HAYDİN CANLAR CAN CAN OLALIM
Şimdiye kadar yazmaya ,anlatmaya çalıştığım şey, kendisiyle ve mensup olduğu medeniyetle, benim gibi tanışma gecikmesi yaşamadan, insanımızın bir an önce tanışmasına katkı vermektir.
Belki içinizden birileri, bu tanışmışlığı nasıl anlayacağız diye sorabilir; Medeniyetini ve kendini tanıyan kişi "Büyük ama kocaman bir iç çekişle ferahlama yaşar." Sıcak bunaltırken yaylaya çıkarsınız ya öyle bir şey. Ya da zemheri öyle uzar ki, hep bahara kavuşmak ister. İşte Medeniyetinizle ve kendinizle tanışmayı bahar gibi diye düşünün.
Derdimiz nedir? Bizi karamsar bezgin yapmak isteyenlere inat, insanca yaşanacak güzel günlere olan umudumuzu diri tutmaktır.
Mayamız sağlamdır bizim. Yeter ki kendi değerlerimizle hemhal olalım. Kendimiz olalım.
Türk Milletinin bir evladı olarak, bizim kardeşlerimizden, Cambaz olması değil, cambaza bak demesi değil, "oynayan cambaza değil cebinize bakın" demesini beklediğimiz bilinmelidir.
Biz aynı tohumdanız. Ancak hangi toprakta hangi vitamin ve minerallerden beslendiğimiz çok önemlidir.
Kurt yavrusuna kimin dost kimin düşman olduğunu gösterirken, Köpeği göstererek demiş ki; bizim için en tehlikelisi şu bize benzeyenlerdir demiş.
Günümüzde bireyciliğin, kişiye ben merkezli yansıması, onu kör karanlıklarda yok ediyor. Oysa bizim Türk İslam medeniyetinde biz varız. Yalnız birliktelik ok gibi, her ok da tek başına ok. Yani devlet sistematiğinde de, beylikler devleti teşkil eder.
Haydi canlar can olalım kalkıp divana duralım...
Yeniden biz olalım. Umut olalım. Umutlarımızı diri tutalım.
Gün doğmuş, gün batmış ebet bizimdir.
Dr. Abdullah BUKSUR
İnsan Hakları Eksperti
(İHAF) İnsan Hakları Avrasya Formu Gn. Sek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.