Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Katar Üzerinden Savaş Çığırtkanlığı!

Türkiye’nin bölgesinde, kendisinden habersiz oyun kurulamayacağını iddia edenler var. Onlara göre sadece Türkiye bu oyunları bozarmış. Söyleyenler kahvede, sokakta, kırda bayırdaki insanlar da değil. Tv’lerde yorumcu, hatta moderatörler. Katar Krizi çıktıktan sonra Tv kanallarında bir kez daha yaşadık. Bitişiğimiz Suriye’de, hemen doğusunda Irak kuzeyinde, Arap Baharı ile pek çok İslam ülkesinde oyunlar oynandı ve sanki o oyunları bozabildik! Keşke bozabilseydik. Şimdi de “Türkiye istemeden olmaz!” diye kendimizi kandırıyoruz.

“Katar krizi ile 3. Dünya Harbi’nin kıvılcımı çakılıyor!” diyecek kadar da pervasızlıktalar. Pervasızlığa ilaveten konuyu “sıradanlaştırmaları” anlaşılır gibi olmadığı gibi, çok da tehlikeli.

Şurası muhakkak ki: Savaşları çıkartanlar sanıldığı gibi askerler (komutanlar) değil, komutanlığa veya askerliğe hevesli cahil siyasetçilerdir! Muhtemelen bu hercai karakterli siyasetçilerin danışmanları da savaşın ne olduğunu bilemeyen cüce akıllılardır!

Bu savaş meraklıları sadece Türkiye’ye has değil. Rusya Devlet Başkanı Putin’e de “Rusya ile ABD arasında savaş çıkarsa ABD bu savaşı kazanabilir mi?” şeklinde bir soru yöneltilmiş.

Neyse ki Rus Devlet Başkanı Putin, bu zevzekçe soruya sağduyulu şu cevabı vermiş: “Soğuk savaş, sıcak savaşa dönüşürse bundan zaferle çıkan taraf olacağını düşünmüyorum. Bence olası böyle bir savaştan kimse sağ çıkmaz!”

Putin’le aynı fikirdeyim ve “3. Dünya Harbi çıkıyor!” diyen savaş çığırtkanlarına kızıyorum! Çünkü bu zavallı beyinler savaşın, bilgisayar veya cep telefonunda oynanan oyun olmadığının farkında değiller! Gözlerimizin önündeki Suriye’yi ve Suriyelileri bile göremiyorlar!

Katar Üzerinden Türkiye mi Hedef?

Katar krizinin doğrudan Türkiye’yi ve “dünya lideri” Erdoğan’ı hedef aldığını ileri süren falcı stratejistler de var. İktidar yanlısı ekranlarda milletin aklını akıl almaz komplo teorileriyle meşgul ediyorlar. Hiç biri Strateji, Güvenlik Politikaları, İstihbarat, Dış Politika vb konularda sorumlu görevde bulunmadıkları gibi, bazılarının bu konularda eğitimi bile yok.

Adeta “koro ağızlı” bu yorumcular aslında devleti yönetenlere, dolayısıyla milli çıkarlara ve devlete verdikleri zarardan bihaberler. Görüyorlarsa bile umursadıkları yok! Genellikle “aynı lisanı” konuşan bu koronun aralarında bu konular üzerinde sorumlu mevkilerde çalışmış (diplomat, asker kökenli vb) bir uzmanın bulunmamasına dayanabilenleri de anlayabilmek mümkün değil. Milleti paranoya edecek bu yanlış kişilere “Dur!” denilmesi gerekli.

İktidara yakın olduğu imasını veren bu muhteremler, üstü kapalı Katar üzerinden Türkiye’ye döviz akıtıldığını (kara para), bunu önlemek için de Türkiye’nin hedef olduğunda ısrarcılar.

Katar, ABD’nin en büyük üssünün bulunduğu Körfez ülkesidir. Suudi Arabistan’dan sonra en yakın olduğu “zengin” ülke! 11.000 civarında askeri, uçakları vb dikkate alındığında ABD, Katar’a “Dur!” dese, Katar’ın kıpırdayacak hali kalmaz. Bunu nasıl göremezler?

Körfez Ülkeleri genelde Suudi Arabistan’ın gözünün içine bakarlar. Perde arkasında ise patron ABD’dir. Trump’ın, Obama’nın aksine İran politikasını sertleştirmesi, Suudilerin ve İsrail’in hoşuna gitti. Katar’ın hareketli Şeyhine, Suudiler ve İsrail’in istediği gibi hareket etmeyince, eski mekteplerde bazı hocaların yaramaz çocuklara yaptığı gibi “değnek” gösterildi!

Konuyu BM’ye taşıyan Mısır, Katar’ın Irak’ta kaçırılan kraliyet ailesi için teröristlere 1 milyar dolarlık fidyeyi Katar’ın ödediğinde ısrarcı. Mısır’a göre bu olay teröre açık bir destektir.

Katar’ın HAMAS ve Müslüman Kardeşlere sempati beslediği sır değil. Zaten Türkiye ile bu konularda örtüşüyor. Ama İran’la mezhep ve politika konularında doku uyuşmazlığı açık. Bu konuda İsrail’e karşı Hizbullah’a verdiği destek var. Ama Esad rejiminin ise karşısında.

Son Söz: Katar olayı biraz hanedan ve biraz da Körfez’in abisinin otoriter yanını gösterme çabası. ABD de ortalığı düzelterek bölgenin patronu imajını güçlendirecek. Yarın Körfez’in hanedan mensupları birbirine sarılıp barışır. Bize düşen itidal ve arabuluculuktur. Katar şeyhini koruyalım derken, bu oyunda Suriye’deki durumdan da beteriyle karşılaşabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Celalettin YAVUZ Arşivi
SON YAZILAR