MÜSLÜMAN VE MÜ’MİN KAVRAMLARI
İslâm, “teslim olma, kurtuluşa erme ve müsâleme” anlamlarına gelir ve bu üç mânası ile ifade ettiği dinin üç temel özelliğini anlatır. Bunlar içinde doğrudan ahlâkı ilgilendireni ise “müsâleme” anlamıdır. İslâm ile aynı kökten olan müsâleme, “çatışma ve zıtlaşmayı ortadan kaldırarak uyuşmak, barışmak, anlaşmak, birbirinden emin olmak, dostça münasebetler kurmak” demektir.
Yüce Allâh'ın güzel isimlerinden biri, barış anlamına gelen "selâm"dır. Kur'ân-ı Kerîm'de barış anlamına gelen “silm” ve “selâm” kelimelerine birçok ayet-i kerîmede yer verilmiş, barış İslamın temel esaslarından biri; İslâm dini de barış dini olarak sayılmıştır. Hal böyle olunca müslüman barışa giren insan demektir. Kur’an-ı kerime göre Yüce Allah barış ve güven verendir. “O, öyle bir Allâh'tır ki, ondan başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten çok uzaktır, barış ve güven verendir.” (Haşr, 56/23)
Allah’ın en güzel isimlerinden birisi olan “El Mü’min”, dostlarını azaptan, kullarını zulümden emin kılan, güven veren demektir. Kendisine inanan ve iman edenlere kendi isimlerinden birisini veren Yüce Allah mü’minlerden kendilerine her konuda güvenilen insanlar olmalarını istemiştir. Sevgili Peygamberimiz:
“Vallahi mümin olamaz, vallahi mümin olamaz, vallahi mümin olamaz” buyurdular. Kendisine: “Ey Allah’ın Resulü, kim mümin olamaz?” diye soruldu: “Zulüm ve şerrinden komşusu güven içerisinde olmayan kimse” diye cevap verdiler.”
Sevgili Peygamberimiz müslümanı “Men selimel müslimûne min lisanihi ve yedihi / Müslüman müslümanın elinden ve dilinden salim / selamette barışta / güvende olduğu insandır” şeklinde tarif etmiştir. Bir başka hadisi şerfte ise:
“Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz” (Kenzul-Ummal, h. No: 8436) buyurmuştur. Öyleyse kelime olarak Müslüman / Mü’min çevresine barış, huzur ve güven veren insan demektir.
İslâm ile aynı kökten olan müsâleme, "çatışma ve zıtlaşmayı ortadan kaldırarak uyuşmak, anlaşmak, barışa girmek, birbirinden emin olmak, dostça münasebetler kurmak" demektir ve bu anlamıyla hilim kavramıyla aynı mânayı ifade eder. Nitekim İslâm ile aynı kökten olan selâm kelimesi, Furkan sûresinin 63. âyetinde, İslâm'ın bir müsâleme (barış ve dostluk) dini olduğunu ifade edecek tarzda kullanılmıştır.
Buna göre İslâm'ı kabul eden ve Müslim veya mü’min adını taşıyan kimse, cemiyetin diğer fertleri ile anlaşıp uyuşan, onlarla barış içinde yaşayan insandır.
İmamı Mâturîdi’ye göre, iman ve İslam sözlükte farklı anlamlara gelse de terim olarak aynı anlamdadır. Çünkü iman, Allah’ın varlığına, birliğine eşi ve benzerinin olmadığına, her şeyin O’nun dilemesi ve yaratmasıyla var olduğuna inanmak; İslam ise, Allah’a hiç kimseyi ortak koşmaksızın tamamen O’na teslim olmaktır. (Mâturîdi, Te’vîlât, 1/245-256, IV/ 549; Kitabu’t-Tevhid, 632-642) Bu sebeple, bunlardan birisinin bulunması, diğerinin de bulunmasını gerektirir. Bir kimse, mümin ise aynı zamanda müslimdir; eğer Müslim ise, yine aynı zamanda mümindir. O, iman ve İslamı tıpkı “insan”, “âdemoğlu”, “kişi” ya da “filan” kelimelerinde olduğu gibi eşanlamlı kelimeler olarak görür. (Mâturîdi, Kitabu’t-Tevhid, 634)
Bunun yanında mümin kavramına Müslüman kavramına nazaran daha derin mana verip, Mümin imanını dil ile itirafın yanında kalb ile tasdik ve bu tasdikini amelle süsleyen kişi manasına gelir diyenler vardır. Bu görüşü savunanlar Hucurat suresi 14. Ayeti ve bu ayetin inmesine sebep olan olayı delil olarak göstermektedirle
Medine döneminde İslam’a girip müslüman oldukları gerekçesi ile Peygamber Efendimizden maddi yardım talep eden bir kabile mensuplarının bu talepleri üzerine Hucurat suresi 14. Ayet nâzil olmuştur bu ayette Cenâbı Hakk şöyle buyurmaktadır:
“Bedevîler ‘İman ettik’ dediler. De ki: Siz îman etmediniz amma, (bari) müslüman olduk deyin. İman henüz sizin kalblerinize gir(ib yerleş)memişdir. Eğer Allah’a ve peygamberine itaat ederseniz O, sizin amel (ve hareket)lerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah (mü'minleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.”
Velhâsılı mü’min / müslüman tıpkı sevgili peygamberimiz Muhammedül Emin gibi çevresine güven ve huzur veren, özü ile sözü bir olan insan demektir.
Muharrem Günay SIDDIKOĞLU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.