Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. ABD ile Türkiye stratejik ortak ve müttefik değildir. Hatta hiç olmamıştır. Çünkü ABD ve Türkiye’nin dünyaya bakış açısı ve hedefleri tamamen birbirinden farklıdır.

ABD ileri karakolu İsrail’in varlığını ve güvenliğini garantiye almak için bölgede güçlü ülkelerin varlığını istememektedir. İsrail için tehdit oluşturan Irak parçalanmıştır. Mısır’da darbe yapılmış ve Mısır ABD-İsrail ve Suudi bloğuna dahil olmuştur. Suriye’de iç savaş çıkmış ve İran’da ise provası yapılmaya çalışılmıştır.

Peki Türkiye? Türkiye’de Gezi Olayları, PKK’nın hendek savaşları, 15 Temmuz ve ABD’nin terör koridoru oluşturma amacı benzer planların ülkemizdeki ayağıdır. Türkiye bugüne kadar şükürler olsun Gezi, PKK ve 15 Temmuz belalarını başarıyla başından savmıştır.

Şimdi en önemli ve en kritik yerdeyiz güneyimizde federal veya bağımsız hiçbir şekilde bir terör devleti kurulmasına müsaade etmemeliyiz. Zamanında bu hatayı Kuzey Irak’ta yaptık. 2003’de ABD müdahalesi ile parçalanan Irak’ta aradan 14 yıl geçtikten sonra Barzani referandum ile bağımsızlık rüyaları görmeye başladı.

Suriye’nin kuzeyinde yeteri kadar Kürt nüfusu olmamasına rağmen Türkmen ve Araplara karşı bir etnik temizlik başlatılmış ve PYD’nin şuan kontrol ettiği bölgeden o bölgenin asıl nüfusu göçe zorlanmıştır. Kirli ABD planı Suriye’nin kuzeyindede tıpkı Irak’ta olduğu gibi işletilmeye çalışılmaktadır.

ABD aklınca PKK/PYD’ye kurdurmaya çalıştığı terör koridoru ile Türkiye’yi kuşatmaya çalışmaktadır. Bu koridora en büyük darbeyi Fırat Kalkanı indirdi. Şimdi bunun devamı Zeytin Dalı Operasyonu. Bu operasyonun muhakkak başarıyla sonuçlanması ve devamının gelmesi gerekiyor. Afrin ele geçirildikten sonra Menbiç ve daha sonra Türkiye sınırının geri kalanı PYD ve PKK’dan temizlenmelidir. Türkiye’nin varlığını ve toprak bütünlüğünü sürdürebilmesi için başka çaresi yoktur.

ABD oluşturmayı planladığı terör koridoru ile Türkiye’yi enerji taşımacılığı alanında bypass etmeyi amaçlamaktadır. Bu plana maalesef Avrupa ülkeleride destek vermektedir. ABD ve Avrupa ülkelerinin insanlık suçlarına karşı dirayetli ve ilkeli bir şekilde karşı duran Türkiye’nin güçlü olması istenmemektedir. Bu yüzden her türlü yol denenecektir.

Gözümüzün içine baka baka NATO müttefiğimiz PKK’ya binlerce tır silah dağıtmakta, sınırımızda ordu kurmakta, biz onlara saldırmayalım diye kendi bayrağını çekmektedir. Üstelik bu silah desteğini ilk dönemlerde sürekli inkar etmekteydi. Düşünün dünyanın en güçlü devleti, süper güç olan bir ülke, üstelik sizinle birçok alanda resmi olarak müttefik olan bir ülke size karşı plan yapmakta ve sizin terör örgütü olarak kabul ettiklerinize silah vermektedir. Sizce Türkiye için bundan daha büyük bir tehlike olabilir mi?

Hava ve füze savunma sistemini, birçok silahı parasıyla bile vermeyen bu müttefik aynı silahları PKK’ya sağlamaktadır. S-400 almayalım diye elinden geleni yapmaktadır. ABD’nin tek amacı vardır. Türkiye’yi savunmasız bırakmaya ve Türkiye düşmanlarını güçlendirmeye çalışmaktadır.

Afrin operasyonu ABD planlarını bozacaktır. Afrin operasyonunun ardından Menbiç ve Fırat’ın doğusunada TSK’nın müdahale etmesi herşeyi değiştirecektir. İşte o zaman okyanus ötesinden gelip Türkiye’nin olduğu coğrafyada kimse bize sormadan hayal kuramayacağını öğrenecektir.

PKK/PYD ve DEAŞ terörüne karşı verdiğimiz şehitlerin ruhlarını sızlatmamak adına bu kirli oyunu bozmamız ve 80 milyon tek yürek olmamız gerekir. Mevcut tablo ortadayken içerde karışıklık yapmaya çalışan bizden değildir ve ihanet içindedir.

Kısaca özetlemek gerekirse düşman aradan 100 yıl geçmesine rağmen değişmemiş, yine kendine yerli işbirlikçiler bulmuş ve Türkiye’nin ayağa kalkıp doğrulmasına izin vermemeye çalışmaktadır. Fakat Türk’ün önlenemez yükselişinin başladığının farkında değildir.