Medyada, sanat dünyasında, sivil toplum kuruluşlarında, iş dünyasında, siyasette, sözde aydınlar içinde bazı isimler var. Bu isimler, AKP iktidarının PKK açılımı yaptığı günlerde AKP’nin sonsuz destekçileriydi. AKP son 4-5 yıldır terörle mücadelede PKK’lı teröristleri böcek gibi ezmeye başlayınca onların hepsi AKP düşmanı oldu. AKP’nin yanlış yolda olduğunu her uzatılan mikrofona ifade ediyorlar. AKP hükümeti elindeki silahla terör yapan, masum insanları öldüren, askerimizi, polisimizi şehit eden terör örgütüyle mücadele edince yanlış yapıyormuş!

Ne yapacaksa?

Sanki terör örgütüne çiçek uzatması gerekiyor!

Bunu PKK açılımı döneminde yapmaya kalktı, maalesef bu ülkenin kırmızı çizgileri değişiyordu, bunu herkes gördü. Yanlışın neresinden dönülürse kârdır, AKP hükümeti şimdi doğru yoldadır. Terörle mücadelenin yolu ve yöntemi budur. Terör örgütleriyle masaya oturmak, onlara insan muamelesi yapmak, mazlumları onların zulmüne terk etmek demektir.

Doğu ve Güneydoğu’dan terör örgütü temizlendikçe bölge insanı devletle daha çok bütünleşiyor ve bölgeye devletin götürdüğü hizmet daha çok yoğunlaşıyor. Silahların gölgesi altındaki insanımız şimdi daha huzurlu ve kendini daha güvende hissediyor. Çünkü PKK terör örgütü kapsamlı terörle mücadeleden dolayı nefes alamaz vaziyettedir. Türk devleti özellikle Türkiye sınırı, Irak ve Suriye bölgesindeki terörle mücadelesiyle çok yönlü kararlılık göstermektedir.

Bu durum içimizdeki PKK sempatizanlarını elbette rahatsız etmektedir. Bu toplum içinde kazandıkları sıfatlarını da HD(P)KK savunması için kullanmaya çalışmaktadırlar.

Mesela bunlardan birisi de sanatçı geçinen Nihat Doğan isimli zırtapozdur.

Biz10 TV ile bu zırtapoz röportaj yapmış ve orada adeta PKK’ya olan bağlılıklarını ifade etmiş ve onların avukatlığını yapmıştır. Şu ifadelerine bakar mısınız?

“Söz açık, her rejim kendi vesayetini tahakküm etme, soluklandırma, ayakta tutmak ve daha fazla yaşatma adına dönüp dolaştığı yer Kürt’e zülüm, Kürt halklarına zülümdür. Kürt halkına zülüm ediliyor başka bir şey yok.

“Her rejim kendi vesayetini tahakküm etme noktasında Kürt kanından besleniyor”

“Şu anda cezaevinde bulunan Kürt siyasetçilerinin hepsi siyasi rehinedir. Fikirlerinden dolayı hiçbir Allah’ın kulunu cezaevine atamazsınız. Bu insanlar ne yapmış ellerine keleş alıp milleti mi taramış? Devleti mi taramış?”

Türk-Kürt demeden herkesi öldüren PKK’lı teröristler öldürülünce, bu Kürtlere zulüm mü oluyor? Terörle mücadele etmek, Kürt kanından beslenmek mi oluyor?

Terör örgütü PKK’nın yardım ve yaltakçısı HDP’li sözde siyasetçiler nasıl düşünce suçlusu olabiliyor?

Mesela, hendek ve çukur olaylarında 793 askerimizi, polisimizi şehit eden PKK’lı teröristleri “Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin, onu yapsınlar” , “Bu direniş kazanacaktır. Böyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar.”, Hendek kazanların alnından değil ellerinden öpüyorum”, “Aralarında direnişçi olsa bile infaz etme hukukuna sahip değilsin” diyerek azmettiren ve savunan terörist Demirtaş, neyin fikir suçlusu? Sırf, teröristleri azmettirdiğinden dolayı her şehit için azmettirici cezası alsa 1000 yıl hapis cezası alması gerekmiyor mu? Hukukta “azmettirici” diye bir ceza olduğunu bilmeyen zırtapoz Nihat Doğan, bize teröristleri fikir suçlusu diye mi pazarlıyor?

Terörist Demirtaş gibi birine kim “masum, serbest bırakılsın” diyorsa emin olun hainin bizzat kendisidir. Binlerce şehitte, masumda kanlı elleri olan azmettirici bir teröristtir o…

O halde teröristbaşı Öcalan’a da kimse “eline keleş alıp milleti taradı” diyemez. Ne yapalım onu da serbest mi bırakalım, “teröristbaşı” olan sıfatını değiştirelim mi?

Nihat Doğan, o savunduğun alçaklar, askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanları öldüren PKK’lı teröristlere yardım ve yataklık ediyorsa nasıl fikir suçlusu olacak?

Terör örgütü PKK, Kürt kökenli vatandaşlarımızın çocuklarını dağa kaçırıp, tecavüz edip, terör yapması için eline ABD silahı veriyorsa sendeki nasıl bir namus anlayışıdır ki buna aracılık eden alçakları masum gösterebiliyorsun?

Nihat Doğan, terör örgütü PKK’nın yardım ve yaltakçılarına “Kürt” sıfatı verip savunmasını yapıyorsun da, evlatlarını terör örgütü PKK’nın elinden kurtarmak için Diyarbakır’daki HDP binası önünde nöbet tutan insanları niçin ziyaret edip destek vermiyorsun? Zaten destek vermesi mümkün değil. Öyle yapacak olsa, o çocukların kaçırılıp terör örgütü PKK’ya tesliminde aracılık eden Demirtaş gibi teröristleri savunur mu?

Bu ülkede hiçbir Kürt’e zulmedilmiyor. Ama PKK’lı teröristlerin etnik kökeni ne olursa olsun sadece kökü kazınıyor. Fark etmez, eğer aralarında PKK’lı bir Türk de, Çerkez de, Laz da varsa onları da paramparça etmek Türk devletinin vazifesidir. Mesele etnik değil, terör meselesidir. Terör örgütlerine yardım ve yataklık eden, teröristleri azmettiren kimse masum olamaz.

Nihat Doğan ve benzerleri sadece köşeye sıkışan, her gün leşleri toplanan PKK’lılara hayat öpücüğü vermek için konuşmaktadır. Terör örgütü PKK’ya vurulan her darbe, aynı zamanda Kürt kökenli vatandaşlarımızı kurtarma operasyonudur.

Terör örgütü PKK ile Kürt kökenli vatandaşlarımızı bir tutan her kim olursa olsun alçaklık etmektedir. Nihat Doğan da bunlardan birisidir.

AKP hükümetinin terörle mücadele metodu doğrudur ve başarılıdır. Cumhur İttifakı’nın bu konudaki duruşu milli noktadadır. Nihat Doğan gibi zırtapozlar dilediği kadar konuşsun, bu mücadele Türkiye’nin varlığını ve geleceğini koruma mücadelesidir.