FETÖ, DAMAT, ADALET…

Devlet Bey, devlete nizam vermeye çalıştıkça ellerine yüzlerine bulaştırır oldular…

Bir ülkede “adalet terazisi” bozuldu mu, gayri iflah olmaz!

Adı “adalet” olan iktidar, hala ihanetin beynini deşifre edebilmiş değil…

Binlerce arkası olmayan FETÖ sanığı/mağduru/haini mahkeme beklerken, üç gün önce gözaltına alınıp beş gün sonra tahliye edilen damatlar örneği milleti üzüyor.

 

Korkunun ecele faydası yok; bunu AKP’nin çok iyi anlaması lazım…

DHKP-C/PKK’li kırmızılı hainin, uyuşturucudan yatmış şarkıcının Batman Kozluk’taki saldırıda şehit edilen öğretmen kızımızdan daha çok “mağdur ve mazlum” gösterildiği şeytan terazisinde adalet…

Bu ortamı da 15 yıllık AKP iktidarları yarattı…

Adaleti meczup bir din simsarının kölelerine teslim ettiklerinden beri memleketin vukuatı bitmiyor.

Bu işi “kandırıldık”, “aldatıldık” itirafı ile geçiştiremeyecekleri gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor.

Aynı anayasa ve kanunlara tabi Türk mahkemelerinin aynı suça verdiği farklı karar ve uygulamalar insanların adalet inancını zedeliyor.

İşin başka yönü de, FETÖ’nün hala güçlü olduğu propagandasına katkı yapılması…

Sosyal dokumuz gün geçtikçe yara alıyor, adalete güven devamlı hançerleniyor…

Taa ABD’ye gidip boy boy fotoğraf çektiren siyasetçiler Mecliste…

Spora din görünümlü ihanet bulaştıran futbolcular, Peygamber ordusuna sinsice sokulan liyakatsiz, devşirme ve Pensilvanya uşağı askerler, makamlarını kahpe cemaatin emrine vermiş mülki amirler hala iş başında…

Devlet adamlarına kalleş tuzaklar kuran polis müdürleri, Müslüman Türk milletine adalet yerine menfaat ve yandaşlık ilkesiyle yaklaşan hakim ve savcılar, AKP’nin üst kademelerinde söz sahibi adamların damatları hala ortalıkta dolaşıyor, kimi hala görevde…

Elbette, iş başında olan orduda, yargıda, kamuda cesur, sadakatli, namuslu kamu görevlileri canla başla mücadeledeler…

AKP’nin kendinden korkan tavrına inat, FETÖ’nün parti ve devlet kadrolarındaki konsey üyelerine ses çıkaramayışına inat…

MHP lideri Bahçeli’nin devlet, millet, adalet hususundaki yol göstermeleriyle 15 Temmuz ihanetinde kimin payı varsa yakasından tutmaya çalışıyorlar.

Ama ihanet sürüyor…

Mesela…

Topbaş’ın damadı… Aldılar içeriye… Binlercesi hapiste mahkeme beklerken, kurunun yanında yakılmış, kripto FETÖ’cülerin hışmına uğramış yüzlerce insan adalet beklerken, Topbaş’ın damadı tahliye ediliyor… Hastaymış muhterem!

Ergenekon davalarında içeride çürüyen insanlara merhamet etmeyen bu insanlara şimdi yapılan farklı muamele, AKP’ye defalarca oy vermiş kitleleri bile rahatsız ediyor artık!

Hep yazdık: Kahpe içerideyse kapı kilit tutmaz!

Daha Topbaş’ın damadını hazmedemeyen toplum, Arınç’ın damadı ile şok oldu! Damat, FETÖ’den tutuklandı… Hadi adalet işlemeye başladı dediydik…

Zart diye tahliye etti mahkeme…

Biri gözaltına alıyor, biri tutukluyor, biri bırakıyor, aynı anayasa ve kanunla…

Ama arkasız, kayınpedersiz mağdurlar, mahkeme bekliyor.

Ellerinde birer yazı:

“KHK gereği, meczubun sendikasına üye olduğunuzdan...”

“KHK gereği, meczubun bankasına para yatırdığınızdan…”

Ya da…

“KHK gereği, meczubun açtığı liseden mezun olduğunuzdan…”

Ya açıktasınız, ya da meslekten ihraç!

Aylarca sorgu yok sual yok…

Tutuklular mahkeme, ihraç edilip serbest kalanlar da geri dönüş için KHK bekliyor.

Serbest de olsalar, hiçbir işyerinde SGK’li olarak çalışmalarına bile izin verilmiyor.

Hatta tatbikat var diye eşofmanları ile tanklara doldurulan askeri okul öğrencileri aylarca bekletilirken…

AKP’nin damatları ayrıcalıklı…

Erdoğan’la gittiği Amerika’da Pensilvanya’daki meczup haine koşan, “kozmik oda” hikâyesinin ünlüsü Arınç’ın damadını şak diye tahliye ettiler.

“Hukuk gereği”ymiş Arınç’a göre… Diğerleri için ne işliyor?

Ne desek boş... Bu AKP ders almadıkça mazlum- mağdur ezilmeye devam eder.

Ne demişti dün Türkmen Beyi:

“…..Adaletten kurtulmak için ille de meşhur ve mevki sahibi birisinin damadı, yakını, akrabası, onu bunu mu olmak lazım? Madem bir kişi suçsuz, niye tutuklanır? Hadi tutuklandı, niye bırakılır? Sanıyorum kripto eller devrede, kaos emelleri siyasi çemberdedir.”

“…..Adalet ve beka karnelerindeki kırık dökükler alarm vericidir. Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşmak zaaflık, zavallılık, zayıflıktır. Uyarıyorum; adalet sönerse, beka yıkılırsa geriye üzerinde ağlaya ağlaya bile olsa telafi ve ikame edemeyeceğimiz bir harabe kalacaktır. Karanlık bir ormanda meşale gibidir adalet.”

Daha denecek bir şey var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR