Elbette küçük adamlardan büyük laflar beklemek hatadır...

Elbette gözünü hırs bürüyenlerden hakikati asla duyamazsınız...

Elbette bir kere ihanet eden proje adamlardan “sadakat” beklenemez...

Erdoğan’ın yanındayken süt dökmüş kedi gibi susup oturan, ilk yıllardaki ekonomik gelişmeyi kendi marifeti sanan Samanpazarı Şövalyesi'nden de fındık kabuğunu doldurmayacak şeyler duymak tabii değil mi?

*

Adam zaten proje...

Adamın hedefinde MHP ve Lideri Devlet Ata var...

Neden? Cumhur ittifakının çimentosu ve “devlet aklı” da ondan!

Heybesinde azığı olmayan Bebecan da vara yoğa Devlet Bey'e saldırıyor, her saldırısında da baltayı taşa vuruyor!

Geçen gün yine saçma sapan ama onun zekâsindan(!) beklenen bir laf etmiş: “Küçük ortak çete liderine methiyeler düzüyor, büyük ortaktan gık yok!”

Sonra zırvalamaya devam: “Bu küçük ortak, muhalefette kim varsa bağıra bağıra fırça çekiyor! Hakaretleri muhalefet, iktidar hiç farketmiyor! RTÜK’e bir çağrı yapıyorum, bu küçük ortağın yayınlarına +18 sınırlaması getirilmeli!”

*

Belli ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor...

Ona kapak olacak cevap MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’dan geliyor:

“Türkiye’ye kurulan tuzaklara gönüllü taşeronluk yapmak üzere yüzde 100 yabancı sermaye ile imal edilen Deva isimli particikte genel başkancılık oynayan Ali Babacan; emsalleri ile birlikte mekân tuttuğu çukur seviyeden, Sayın Genel Başkanımıza dil uzatma hadsizliğinde bulunmuştur.

“Bırakın teşkilatlanmayı; il başkanı bulamayan cücük bir yapılanmanın başındaki etkisiz eleman; milyonlarca oy vereni, Türkiye ile birlikte dünyanın dört bir köşesinde oy vereninden çok daha fazla gönül vereni olan partimizden bahsederken “küçük” kelimesini kullanabilmektedir.”

“Türkiye Cumhuriyeti'ne diz çöktürmek için ortaya çıkan, "Açılımın sahibi geliyor." anonsuyla cadde cadde ihanet gezdiren, toplantılarında Türk devletine meydan okuyan bu hadsizin Sayın Genel Başkanımıza yönelik “Devleti esir aldı.” sözleri bir akıl tutulması, şuur noksanlığıdır.”

Daha ne desin bu arsızlığa?

*

Bir lidere, bir partinin genel başkanına yapılan hakaret, densizlik ve hatta akıl noksanlığı değil de nedir?

Ömrünü memlekete, millete adamış, davası, Türklük ve devletin bekası adına partisini ikinci plana bırakmış bir lider için RTÜK’ten yasaklama istemek, haddini bilmemek, taşeronu olduğu yerlere mesaj vermekten ibarettir...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da hakaret etmekten çekinmeyen proje oluşumların tek derdi ortalığı kışkırtmak, Cumhur ittifakında çatlak oluşturabilmekten ibaret!

Bu amaçla, “büyük ortak mensuplarının itibarını bile koruyamaz halde” dediği de Arınç’ın istifasının kabulü...

İttifak ve sonrası sistemi değiştirme hesabında aklınca...

Ağa babalarının talimatını yerine getirmek amacında...

Serok Ahmet de Samanpazarı Şövalyesi de bu işle görevli, kendileri küçük ama ihtirasları büyük olunca proje olmaktan kurtulamayan adamlar!

Yeni beka meselemiz de “Türkiye sadece Ankara’dan yönetilmemeli” diyerek kendini deşifre eden bu adamdır..

MHP Lideri Devlet Ata, olur olmaz şeylere “beka meselesi” diyormuş!

O’nun tecrübesi, öngörüsü, akl-ı selimi, feraset ve sadakati olmasaydı, bugün bu memleket kan gölüydü!

Hadsizlik yanında şuursuzluk örneği açıklamaları...

Serok Ahmet de kabul edilmeyeceğini bile bile Devlet Bey’den randevu istemek gafletindeydi...

Ama en azından bu iki AKP safrası...

Bu ülkede gündemde kalabilmenin tek yolunun, "MHP ve Bahçeli’ye saldırmaktan geçtiğini" öğrenmişler!