ONLAR ZATEN MHP’Lİ DEĞİLDİ!
Yüzde 51’lik şamardan sonra ümitleri bitti…
MHP, Türk milletinin önünü açınca…
Her şeye rağmen “kilit” yine MHP ve Bahçeli olunca…
İstifa furyası başladı…
Hem yeni partilerine yelken açacaklar…
Hem de MHP’de ihraç edilmekten, silinip gitmekten kurtulacaklar!
Kendilerini akıllı sanan kriz medyası da “MHP’de referandum depremi” diye başlık atacak tabii.
Vaziyetleri, “Nice elbiseler gördüm, içinde insan yoktu” misali!
Beyin bir yerde, beden bir yerde, can çekişen ruh bir yerde…
Aslında mankurtlaşmış bir kitlenin son örnekleriydiler…
Müzmin MHP düşmanı medyanın hala “MHP Genel Başkan adayı” diye tanıtıp durduğu topuklu ablaları, bir süre sonra yandaşlarına açıklama yapacakmış!
Pil bitti, bir atımlık referandum barutu da boşa gidince belli ki babaannelik için eve dönecek… Dönecek ama karşısındakiler eski DYP’liler değil, bırakıp gidivermesini hazmedemezler; mecburen bir süre oyalayıp çekilecek bu Esenboğa tarlaları koşuşturmasından!
Asıl amaç aşikâr olan yeni parti için yapılanmak!
S.Oğan efendi ise günlerdir ihanet diye suçladığı cumhurbaşkanlığı sisteminden nemalanmak için faaliyete geçmiş bile. 2019’da aday olabilirmiş!
Dik duruş, Ülkücü duruş diye buna denir, yakışır S.Oğan’a!
Topuklu ablalarının Esenboğa tarlalarındaki canhıraş yakın koruması İzmirli meşhur abileri ise sosyal medyadan yürekleri dağlayan bir istifa mektubu yazıp Genel Merkez’e göndermiş…
Yeni partiye hazırlanıyorlar… Çakmağı çaktı, diğer troller de peş peşe istifa ediyorlar.
Fitneçağ’ın “referandum depremi” dediğine bakın siz:
“MHP eski Edirne, Çanakkale, Samsun, Manisa, Elazığ ve Kütahya İl Başkanları MHP'den istifa ettiklerini açıkladı. Ayrıca Tekirdağ Malkara İlçe Başkanı Şencan Pakalpalçil ve Antalya Üst Kurul Delegesi Musa Ertuğan da istifa ettiğini açıkladı.”
Daha arkası gelecek, hepsi çekip gidecekler bu temiz hareketten.
MHP’nin ülkenin geleceğine damga vuran anayasa referandumu, muhaliflerin bütün kirli işbirliklerine rağmen Türk milletinden evet alınca, depreme tutulan bu eskiler, bırakın Ülkücülüğü, asla MHP’li bile olamamışlardı.
“Biz yoksak MHP de yok” hastalığına tutulmuş bu kitle, yıllarca omuzlarına basıp yüceldikleri, emeklerini, yüreklerini ve beyinlerini emdikleri Ülkücüler ve milletten iyi bir şamar yediler.
Koca koca adamlar, sadece şahsi ikballeri uğruna, çevirmedik dolap, yapmadık hakaret bırakmadılar. Masum kılıflara soktukları şeytani amaçları ile birçok Ülkücüyü de günaha sokmaktan asla çekinmediler.
Fitnenin, gaflet ve ihanetin, yalanın, kumpasların binbir türlüsü ile MHP’ye aylardır verdikleri zarar, bu eski müsvedde takımının yol ayrımı içindi. Denediler, kurultay masalı tutmadı; Bahçeli kalesini aşamadılar; son çare MHP’nin rakipleri ile işbirliğini denediler, 16 Nisan’da Türk milletinden döndü!
Ne büyük bir kitledir ki, “meslek kartviziti” gibi taşıdıkları eski il başkanları sülalesi, eski ilçe başkanları sülalesi, eski belediye meclis üyeleri sülalesi, eski üst kurul delegeleri sülalesi, eski Ocakçılar sülalesi, hatta Türkeş sülalesi, içten; PKK/HDP/Y-CHP/Perinçekgiller/Medya/Batı dıştan kemire kemire bitireceklerini sanıyorlardı Ülkücü Hareket’i…
Yavuz hırsızlar neyi denediyse, onların her hamlesi MHP’yi güçlendirdi, Ülkücü Hareket’i kemikleştirdi, Ülkü Ocakları’nı atağa geçirdi, başaramadılar.
16 Nisan’dan sonra yaşadıkları hezimetin travmasını asla atlatamayacaklar!
Birer ikişer malum planın parçası olarak asla mensubiyet hissetmedikleri MHP’den istifa edip topuklu ablaları gibi yeni ikbal kapıları arayacaklar…
Demokrasi, hürriyet, eşitlik, millet sadece kendi menfaatleri olduğu sürece birer slogandı zaten.
Harç bitti, yapı paydos!
Onlar zaten MHP’li değildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.