Başımızdan imtihan, darbe, ihtilal, kumpas ve operasyon eksik olmuyor. Lakin bu en tehlikelisi…

Hareket, hareket olalı böyle sınav görmedi. Nefis mücadelesi eşittir “Sosyal Medya-Madde Mücadelesi”…

Kıran kırana bir cidal.

Bakın bazılarının sayfalarına güreşe hazırlanan pehlivanlar gibi evvela “peşrev” çıkardığını sonra da “el ense” ile rakip gördüklerini yokladıklarına siz de şahit olacaksınız.

Gerçi güreş ne oluyor aga, savaş dahi çıkartır bu taife diyeceksiniz, haklısınız!… Fazla ilişmemek lazım bunlara, zira zaten kapıda bekleyen cihan harbine sebep olabilirsiniz…

***

Yahu, nedir bu mesele?

Geçen yazımın birinde Sosyal Medya için “Sosyal Madde” kavramını kullanmıştım.

Hakikatten de öyle. Zihinlerimiz onunla işgal altında. Şeytanın damarlarımızda gezdiği gibi “Sosyal Madde” de hücrelerimizde geziyor.

“Sosyal Madde” idrakimize giydirilen deli gömleği! (Cemil Meriç şu satırları bir okusa benimle gurur duyardı gurur!..)

Onsuz ânımız da; onsuz anımız da yaşanmıyor! Kurtulmak da zor!

Çok dikkatli kullanılması gereken bu aygıt, fazla ve bilinçsiz kullanımlarda yan etkisi yüzünden tamiri güç hasarlara sebep oluyor… Doz aşımına dikkat!

***

Bana göre her “Ülkücü bir Misyonerdir”…

Anadolu’ya gelen Yesevi Dervişleri gibi görevlidir. Yani her adımda yapması gereken vazifesi vardır. Olmalıdır. Bunu böyle bilmelidir… Ülkücü’nün şuursuz ve düşünmeden attığı adımları; boşuna ve malayani sarf ettiği sözleri ve davasına zarar verme ihtimali olan hiçbir girişimi olmamalıdır.

Olmamalıdır, olmamalıdır lakin sosyal medya bu tip paylaşımlarla kaynıyor! Sosyal medya, maalesef bazı hastalıkların, intikam hislerinin, çekişmelerin, hırçınlıkların, maskeli suikastçıların ve gizli tetikçilerin arenası olmuş durumda…

Bilhassa gece matineleri… Aman Allah’ım! Düşüncesizce yapılan paylaşımlar, pervasızca edilen küfürler ve şuursuzca yapılan yorumlar uçuşuyor her sayfada!

Yapmayın ağalar, yapmayın beyler, ablalar ve dahi kardeşler, lütfen yapmayın! Sayfalarınızda birbirinize saldırmayın, kötü sözler söylemeyin, ağır ithamlarda bulunmayın ve kavga etmeyin…

Sayfalarınızda binlerce insan var. Eşiniz, dostunuz, komşunuz ve meslektaşınız var. Herkes Türk Milliyetçiliğini sizlerin şahsında, burada sergilediğiniz davranışlardan tanıyor.

Davamızı kötü tanıtmayalım, kavga ve çekişmelerinize; davayı kötülemenize onları şahit etmeyelim! Bu tür üleşim ve yorumların sahiplerine imkân vermeyelim! Hepimizin, insanımıza ulaşmak için vazifeli olduğumuzu unutmayalım…

Gelin “sosyal madde” nin şerrinden korunup, onun milyonlarca insana anında ulaşabilme nimetinden faydalanalım… Güzel paylaşımlar yapalım. Resmi organlarımızın yayınlarını yayalım, duyuralım… Bizi kötü gösteren, her türlü davranıştan kaçınalım, olmaz mı?