BU İNTİKAM ATEŞİ KENDİNİ DE ÜLKEYİ DE YAKACAK!
Ne bitmez kin ve intikam ateşiymiş kardeşim! Ne ettiği yemine uyuyor, ne anayasa ve kanunlara... Tam bir despotizm... Dershaneleri kapattı, yetmedi. Okulları kapattırmak için taaa Etiyopya’ya gitti, ikna olmadı. 17-25 Aralık’ın intikamı için ne savcı-hakim kaldı ne polis... Olmadı! Gazete-televizyon bastı, olmadı. Yıldıramadı! Fethullah Gülen’in pasaportunu iptal ettirdi, yetmedi, ABD’den istedi, alamadı! “Bank Asya battı” diye bas bas bağırdı, batıramadı! Memleketin Maliye Bakanı var, Merkez Bankası var, her şeye karışıyor. “Faiz inecek” dedikçe dolar ve altın zirve yapıyor. 2-3 kuruş indirdiği akaryakıta 8-10 kuruş bindiriveriyor. Bunca sıkıntı içinde katrilyonluk saray, uçak, araba gösterişinde, ekonomistlik taslıyor. Koskoca Cumhurbaşkanı, memuruyla polemiğe giriyor! Eski Merkez Bankası Başkanına bile laf yetiştiriyor: “Sen işine bak!” Peki senin işin “faiz” mi? Bir zamanlar anahtarlarını masasına istediği bankada sıra... Koskoca “cumhur”a “reis” oldu, tatmin olmadı, “İn” dediği bankayı da bastırdı. Şeytanın avukatlığını yapan TMSF eliyle milletin mevduatlarının bulunduğu Bank Asya ile oynuyor. Banka kanuni mevzuat içinde Borsa’da işlem görmekte iken... Hiçbir vatandaşın mağduriyeti, kredi yolsuzluğu söz konusu değilken... Akşam saati polislere bankayı kuşattırıyorlar. 17-25 Aralık baskınında ortaya çıkan Halkbank skandallarını umursamadan... Genel Müdür’den personele para isteyen Sabah yönetimini hatırlamadan... Yandaş işadamına devlet bankalarından kredi verdirip bedavaya televizyon-gazete aldırdıklarına düşünmeden... Logolarından “T.C”sini sildiği Ziraat Bankasının milyarlarca batık kredisine aldırış etmeden... “Cumhur”un “reis”i gibi değil, AKP Genel Başkanı gibi miting meydanlarında “hukuk”u guguk yaptığına aldırmadan... Hırsına köle olarak “Başkanlık” diye diktatörlük isteğiyle yanıp tutuşuyor. Kör bir inat, katı bir intikam ve kin hissiyle ateşle oynuyor... Kendini de, milleti de, ülkeyi de ateşe atıyor... Bank Asya üzerinden muhalif medyaya, Zaman’a, Samanyolu’na, Bugün’e uzanabilmenin yolunu arıyor... Banka basıyor, kimse sesini çıkarmaz sanıyor... Aldanıyor... BDDK’den hiçbir uyarı yokken... Mevduat sahibi bilgilendirmeden... Geçmişte olduğu gibi vatandaş banka kapısına yığılsın diye... Cemaatten nefret oluşturulsun diye... Seçim kapıda, bindiği dalı kesiyor. Din bezirganlığı dibe vurdu, kin, intikam, vesayet, yolsuzluk, hırsızlık, Yüce Divan ayyuka çıktı. Hanedanın gemicikleri, vakıfları, villaları dillerde. Telefon görüşmeleri hafızalarda... Sadece ve sadece cemaate diz çöktürmek uğruna bankaya el koyan muhafazakar-liberal ve Tayyip’in vesayeti altındaki hükümet, bütün söylemlerine inat bir “İslamcı-katılım bankası”nın ipine çekmekle görevli... Ne acı değil mi? Kolkoparanoğlu Serok Ahmet, hala istifa etmeyecek mi? Bu kıvılcım, 7 Haziran hezimetine zemin hazırlayacak bir yangına yol açacak, haberi yok... İnsanın kendine ettiğini yedi mahalle bir araya gelse yapamazmış, bindiği dalı kesiyor. Halk inadına elindeki yüz lirayı gece vakti gidip bankaya yatırmaya başlıyor! Bu skandal çok su götürür, çok can yakar... Ama... Belki biraz canımız acıyacak ama bu yedi bela iktidardan ve padişahtan kurtulacağız... Her şeyde bir hikmet vardır mutlak! Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.