İdam!
MHP Lideri Devlet Ata, toplumu kemiren bir meseleye parmak basıp bazı hususlarda “idam”ın geri getirilmesini istedi…
“Caydırıcılık” kanunlarda önemli bir faktör…
Covit-19’da yaşadığımız vurdumduymazlık, başımıza iş açacak gibi dururken, kadına şiddet ve cinayetlerdeki artışın önünü kesebilmek de düşünülmesi gereken bir mevzu idi…
Müslüman Türk’ün “kadın”a bakışını alt üst eden gelişmeler, “aile” kurumunu yiyip bitiren parçalanmalar ve kadının içine düşürüldüğü durum vahim…
Geçenlerde İstanbul Sözleşmesi de bu nedenle gündeme gelmişti…
*
3 Ekim 2001’de “savaş tehdidi ve terör suçları dışındaki suçlar” için idam kaldırılmıştı.
3 Ağustos 2002’de ise “savaş ve çok yakın savaş tehdidi halinde işlenmiş suçlar” dışında kalkan idam cezası, 7 Mayıs 2004’te Anayasa’dan tamamen kaldırıldı.
*
Tecrübe ve öngörüleriyle “yarın”a hep ışık tutan Türkmen Beyi, teklif ve çözümlerinden birini daha gündeme taşıdı…
Devlet Bey’e “idam”ı yeniden düşündüren asıl sebep ise, “kadın ve çocukların cinsel saldırıya uğrayıp öldürülmesi”…
Bu sebeple, “bilim insanlarının bu konuyu incelemesini, ilmî-sosyolojik tedbirler alınmasını ve kanunî caydırıcılığın da sağlanmasını” istiyor:
“İdam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir. Türkiye'nin toplumsal dirliği, insan hak ve güvenliği, ilaveten hukuksal istikrar açısından idam cezası mutlaka gündeme alınmalıdır.”
“İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır. Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri, hatta cinsel istismara uğramaları maşerî vicdanı yaralarken, aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır. Hükümetimizin ve özellikle İçişleri Bakanımızın olağanüstü çaba ve gayretine rağmen şiddet olaylarının, en küçük sebepten doğan silahlı kavga ve anlaşmazlıkların her an vuku bulması toplumsal huzur ve ruh halini vahim derecede rahatsız etmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, ahlâk sahibi millî aydınların bu sancılı duruma duyarlılık göstermesi şarttır. Sabilerin, emzikli bebeklerin, henüz bıyığı terlememiş yavruların acımasızca katli insanım diyen herkesi kederlendirip yüreğini titretmektedir. Suçsuz günahsız çocuklarımızın gün aşırı medyaya yansıyan cinayetlerine, intihar süsü verilmiş kadın ölümlerine göz yummak, sessiz kalmak, tepkisiz durmak ne insanî emanetlerle ne de inanç ve kültür müktesebatımızla asla bağdaşmayacaktır.”
*
İdamın geri getirilmesini istediği suçlar da şunlar:
TCK’nin 103'üncü maddesinde düzenlenen “Çocukların Cinsel İstismarı”
Yine aynı Kanunun 6. bölümündeki “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar”
Ve 309'uncu maddedeki “Cebir ve Şiddet Kullanarak Anayasa'nın Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Çalışmak”
Bahçeli, bu hassasiyetle konuya yaklaşırken, müzmin Bahçeli ve MHP muhalifi Mehmet Tezkan gibi aklı evveller de “gündemi değiştirmek için” diye yazılar karalıyor tabii…
Fitneçağ denen paçavra da mal bulmuş Mağribi gibi buna yer veriyor!
Herkes meşrebince elbet!
*
MHP Lideri Devlet Ata’nın bu teklifine
Cumhur İttifakı’nın AKP kanadı olumlu sinyaller veriyor…
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Çok sınırlı olarak, belli suçlara mahsus olmak üzere idam cezasının bulunması gerektiği kanaatindeyim" açıklaması yaptı…
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan da şu açıklaması da olumlu yaklaşım sinyali:
“Eğer vatandaşlarımız ülke barışını tehdit eden, huzurunu tehdit eden suçlarla ilgili idam cezası istiyorsa biz de parlamentoda bunun gereğini yapmak zorundayız. Uluslararası hukuk da buna saygı duymak zorunda. Biz de gereğini en yakın zamanda hayata geçirmek suretiyle yapacak, toplumsal barışımıza, vatandaşlarımızın adalet beklentisine uygun hukuk inşaası üretmeye devam edeceğiz.”
Yine “Devlet aklı” işbaşında ve bu sosyolojik problem çözülecek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.