ALLAH KUR’AN’I NİÇİN GÖNDERMİŞTİR?
Yüce Allah’ın yeryüzüne hitabı olan Kur’an elbette bir amaç ve görevi ifa etmek üzere gönderilmiştir. Görevlerini de kendisi okuyanlarına göstermektedir. Şimdi Kur’an’dan hareketle gönderiliş/indiriliş amaçlarını ortaya koymaya çalışalım.
Allah yüce kitabımızı niçin gönderdiğini yine göndermiş olduğu kitaptaki ayetleriyle açıklıyor:
“Tebârekellezî nezzelel fürgâne alâ abdihî liyekûne lil âlemîne nezîrâ(n)”
Âlemleri (insanlar ve cinleri) uyarsın diye kulu (Muhammed’)e Furkân’ı (hakkı batıldan ayıran Kur’an’ı) indiren (Allah’)ın şânı yücedir (hayır ve bereketi çoktur). (bk. 17/1; 18/1-4) (Furkan suresi25/1)
Bu âyette Kur’an’ın “Hak ile batılı ayıran bir kitap (Furkan) olduğuna dikkat çekilerek; Bütün âlemleri uyarmak, sakındırmak, korkutmak ve hak ile batılı ayırmak için Muhammed üzerine indirildiği bildirilmiştir.
“İnne hêzel gur’âne yehdî lilletî hiye agvemu ve yübeşşirul mü’minînellezîne ya’lemûneSSâlihâti enne lehüm ecran kebîrâ(n)
“Şüphe yok ki, bu Kurân, (kendisine uyanları) en doğru olan (dine veya yol)a hidayet eder (kavuşturur.) Ve sâlih amellerde bulunan müminlere çok müjde verir ki, onlar için büyük bir mükâfat vardır.” (İsrâ suresi 17/9)
Bu ayetten anlıyoruz ki yüce kitabımız Kur’an kendisine uyanları en doğru yola iletmek, ulaştırmak; hidâyete erdirmek için gönderilmiştir.
“Kitâbun enzelnâhü ileyke mübârekün liyeddebberû âyetihî veli yetezekkera ülül elbâb(i)
“(Kur’an) mübarek bir kitaptır ki onu sana, âyetlerini iyiden iyiye düşünsünler ve aklı olanlar öğüt (ve ibret) alsınlar diye indirdik.” Sâd suresi 38/29) (krş. 47/24)
Bu ayette Mevlâ hazretleri Kur’an-ı Kerim’in büyük bir kitap olduğunu, dünya ve ahret bereketlerinin bu kitabın içinde bulunduğunu açıklayarak, bizi bu kitabı öğrenmeye, öğretmeye ve tüm hayatımıza tatbik etmek suretiyle kimseye muhtaç olmayacak şekilde ilerlemeye, maddi ve manevî en büyük bereket ve zenginliğe kavuşmaya teşvik etmektedir.
Yine bu ayetten öğrendiğimize göre Mevlâ’mız bu kitabı, kullarının çok ince düşünmeleri ve akıl sahiplerinin ibret almaları ve O’nunla amel etmeleri için göndermiştir.
“Yâ eyyühennâsü gad câeküm bürhânen min rabbiküm ve enzelnâ ileyküm nûran mübînâ(n) (Nisa suresi 174); feemmellezîne âmenû billâhi va’teSımû bihî feseyüdhılühüm fî rahmetin minhü ve faDlin ve yehdîhim ileyhi SıraTen müstegîmê(n) (Nisa suresi 175)
“Ey insanlar! Muhakkak ki size Rabbinizden bir delil (olarak mucizelerle Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (olarak Kur’an’ı) indirdik. İşte Allah’a inanan ve O’(nun Kur’an’daki buyrukları)na tam sarılanları; (Allah) kendi katından bir rahmet ve lütuf içine (cennete) koyacak ve onları, (sonu) kendisine ulaşan doğru bir yol (İslâm’)a iletecektir.” (Nisa 4/174, 175)
Bu ayette Mevlâmız bütün insanlara seslenerek, onlara Rableri tarafından bir rehber (Bürhan) geldiğini; Rehber olarak Hz. Muhammed’i gönderdiğini ve onlara, din ve dünya hususunda muhtaç oldukları bütün meseleleri beyan edici (açıklayıcı olan bir nur (kitap) indirdiğini zikredrek, onlara başka bir rehber (yol gösterici) aramayıp, ancak bu ilâhi rehbere Hz. Muhammed’e ve bu nurdan, Kur’an’dan istifade etmelerini tenbih etmektedir. Bu ayetten sonra gelen ayette ise (Nisa suresi 175); Kendisine iman edip Kur’an’a sarılanları cennetle müjdelemekte ve sırat-ı müstagıme (dosdoğru bir yola) kavuşturacağını haber vermektedir.
Muharrem Günay SIDDIKOĞLU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.