OSLO’NUN ÇOCUKLARI VE FİTNECİLER
Biz “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?” diye seslendikçe ve bunu söylerken, laf olsun diye konuşmadığımızı toprağa düşen yiğitlerimiz gösterdikçe, güzel ülkemize karşı birilerinin iştahı gittikçe kabarıyor.
Sanırım bizim verdiğimiz bu değer ve karşılığında ödediğimiz bu bedelin altında; çıkarılmayı bekleyen milyarlarca varil petrol, eritilmeyi bekleyen tonlarca bakır, piyasaya sürülecek kilolarca altın var diye düşünüyorlar.
Belki de uydudan çektikleri fotoğraflarla veya içimize karışarak yaptıkları bilimsel çalışmalarla bundan eminler.
Ancak bilmiyorlar ki Türk evladı en verimsiz toprak dahi olsa vatan bellediği bir yerin, bir karışını bile kimseye vermez.
Bu sömürgeci gözü doymazların kiralık maşaları, yiğitlerimizi alt edemeyince, meydandan geçmek yerine etraftan dolaşmanın hesabındalar. Bunun içinde milli ve manevi konulara yönelik ülkemizde fitne ve endişe üretmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bunun son örneklerinden biri, 22 Kasım tarihinde Oslo’da düzenlenen sözde akiller buluşması.
İsimlerini dahi yazmak istemediğim bu güruhta maalesef, toplum tarafından sevilen bir kısım sanatçılar dahi var.
Türkiye’nin birliğine bütünlüğüne karşı olan ve Türk olmak şuurunun kıymetini bir türlü kavrayamayan bu barış maskeli çaşıtların bir araya gelmesi, elbette tesadüf değil. Arkamızdan ya da etrafımızdan dolaşmak isteyenlerin bir kurgusu.
2014 yılından itibaren PKK ve FETÖ başta olmak üzere yürütülen mücadeleyi sulandırarak, yerel seçim öncesi Cumhur İttifakı’na karşı operasyon yapmak istiyorlar. Çünkü bugün televizyonyarda söylenen Turan Türkülerinden korkuyorlar.
Olurda bu yiğitlerin tamamı silkinirse, hele bir de bütün dünyalıkları bir kenara bırakıp at üstüne binerse yanmış halleri var biliyorlar.
Şimdi kulağıma, dönem itibari ile bu türkülerin çalındığını düşünerek, yarın yine başka türküler çalınmasın diye endişe edenlerin sesleri gelir gibi oldu.
Açılım sürecinden acı bir ders alındığını ve bir daha böyle bir ihtimalin söz konusu olmayacağını düşünmekle birlikte, oldu da yanılırsak: bu Türküleri dinleyip milli şuurun idrakine varan, bırakın milyonlarcasını tek bir yiğit dahi o planları yırtıp atar, memleketini kurtarır. Bundan hiç ama hiç endişemiz yoktur.
Şunu da inanıyorum ki, Oslo’da bir araya gelen milli karakterden yoksun “Oslo Çocuklarına” milletimiz öyle bir milli tavır koyacaktır ki, bir daha ne televizyonlarda ne de başka platformlarda yer almaları mümkün olmayacaktır.
Arkadan ve etraftan dolaşanların yaptıklarına bir diğer örnek ise, mecliste verilen önergeler ve oylama sonuçları.
Birileri mecliste özellikle milli şuurun partisi Milliyetçi Hareket Partisi’ni köşeye sıkıştırarak ülkemizi eski günlere götürmenin derdinde.
Dün mecliste, açılım/çözülme süreci ile ortaya çıkan T.C. ibarelerinin kamu kurum ve kuruluşlarından kaldırılmaya başlanması olayı üzerinden aynı taktik sergilendi.
T.C. ibaresi yeniden getirilsin diye verilen teklifle ilgili meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada MHP Grup başkanvekilimiz Muhammed Levent Bülbül, fitnecilerin oyununu ortaya çıkardı, bölücülerin de suratlarını düşürdü.
Konuşmasında bu olaya karşı en sert tepkiyi o zaman MHP’nin verdiğini ifade ederek, o dönem itibari ile MHP grup başkanvekilinin verdiği soru önergesine, İçişleri Bakanlığı tarafından devletimizin böyle bir talimatı olmadığı yönünde cevap verildiğini belirtti.
Özetle, zaten kaldırılsın diye bir yönerge ya da kanun olmadığı bir konuyla ilgili geri getirilsin teklifinin fitne niyetiyle söylendiğini ortaya çıkarmış oldu.
Grup başkanvekilimiz, bazı kurumlarda Türkiye Cumhuriyeti diye geçerken bazılarında T.C. diye geçen ifadenin, devletin kurumsallığı açısından uygunsuz durduğu tespitini de yaptı.
Bunun bir mevzuat değişikliği ile çözülmesini dile getirerek, bizim açımızdan uygunu “Türkiye Cumhuriyeti” şeklinde olmasıdır diyerek, T.C. ifadesini kullanmaktan haz duyan bölücülerin adeta suratına suratına vurdu. Allah ondan razı olsun!
Burada fitnecilere şunu belirtmek isterim ki HDPKK’yı Kürt siyasi hareketi diye meşrulaştırmaya çalışanların, genel seçim öncesi ve şimdi HDP ile yol yürümek gayretinde olanların verdiği hiçbir meclis teklifine destek olmayacağımızı daha fazla test etmeye uğraşmayın.
Bunun yerine gidin anlatabiliyorsanız millete Demirtaş’ın serbest bırakılması hususunda Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin kararını desteklediğinizi anlatın da görelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.