KAHRAMANLAR

Şimdi bu yazımı okuduktan sonra, lütfen herkes, Osmanlı ve Türk’ ü tarih kitaplarından açsın birdaha, birdaha okusun.

Tarihi, mazisi, kahramanlık, yiğitlik, cesurluklarla dolu bir Millet olduğumuzu görsün, hatırlasın ve bununla da gurur duysun.

Bunca meziyeti kazanmanın hiç de o kadar kolay olmadığını, çok diyetler ödendiğini, bu diyetler ödenirken de onur, gurur ve şahsiyet abidesi olduklarına da, okuyanlar şahit olsunlar.

Bilenler biliyor, benim yazım bilmeyenlere !

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet öncesini yazmaya kalksam kitaplara sığmaz taşar. Her gün, her saat, her dakika hatta her saniyesi zaferler, kahramanlıklarla dolu bir mazi.

Atatürk döneminin, hangi bir saniyesini yazayım ki...

Bir ülke, bir millet, kahramanlar yaratır ve milleti, onları bağrında yaşatır.

FAKAT; HİÇBİR MİLLETİN TARİHİ, TÜRK MİLLETİ TARİHİ KADAR ZAFERLERLE DOLU DEĞİLDİR.

“Özgürlük ve bağımsızlık, benim karakterimdir. Ben yapabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. O halde, Ya İstiklâl Ya Ölüm !” diyen,

Atatürk ve kahraman TÜRK MİLLETİ, açtığı zafer yolunda, MEDENİYET ve GELİŞMİŞLİK için devam etmemiz gerektiğini;

Kesin çizgilerle yol göstermiştir.

Bazen zaferler, bir ülkenin kaderini belirler.

Ama birde bu mücadelelerin karşısında yer almış, tarihe bir kara leke olarak geçmiş vatan hainleri, ajanlar ve satılmış kişiliksiz kimseler vardır.

İşte şimdi yine öyle bir dönemde yaşadığımız günlerden geçiyoruz.

Herzamanki gibi BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ferasetini gösterecek ve bu badireleri de, alnının ve yüzünün akıyla atlatacaktır.

Çünkü, kahraman yetiştiren, bir ülkü ve bir inanca sahip, TÜRK MİLLETİ vardır. Bu millet içinden çıkan, isimli isimsiz onbinlerce yiğit TÜRK EVLADI yetişmektedir.

Onbinlerce şehit veren, milyonlarcası da sırada bekleyen; vatanı, milleti, bayrağı, dini, imanı, inançları ve idealleri için, ölüme gözünü kırpmadan gidebilen, ÜLKÜCÜLER yetiştiren, bu milletin bağrından çıkan, tüten ve tütmeye de devam eden OCAKLARI vardır.

Kahraman mı istiyorsunuz?

Alın size, Türk' lerin son BAŞBUĞU ALPARSLAN TÜRKEŞ !

“ Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız.”

“ZAFER, asla mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılamaz.”

“ Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.”

Diyen, benliğimizi ve inancın sonuçlarını özetleyen veciz sözleridir. Rahmetli Başbuğ, bu sözlerinin arkasında durarak da ebediyete göç etmiştir.

Yine içimizden çıkan fakat hainliği seçenlere de;

“Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder.” diyerek de adeta bir gönderme yapmış, bu sözleri söylediği günlerde, bugünleri görmüştür.

Rahmetli Başbuğ' un rahle-i tedrisinden geçip, kişiliğini kaybeden, zerre kadar Başbuğ' dan nasiplenemeyen, huyu, suyu, tavrı, tarzı, hayata bakışından, “Lider-Teşkilat-Doktrin” anlayışından bir dirhem dahi faydalanamayan kişiler “ANA YAPIDAN” koparak, savrulmaya ve başka yerlerin mütemmim cüzü olarak yaşamaya (!) başlamışlardır.

Halbu ki;

Lider, kişisel çıkarlar peşinde koşmayan,

Lider, milletin faydasına olmayan kararlar almayan, herzaman milletinin çıkarlarını düşünen,(ÖNCE MİLLETİM, SONRA PARTİM, SONRA BEN)

Lider, inançlarına bağlı, ahlâklı, dürüst,

Lider, öngörüsü yüksek, kararları sağlam, söyledikleri yaptıklarıyla ters düşmeyen,(satrançta, beş hamle sonrasını görmek, örnek verilebilir)

Lider, cesur, kararlı ve yürekli,

Lider, bilge olmalıdır.(iktidarda olmasa da aldığı kararların, uygulanabilirliği olmalıdır)

Lider mi istiyorsunuz?

Alın size Bilge Lider Sn. Devlet Bahçeli.

Ülkesiyle yatıp, ülkesiyle kalkan, kendini milletine adamış;

Bir tane kişisel çıkar hesabı olmayan,

Milletinin faydasından başka birşey düşünmeyen,