YİNE NEŞTERİ O VURDU...

Size hep diyoruz, “Salı günleri saat:10.30’da televizyonlarınızın başında olun” diye…

Halkın “Gerçek gündemi” böyle oluşturulur işte…

Milletin kanayan bir yarasına daha parmak bastı Devlet Bey…

Başımıza gelenlerin çoğu bu sebeple…

Yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, terör ve kaos hep bundan beslendi…

O da milyonlarca gencin derdine…

Daha doğrusu Türklüğün istiklâl ve istikbâline neşteri vurdu…

*

Ne pahasına olursa olsun sadece “önce ülkem” derdinde…

15 Temmuz’da gösterdiği yiğitlik ve “Yenikapı ruhu”na verdiği can aşikâr…

Terörün yok edilmesi, dış politikada dik duruş, Kuzey Irak ve Suriye’de millî çıkarların gözetilmesi için yaptığı çıkışlarla Hükümete destek vermeye devam ediyor.

Olan biteni, neticeyi görüyorsunuz.

Bu mübarek topraklarda ilelebet yaşayabilmemizin rotasını çiziyor Türkmen Beyi.

Şimdi sırada asıl millî meselemiz “Millî eğitim” var!

Başbakan da hemen olumlu bir sinyal verdi ama…

*

Yara büyük, mutlaka tedavi edilmesi lâzım…

“Eğitim” AKP’nin yumuşak karnı…

15 yılda tam 6 bakan değiştirdi AKP…

Altısı da Millî Eğitim Bakanlığı’nda ayrı yoğurtlarla cacık yapmaya soyundu!

Bir türlü dikiş tutturamayıp deneme tahtası yaptılar.

Beyinlerinin bir yerinde hep bir örümcek vardı, dinci hevesler, Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanlığı patladı…

Eğitimi uzun süre FETÖ kahpelerine teslim etmişlerdi…

Mantar gibi üreyen dershanelerde bitleri kanlandı…

Yüz küsur üniversite açıp “yurt” yapmayarak onun bunun öğrenci evlerine çocuklarımızı mahkûm edip zehirlediler…

Yarış atına döndürülen çocuklarımıza, sınavlardan sınav beğendirildi!

Okullarımız, imam-hatipleştirme kavgasına düşürüldü…

Halka hizmet diye sunulan bedava ders kitaplarından bile nemalandılar…

Bilmem hangi cemaatin vakıflarına…

Bilmem hangi yandaş sarı sendikanın koltuk ihtiraslarına…

Bilmem hangi yağdanlık işadamlarının kasalarına…

“Millî Eğitim”i armağan ettiler.

*

Artık ah vah etmenin zamanı değil, zararın neresinden dönülse kâr…

Devlet Beyin teşhisi koydu:

“Yaşadığımız onca kriz ve açmaz aslında milli eğitim sistemindeki zafiyetlerden türemiştir. Sürekli politika değişikliklerine tevessül etmek yanlıştır.”

Bir itirazınız var mı?

Diyor ki: “İmkânsızlıklara direnen Türk gençliğinin önündeki engelleri kaldıralım. Türk gençliğine inanıyorum, hepsine güveniyorum.”

Var mı bir şüpheniz?

*

Yara, Türk milletinin, Türk gençliğinin yarası…

Eğitimdeki “eşitsizlik” had safhada…

Milyonlarcası üniversiteye giremiyor, kahve köşelerinde işsiz…

Sadece 15 yıllık AKP döneminde 6 bakan değişmiş, çözüm yerine kargaşa yaratılmış…

Özel üniversiteler almış başını gitmiş, parası olana hayat var…

Yurt dışına, özellikle ABD ve İngiltere’ye okumaya giden gencecik beyin sayısı azımsanacak gibi değil…

Biz hâlâ sınav sistemi üzerinde bir akılcı çözüm” bulamamışız…

Bir “Lise” türü belirleyememiş, “imam-hatip tutkusu”nu ortaokul, Fen ve Anadolu liselerine tercih etmişiz.

Ortalıkta adam gibi bir “müfredat” yok!

Aklın, bilimin, tecrübenin, eğitimcilerin yer aldığı bir “şura” yapılmamış…

Teşkilatı badem bıyıklı sarı sendikanın elemanları yönetmeye çalışıyor, çalıştıkça da batıyorlar… Liyakat yok çünkü…

*

“Eğitim”de günü kurtarma reçeteleri geçmez.

            Söz konusu olan “yarınlarımız”dır!

            Bu yaranın tedavisi vardır, “millî bir eğitim mümkündür!

           Bu popülist veya ütopik bir yaklaşım değildir.

Bu yüzden yine Devlet Bey neşteri vuruyor:

            “Geleceğimizi kurtarmanın tam vaktidir. Gelin üniversite sınavını tamamen kaldıralım. Anadolu'nun mazlum çocuklarına tüm imkânları sunalım.”

“Türk gençliği akıllıdır, ahlâklıdır, çalışkandır, imanlıdır, inançlıdır. Fırsat verilsin, dünyayı yerinden oynatacak irfan ve iradeye sahip olduğunu gösterir. İşgale karşı, istilaya karşı çelik gibi bir kuvvet istiyorsak Türk gençliğine bakmamız kâfidir.”

Evet, var mısın AKP?

“Haydi gelin, Türk gençliğinin ümüğünü sıkan üniversite sınavını hepten kaldırma konusunda da el birliği, güç birliği yapalım.”

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR