“CONİ’DEN MUHARREM’E!”
Amerikalılar onu aramış…
“FETÖ için gerekli evrağı göndermediler” demişler…
Kaş yapayım derken göz çıkarmak buna denir…
Amerikalılarla bu solcuların nasıl içli dışlı olduklarının itirafıdır…
Gerçi kimsenin “Gel bakalım Muharrem”i aradığını da sanmıyorum ama…
İdare edin!
Adam seçilirse Şam’a büyükelçi atayıp 4 milyon Suriyeliyi geri yollayacak…
Hatta gelir dağılımında adaleti sağlayıp herkesin maaşını 2 katına çıkaracak!
Annelere diyor ki: “Sınav tarihi mi önemli seçim tarihi mi?”
Ve hele şunu diyor ki tam fiyasko:
“24’ünde Cumhurbaşkanı olayım, 25’inde dolar düşecek!”
Kankası Topuklu da 15 Temmuz’da Başbakanım” demişti hatırladınız mı?
Coniler hakikaten bunu aramış olabilir!
“Coni’den Muharrem’e!.. Coni’den Muharrem’e!”…
“Muharrem dinlemede, tamam!”
*
Kankası Topuklu da öyle…
Hillary ablasıyla uzun uzun konuşmuşlardı, hatırlayın…
Tam bir komedi zaten…
Paslaştıkları Halk TV’de anlatıyor:
Seçilirse, ilk işi “kaynanasına müjde verecek, kocasına başının çaresine bak diyecek, Saray’ı taşıyacak” falan filan…
Türk milletinin dişine dokunacak bir şey yok…
Bir siyasetçi “anneliğini” bu kadar istismar eder mi hiç yahu?
Danışmanı bile ABD’den ithal…
Fitneçağ’ın Aslan’ı da “bağımsız, bağlantısız abla” diye cilalayıp duruyor!
*
Perinçek’in Zelyut’u, “İkinci tura Erdoğan’ın karşısında kim kalırsa oyum ona” derken…
PKK/HDP’li Sancar, “İkinci turda biz olmazsak İnce’yi destekleriz, oy oranımız yüzde 12” demiş…
Biri bu adama “yüzde 50+1”i hatırlatsın…
Lafı eveleyip gevelemesin…
Açıkça “Topuklu/Dersimli/Bilge Temel ile birlikteyiz” desin, olsun bitsin!
O kadar iç içe geçmişler ki Kürtçü HDP’li Tan, SP’den aday…
Dersimli’nin partisinde ÖDP’li başkan aday…
Sıkışırlarsa kiralık vekilleri var nasılsa…
*
MHP’NİN MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLARINA…
Mapusanede çile çeken Kürşat Yılmaz’ın şu sözleri, MHP’den aday adayı olup listeye giremeyen arkadaşlarımıza ibretlik sözlerdir.
Yılmaz, Devlet Bey’in af çıkarılması için sadece adını anması nedeniyle şunları söylüyor:
“Bugüne kadar FETÖ kumpasıyla 14 yıldır tutsak olduğum bu cezaevinin artık tüm duvarları yıkıldı. Gökyüzü ile çiçek dolu kırlarıyla özgürlük ile aramda engel kalmadı. Bugünden sonra bilin ki tutsak tutulduğum cezaevlerinde beni ölünceye kadar tutsalar da önemi yoktur.”
Artık tek yürek, tek vücut olup Türkmen Beyi’nin çıkardığı listeler etrafında kenetlenmek ve başarmak zorundayız…
Yani, “Yağmuru anlatmayın, yağmur olun ve Türklüğün üzerine rahmet olun!”
Bu saatten sonra aykırı sesler, bu teşkilata sızmaya çalışan “ayrık otları” olarak telakki edilir…
Yarın uzun uzun yazacağım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.