İKİNCİ 1944 VAK’ASI!

Daha on gün önce yazmıştım “Size Asla Güvenmiyoruz” diye… (Bknz: Ortadoğu, 10 Ekim 2017, s:2)

Yanılmamışız…

Hala aynı yerdesiniz Sayın Cumhurbaşkanı…

Bu “u dönüşleri”niz, bu “gel-git”leriniz inanılmaz!

Ülkücü Hareket, Türk milleti ve devlet uğruna size destek verdikçe bildik türkülere devam eder oldunuz…

Yapmayın…

“Türk milleti” yerine sık sık “ümmet”i kasteden “millet”i tercih ettiğinizi biliyoruz.

Kerhen zor da olsa “Atatürk” dediğinizi de biliyoruz.

“Türk milliyetçiliğini ayaklarınızın altına aldığınızı” da unutmadık…

Gazze ve Somali için yandığınız kadar Kerkük Türkmenleri için yanıp tutuşmadığınızı da biliyoruz.

Milli mesele, devlet güvenliği dedik, misak-ı milli dedik, Kerkük dedik…

Bizimle birlikte…

Memleket zorda, millet sıkıntıda, ucuz politika peşinde olmayacağınızı sanıyorduk…

Yanılmışız…

Ne demek, “Türkçülük yapmak bölücülüktür”…

Bu sözleriniz, adeta “ikinci 1944 vak’ası”dır!

Allah aşkına İnönü’nün 1944’teki “Türkçü-milliyetçi düşmanlığı”ndan farkı var mı?

Kim yazıyor sizin konuşmalarınızı?

Ya bilerek söylüyor, yine “çözümcüler”e mesaj veriyorsunuz…

Ya da danışmanlarınız satır aralarına mayın döşemişler Sayın Cumhurbaşkanı…

İzin vermeyin…

Daha on gün önce “Eğer tek millet demek milliyetçilikse evet milliyetçiyiz; eğer tek bayrak demek milliyetçilikse evet milliyetçiyiz; eğer tek vatan demek milliyetçilikse evet milliyetçiyiz; tek devlet demek eğer milliyetçilikse milliyetçiyiz…” diyen siz değil miydiniz?

Daha dün, muhtarlar toplantısına girerken çaldırdığınız Kerkük türküsü “Altın hızma mülayim” göstermelik miydi?

“Kürdüm demek en tabi hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türküm demek en tabi hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür.” ne demek?

Bu sözlerinizle, “Ülkücü kardeşlerim, ben de milliyetçiyim” ikiyüzlülüğü gösteren Y-CHP’nin Gandisinden ne farkınız var?

Aldanan ve aldatan olmayın Sayın Cumhurbaşkanı…

Bu devletin kurucu Anayasası’nda “Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir” denilmiştir…

“Ne mutlu Türküm diyene!” sözü bu “millet” için söylenmiştir.

“Türkçülük, milletini sevmek, onun için yanıp tutuşmaktır.”

“Türkçülük, dünyadaki bütün Türkleri; dini, mezhebi, şivesi ne olursa olsun yüreğine basmaktır.”

“Türkçülük, Kerkük’te bir Türkmen’in ayağına taş değdiğine yüreğinde ah sesini Ankara’da duymaktır.”

“Bin yıllık kardeşlik” diye masum Kürt’ü bağrına basan biziz…

“İslam dünyasının ümit beklediği” biziz…

Ne demek, “Türkçülük yapmak bölücülüktür”…

Merhem olduğumuz milli davayı kanatmayın…

Dağbaşlarında Bozkurt yaparak şehadete erenleri incitmeyin…