“ALLAH VAR GAM YOK” ABLA!

O, Oğan’ın Cumhurbaşkanı adayı…

Ama Akşener, “Ya Başbakan olacağım ya da babaanne” diyor.

Daha 4 yıl var ama olsun… Lakin “babaanne” olmasını isteyen de Oğan…

Genel Başkan olursa MHP, Oğan’la iktidarmış ve Akşener de Cumhurbaşkanı…

Tabii o vakte kadar Başbakan olacağı bir T.C. Anayasası kalırsa!

Fakat o, Bahçeli'nin HDP'lilerle aynı karede olduğu fotoğrafı paylaşarak “Sarayın MHP'yi bitirme, HDP'nin gerisinde bırakma projesini yerle bir edeceğiz” notunu düşüyor!

Aslında bir “eşbaşkanlık” maddesiyle ikisi de Genel Başkan olsa ne güzel olur!

Koray Aydın da “Akşener’in delegelerin kafasını karıştırdığı” inancında…

“S.Oğan’ın Cumhurbaşkanı”nın taraftarları ona “Abla” diyorlar.

Durup dururken bir “bacanak” devreye giriyor; Cumhuriyet Gazetesi, Hüsamettin Özkan’ın Akşener’e destek verdiğini ve “MHP’nin genel başkanı olamazsa yeni ve merkez sağda yer alabilecek bir partinin başına geçebilmesi için destekleyeceğini” fısıldıyor!

Akşener hemen “yalan haber” cevabını yapıştırıyor!

Hani dün CNN Türk’te sıra ondaydı ya, sakallı Hakan bol bol cila çekti şöhretine…

Sakallının güya “Tarafsız Bölge”sine konuk olan Meral Akşener, gazetecilerin sorularını “komşuya güne gitmiş gibi” geniş geniş cevapladı.

Bir ara gazetecilerden biri, 7 Haziran öncesinin "kaset" olayını hatırlatarak "O günlerde Genel Merkezin size sahip çıkmadığını düşünmüştüm. Bu dönemde yalnız mı kaldınız?" diye sorunca Abla ne dedi biliyor musunuz?

“Allah var gam yok!”

Bir an kendimi Zaman baskınında Karaca’nın ve Dumanlı’nın tutuklandığı ortamda sandım! “Allah var, gam yok” mesajı veriyorlardı durmadan…

Ah Abla ah… Mesele buydu demek!

Oysa “Herkes bilir ki; hiçbir cemaat, tekke ve grupla ilişkim olmaz veya irademi 3. kişilere teslim etmem. Zaten Cemaat diye bir şey kalmadı, dağıldı” demişti.

Bahçeli’nin “Birisi cemaat hareketinin siyasi figürü olarak MHP içine yerleştirilmeye çalışılıyor…” iddiasına ne denir şimdi?

2014’te, onun Cumhurbaşkanı olabileceğini Gülen’in yakınları neden söylemişti?

Cemaatin döneği Gülerce bile “Akşener cemaate çok yakındır, şahidi benim” diyebildiğine göre…

Hürriyet’teki röportajında “Devlet beyden nefret etmediğini” söylemişti, yine nezaketle söz ediyor ama “Cemaatçi” sözüne önce “Yalan!” deyip sonra bocalıyor.

Bahçeli’nin AKP ile koalisyon çalışmasında süreci iyi yönetemediğini söylüyor, “RTE’nin stratejisini kırabilirdik” diyor da nasıl olacağını açıklamıyor nedense… Zaten gazeteciler de sorgulamıyor!

Yanında ekip olarak “iç muhalefet” dediği delegeler, Ocakçılar, aksakallılar, eskiler varmış…

Mevcut vekillerle görüşmüyormuş ama “dolaylı mesajlar” alıyormuş.

Saray’la hiçbir irtibatı yokmuş, TT ile ilgili konuşmayı doğru bulmuyormuş, onun kendi tercihiymiş.

Bahçeli ile MHP’nin iyi yönetilmediğini, parti içi demokrasi olmadığını güya “delege ağzından” anlatıyor. MHP’nin kanaat önderleri merhum Akçura ve Güngör’müş! Hukukun üstünlüğünü taşıyamamış MHP… Alınan “yüzde 11,9 oyun içinde olsaymış” yine eleştirirmiş!

Sonra Aydın ve Oğan’ın iddialarına karşılık, Genel Merkeze teslim ederken kimin kaç imza topladığını açıklamayacağını, birlikte teslim edeceklerini söyleyerek ortalığı toplama gayretinde.

FOX’ta gazeteciler yüzünden aday yapılmadığını söylemişti.

8 Kasım’da 539 delegenin imzasını aldığını belirtmişti, 900 üst kurul delegesiyle telefonda görüşmüş. Eee nerede hareket?

Ülkü Ocaklarına da göz kırpıyor: “Onlardan sadece dualarını istiyorum. Yetiştiğim ocağı siyasete alet etmek istemiyorum!”

Ama… DYP Genel Başkan Yardımcısı iken Erzurum’da kendisi ile resim çektirmek isteyen bozkurt işareti yapan çocuklara “Bozkurt yapmayın, DYP’nin işaretini yapın” dediğini unutmuştu.

Unutmuştu, 2001’de Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener’le AKP’nin kuruluşu ile ilgili çalıştığını ve hatta oğlu Fatih'in, Gül'ün oğlu Ahmet'in, Şener'in oğlu Şamil'in de partiye isim bulmak için kafa yorduğunu…

O ekiple RefahYol döneminde beraber çalıştıklarını unutuyor…

7 Haziran’da İstanbul adayı iken “HDP'nin barajı geçip geçmemesinin kendisi için bir mahsuru olmadığını” söyleyen de oydu…

Ama TV’de “Kürtlerin Türk milletinin parçası olduğunu” söyleyemedi!

Ah Abla ah…

AKP’nin din ticareti üzerinden oy devşirmesine mi özendi ne, sık sık programda deklare etti, “Dindar bir insanım, kibirden korkuyorum” dedi. “Erkek gibi kadın”a aldırmıyormuş, “bir ara DYP’li olmak” zenginlikmiş!

TV’de Sakallı, onun 28 Şubat’taki İçişleri Bakanlığını öve öve bitiremeyince “Ülkücü felsefe ile mazlumun yanında olmam gerekirdi” dedi, “Kimseye düşmanlık beslemiyorum” dedi…

Gazetecilerden biri Susurluk’u “faili meçhullerle” hatırlatınca, “Çatlı”ya bir isim koyamadı ve Sakallı yetişip konuyu değiştirdi!

Program, “-dili geçmiş zaman”lı ve “-caklı gelecek zaman”lı geçti, anılar izledik!

Yazık oldu; Bal ve Dervişoğlu’nun desteğini de almıştı… Özel kalem müdürü bile hazırdı.

Ülkücü Hareket’in sessiz mensuplarından ona meyledenler vardı ama…

Program boyunca hep “dindar bir kadın” ve “anne” göründü, “lider” olacak derinliğini gösteremedi… Bahçeli ne dediyse onları tekrar etti gazetecilere…

Ah Abla ah…

Siyaset, CNN Türk’te, “Yıllar önceki Milli Piyango parasıyla Turan’dan gelecek gençler için vakıf kurma” hikâyesini kurgulamaya benzemiyordu!

Olsun, “Allah var, gam yok!”

“Farzımuhal olmadı, MHP bünyesinde milletvekilliğine veya herhangi bir sandalyeye aday olmayacağım. Partisi için çalışan, sade, sıradan ve MHP'nin bir üyesi olmaktan gurur duyacağım" demişti…

Bekliyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR