80’ler
80’lerle ilgili 3-5 soru sorarak başlasak mı ki makalemize…
Darbeye haklı(!) gerekçeler hazırladıktan sonra, kendi çocuklarına perde diyenlerin (your boys have done it - senin çocuklar işi bitirdi) 82 Anayasasının hazırlanış sürecinde bitaraf olmuş olabileceği düşünülebilir mi acep…
Yeni anayasa, yeni anayasa diye inleyenlerin ağzından ABD-AB-RUSYA veya emperyalizm karşıtı tek-bir samimi kınama duydunuz mu… Anayasadaki maddeler yenilenirken bir veya birden çok ülkenin uydusu olmaktan da çıkacak mıyız dersiniz… Yoksa bu maddeler bizi yörüngede daha da sağlamlaştırmak için mi çıkarılmış olacak… Birileri, çocuklarının isimlerini ve kisvelerini sürekli değiştirerek tam gaz yollarına devam ediyor olmasın sakın… (your boys have done it - senin çocuklar işi bitirdi)
Sovyet gökyüzünde yeşil şimşekler çaksın isteyenlerin, din dersinin zorunlu olmasından tutun da, Anayasamızın tamamının hazırlanışında parmağı olabilir mi dersiniz… Ne yani; zorunlu din dersinin konulmasının gerekçesini, ressamlığını çizdiği nü resimlerle ortaya koyan bir sanatçının(!) ahiretini kurtarma teşebbüsü olarak mı algılamalıyız yoksa…
Peki; dönemin ünlü çizerinin damadının akrabalarının kimler olduğu hakkında çok sayıda araştırma yapılmıştır da kamuoyunun ilgisini mi çekmemiştir dersiniz… (Maksut Göksu TKP ÜYESİ ÇIKTI haberine diklkat! ve Maksut Bey’i ilgililer araştırabilir…) Eh ne bekliyorsunuz ki Sabri Ülker’in torunuyla evlendikten sonra 2015 yılında boşanan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU’nun kızı Sefure Davutoğlu’nun da ne evliliği ne de boşanması survivor kadar ilgisini çekmemişti zaten milletin… Niye çeksin ki, di mi… (1998-2002 yılları arası Siyasal İslamcı kimliğiyle bildiğimiz Sayın Ahmet Davutoğlu’nun harp akademilerinde hocalık yapabilmesinde bir tuhaflık yok mu sizce…)
Darbe sonrası MİT’te istihbaratçı olabilmek veya terfi edebilmek için en önemli kriter ne olmuş olabilir sizce… Kan bağı ya da akraba ilişkileri mi dediniz… Yok artık(!)… MİT’te istihbaratçılara yer yok tabirinin ne zaman çıktığına da bir bakılmasında fayda var sanırım…
NATO’ya tekrar girmek isteyen YUNANİSTAN’ın bu talebinin sürekli Türkiye tarafından veto edilişinin de darbe sonrası CUNTA tarafından hiçbir şey istenmeden sonlandırılarak Yunanistan’a gümüş tepside sunulmasından sebep, bloklar arası çatışmayla 80 darbesini ilişkilendiriyoruz diye kınanır mıyız ki…
Ne yani; Yunanistan AB üyeliğimizi vefadan destekliyor da ben mi haksızlık ediyorum dersiniz…
Diyeceğim odur ki; aynı efendiye hizmet eden uşakların kavgasında taraf olmaktansa efendiye hasımlık ederim daha iyi…
Gürkan KARAÇAM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.