi araştırılması gerekiyor. Çünkü tarlada üretilen bir ürünün market raflarına gelene kadarki aşama hiç konuşulmuyor.
Markete giren bir ürün markete gelene kadar kaç el değiştiriyor ve buralar kimlere ait. Bence asıl incelenmesi gereken konu bu diye düşünüyorum.
Bir ürün 1 (bir) liraya üretildiğini düşünelim. Bu ürün 4 defa el değiştirdiğini her değişiklikte 1 lira eklendiğini hesaplayalım. Ürün kaç lira oldu? 5 lira diyelim. Market 5 liradan aldığı bir ürüne % 10 kar koysa bile 1 liraya üretilen bir ürünün 5 liranın üzerine çıktığını görüyoruz. Market denetimi yapanlar, ürünün markete girdiği son yerin kestiği faturayı gördüğü için markete ceza uygulama gibi bir şansları var mı? Tabii ki yok. O halde incelemeler, denetimler ve yasalar bu doğrultuda düzenlenmeli. Hiç kendi kendimizi kandırmayalım. Olayları, gelişmeleri doğru yerden, doğru kanaldan görelim.
HAL YASASInı da bir an önce çıkartalım.
Aylardan bu yana elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi temel girdilere zam gelmiyor, döviz kuru yerli yerinde duruyor. Peki % 300 - 400 zamlar neden yapılıyor,
Siz karar verin!
DURUMUN İSLAMİ BOYUTU
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin! Ve kendinizi öldürmeyin! Allah size karşı pek merhametlidir.” (Nisa. 4/29)
Peki bu marketlerden yaptığımız alış verişler rızaya mı dayanıyor? 1 liralık bir ürünün 5 liraya satılmasındaki rızayı sizlerin takdirine bırakıyorum.
Karaborsa: İnsan ve hayvan gıda maddelerini piyasadan toplayıp, yığıp, pahalandığı zaman satmaktır.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadisinde:
“Bir kimse gıda maddelerini alıp, pahalı olup da satmak için kırk gün saklarsa, hepsini fakirlere parasız dağıtsa, günahını ödeyemez.”
Bir başka hadisinde ise,
“Malı piyasaya süren kazanmış, pahalıya satmak için bekleten ise, Allah'ın lanetine uğramıştır.” (İbn Mece, Ticarat 6)
Hz.Ali Efendimiz ise,
“Gıda maddelerini kırk gün saklayanın kalbi kararır.”
Buyurmuşlardır.
İnsanların yiyeceği, içeceği, giyeceği, doyurmaya çalıştıkları bebeklerinin nafakası üzerinden oyun oynayan kişilere ne söyleyelim ki içimiz rahatlasın.
Beddua Müslümana yakışmaz, onun için ben diyorum ki;
Allah yoldan çıkanları tez zamanda yola getirsin, Allah hepsini ıslah etsin.
Amin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.