Osman BÜYÜKKAYA

Osman BÜYÜKKAYA

TÜRK BİRLİĞİ OLMADAN BARIŞ OLMAZ

Dünyadaki savaş, küresel sermaye ile ele geçirmek istediği ulus devletler arasında. Dünyanın her yerinde cereyan eden bu savaşı heyecanla izliyoruz. Hiçbir şey bildiğimiz gibi değil, hiçbir şeyde gördüğümüz gibi değil. Yabancı yayın kuruluşlarının olaylardan tam bir hafta önce Türkiye den canlı yayın araçları ve oteller kiraladığını, bir anda Türkiye de iç savaş oluyor gibi algı yaratmak için saatlerce yayın yaptığını, bunun sonunda borsanın 60 milyar değer kaybettiğini, turizmin baltalandığını, imajımızın sıfırlandığını, ardından da adamların bize kendine gel, dediğimizi yapmaya mecbursun dediğini biliyoruz.

Osmanlıdan beri hep aynı oyun, hep aynı tezgah. önce iç karışıklık ve kaos çıkarırlar, sonra çirkin emellerin dayatırlar. Yüksek faize dön, nükleerden vazgeç, yerli oto, ANKA uçağı, ALTAY tankı, GÖKTÜRK uydusu, havaalanı ve köprü yapma. Adamlar tabii ki haklılar, biz bunları yaparsak bunları kime satacaklar? Batının krizden çıkması bizim krize girmemize bağlı. Gizli odakların paralar dağıttığını, üniversitelerin haydi koçlar Taksime dediğini biliyoruz. Yani olay kendiliğinden oluşan halk hareketi filan değil. Malum, kahveye bile iki kişi aynı anda gidemez. Ayrıca iki günde işin suyunu çıkarırız. Soroz (Yahudi vakıf başkanı küresel hareketleri yönlendirir) tipi turuncu organizasyonlar küresel senaryo, oyuncu ve figüranlar her ülkede tabii ki yerli olacaktır. Yakında bu haberlerin ayrıntıları piyasaya düşer.

Küresel sermaye, ulus devletlerin bilmediği savaş yöntemlerini kullanıyor. Elinde kendisinin bu savaş için icad ettiği silahları var. İnterneti bulan da bu amaçla kullanan da küresel oligarşi. Tüm dünyada paranın gücüyle ve locaların engin tecrübesiyle kullandığı STK ları, vakıfları, sermayenin kontrolündeki sendikaları, sivil örümceğin ağındaki gizli örgütleri var. Borsa, faiz, döviz, altın, her şey bunlardan soruluyor. Bu muazzam gücün amacı ulus devletleri yani dünyayı ele geçirmek. Yani tek dünya devleti. Ulus devletler ise bu konuda çok bilgisiz ve tecrübesiz. Onlar silahla yapılan savaştan anlıyorlar. Örneğin algı savaşı, zihinsel savaş, zihinsel soykırım, ekonomik spekülasyonlar bunların idrak düzeyinin dışında.

Ulus devletlerin komployu baştan anlayıp önlem almaktan uzak çırpınışı, gereksiz sertlik ve şiddet gösterisi… Küresel komplo karşısında etkisiz hatta zararlı oluyor. Çünkü tüm dünyada ve ülkemizde medya küresel kontrol altında. Medyanız olsa bile mal muamelesi görüyor. Ne işe yaradığı bilinmediği için geyik muhabbete yarıyor, Ferrari ile çakıl taşıyoruz. Bilinçaltı yöntemler ve zihinsel savaş nedir bu işi tezgahlayanlar dışında kimse bilmiyor. Zaten bu savaşı önleme gibi hedefleri de yok. Ama küresel komplo, her şeyi oya gibi yıllarca planlı programlı işliyor.

Bize de böyle maç yorumculuğu kalıyor. Verilerden ve kanıtlardan giderek olayların perde arkasını amatör şekilde anlamaya çalışıyoruz. Diğer bir yöntem ise, temel hipotezden olaylara doğru gidiştir. Yani ön-kabulümüzü yani hipotezi her olayda test etmek. Sosyal olayları, pozitif bilimlerde olduğu gibi, tüpün içinde tekrarlamak mümkün değil. Bu iki yöntemle, sosyal olayları bilimsel anlayışla anlamaya çalışıyoruz. Tabii eğilim ve takıntı kaçınmak gerekir. Taraf ve takım tutmadan analizler gerekiyor.

Hiddet ve sertliğe gelince, şimdi bir çocuğu düşünelim, oyuncağının çıkan tekerleğini takamıyor. Ne yapar? Kızar, bağırır, çağırır, ağlar. Olay bu kadar basit. Yeni yöntemleri öğrendikçe daha sakin oynamaya başlar hatta güler geçer. Diğer bir hipotez ise bütün sertliğin bilinçli yapıldığıdır. O takdirde yakında Irak ve Suriye’de? önemli gelişmeler olacak demektir. Bu olayların çok önemli yararları oldu. Çevreye saygı, acımasız sömürünün perde arkası, dünyada kurulan düzen, özgürlük ve bağımsızlığın gerçek anlamı... Daha gidecek çoook yolumuz var.Allah Türk milletine sabırlar versin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman BÜYÜKKAYA Arşivi
SON YAZILAR