KİMLER ÜLKÜCÜ HAREKET’E LİDER OLMAYA KALKIYOR? (2)
Medya ve internetten bol destekli Genel Başkan adaylarının troller vasıtasıyla rakiplerine saldırıları gün geçtikçe azaldığına göre, anlaşılıyor ki her hafta Doğan medyasında pohpohlamalar kabak tadı vermektedir.
Birbirlerinin telefon mesajlarına göz koyacak kadar kendi aralarında içten içe başlayan rekabet de önemli olanın “koltuk” olduğunu göstermeye başlamıştır.
Yorumu okuyucuya bırakıp “ciddi bir kaynak”tan elimize ulaşan dosyanın ikinci bölümünü okumaya devam edelim.
Bakalım kimler, hangi kimliklerle Ülkücü Hareket’e “lider” olmaya soyunuyor?
ELÇİBEY DÜŞMANLIĞI-ALİYEV SEVGİSİ
“S.O.’ın Azerbaycan ile ilişkilerinde merhum Elçibey’den hazzetmediği, Aliyev ailesi ile iyi ilişkiler geliştirdiği görülüyor. Son adaylık açıklamasına kadar Elçibey’i yok sayan, Aliyev’lere övgüler düzen biri vardır. ASAM’daki görevinden dönüşünden sonra adeta Aliyev’lerin Türkiye temsilcisi gibi çalıştığı görülür. Bu çalışmalarından dolayı Azerbaycan yönetimi tarafından 2011’de törenle daha çok sanatçılara verilen “Terakki (İlerleme) Madalyası” verilir. Azerbaycanlı gazeteci F. U. bu konuda şunları söylüyor:
“S. O.’ın Azerbaycan’la özel ilişkileri o kadar genişledi ki, onu Azerbaycan diasporasının temsilcilerinden biri olarak kabul ettiler. Nitekim bu hizmetlerinden dolayı da (başka hangi hizmetlerinin olabileceğini tasavvur etmek istemiyoruz) onu 2011’de “Terakki” Madalyası ile ödüllendirdiler. O zamanlar milletvekili idi.
İtiraf etmeliyiz ki, 2011’de TBMM’nin bir üyesinin, komşu ülkede ciddi siyasi iddiaları olan birisinin “Terakki” madalyası ile ödüllendirilmesi beklenilen bir şey değildi. Çünkü bu madalya verilen kişiye uygun değildi. S. Bey özel hevesle “İlham Aliyev’in bana “Terakki” madalyası vermesi benim için büyük gururdur.” demişti. Fakat bu yanlış bir açıklamaydı. Azerbaycan’da bu madalyayı daha çok demiryolculara, çalışmalarında üstün başarı görülen hekimlere, şarkıcılara… verirler ve kesinlikle yüksek devlet ödülü sayılmaz. O zaman S. Bey’e haksızlık yapılmıştır. Aslında, komşu ülkede ciddi siyasi iddiaları olan bir kişiye “Terakki” madalyası vermek şu anlama gelebilir: “sen bizim adamımızsın, amma hizmetlerini de kalıcı hale getirmelisin.” Buna göre de S.Bey’e sonraki madalyalardan biri de verilebilir…”
"2006’da “Terakki" Madalyası verilen Azerbaycan Devlet Şirketi SOCAR Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Gasimov, 2011’de "Şöhret" (Şeref) Madalyası da almıştır.
“S. O., aldığı ödüllerin hakkını verir. TÜRKSAM’daki asistanı sosyal medyadaki yorumunda, S.O.’ın merkezin internet sitesine kesinlikle Elçibey’in resimlerini koydurtmadığını ifade etti. Zaten onun Elçibey düşmanlığı veya onu yok sayma anlayışı ile Aliyev sevgisi zaman zaman aleniyet kazanıyordu.”
“MHP Milletvekili iken Aliyev “sevgisi” depreşen ve Yeniçağ’a “Haydar Aliyev Türkiye ile Türk dünyasının Azerbaycan üzerinden birleşmesini arzu ediyordu. O’nun bu yol haritasını izlemeye çalışıyoruz. Zor bir dönemde Azerbaycan'ı düzlüğe çıkardı ve oğlu İlham Aliyev’e bıraktı. Azerbaycan sağlam temeller üzerinde yürümektedir.” şeklindeki açıklamasını 14 Aralık 2013’te MHP yetkilileri şöyle düzeltmek zorunda kalmıştı:
“Türk Dünyası'nda Azerbaycan'ın yeri ve önemi açıktır. Bu çerçevede Azerbaycan'ın yakın tarihinde en önemli ve başat mevkiin, merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’e ait olduğu unutulamaz. Çünkü Elçibey, son nefesine kadar Türklük davasının neferi olarak çalışmış ve Azerbaycan'ın bağımsız bir ülke olarak devletler ailesinde yer edinmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Ebulfez Elçibey, sadece Azerbaycan halkı tarafından değil, Türk halkı tarafından da gurur ve iftiharla anılmalıdır. Iğdır Milletvekilimiz S: O.'ın sözleri, kendi şahsi görüşlerini yansıtmaktadır. MHP'nin Azerbaycan'ın gerçeklerine bakışıyla ve politikalarıyla ilgisi yoktur."
“Onun Aliyevlerle ilişkisi hep merak konusu oldu. Mesela Ortadoğu Gazetesi yazarı Şükrü Alnıaçık, “Onun Türkiye'deki 13 yıllık AKP hükümeti yüzünden kendi devletinin 50 yıllık dış politika rezervlerini ciddiye almazken, Moskova merkezli BDT üyesi Azerbaycan'daki 23 yıllık Aliyev diktatörlüğünün emrine nasıl girdiğini; Türkiye'deki en köklü Azerbaycan Derneği olan "Azerbaycan Kültür Derneği'nin" kaygılarını hiçe sayarak Aliyev'e neden bu kadar yaklaştığını ve ondan neden "madalya" aldığını” sormuştu.”
ADAY OLUNCA…
“S.O.’ın Aliyev ve yönetimi ile ilişkileri Azerbaycan’da da sorgulanmıştı, Gazeteci F. U., Azerbaycan diasporası ile çalışmalarını, Azerbaycan Hükümeti ile (parasal) ilişkilerini, seçim kampanyasının Azerbaycan yönetimi tarafından finanse edildiğini üzeri örtülü olarak şöyle anlatır:
“Azerbaycan diasporasının inkişafında hususi hizmetleri olan ve bundan dolayı “Terakki” madalyası ile taltif edilen S.O.’ın diaspora çalışmalarında hangi işlere imza attığını söylemek o kadar kolay değil.
Tahminimizce O normalde Azerbaycan'ın Diaspora Komitesi’nden kokuları gelen yolsuzluk sohbetlerine de bulaşmış birisi olmamalıdır. Azerbaycan diktatörleri Türkiye'de iş yapmak istediğinde, öyle kendileri doğrudan iş görebilirler, lobi desteğine ihtiyaç olmuyor. İnanıyoruz ki, S. Bey’in de bu alanda hizmetleri yorucu olmamıştır. Bu hizmetin karşılığında Azerbaycan tarafı da zamanında, örneğin O’nun seçim kampanyasının oluşturulmasında "hörmetli" katkılarda bulunmuştur. O zaman Türkiye'de yayınlar yazıyorlardı ki, S.O.’ın seçim kampanyasının "pik" noktası Iğdır’daki Haydar Aliyev Parkı’nda seçmenlere yaptığı şiirsel konuşma olmuştur.”
“Gazeteci F.U., onun MHP Genel Başkanlığı adaylığının Azerbaycan ve Rusya tarafından resmen desteklendiğini şöyle anlatıyor:
“Kabul edilebilir ki, S. O.’ın MHP’de Genel Başkanlık adaylığına kalkışması Azerbaycan hükümeti için çok faydalı olur. Zaten, resmi makamların değerlendirmelerine göre Azerbaycan'da muhalefet kalmadı. Buna göre Türkiye'de muhalif platformda duran bir partimizin olması tam yerine düşer. Ki, onunla da Erdoğan uğraşsın. Azerbaycan Hükümeti ile Türkiye muhalefetinin birliği ise oldukça büyük bir tarihi izdivaç olurdu. "Bir millet iki devlet" formülü "Valdai Forumu”ndan daha tutarlı olmalı değil mi? İktidarı bizden, muhalefeti ise Türkiye toplumundan! "Bir millet iki devlet" formülüne işte bu şekilde daha etkin bir içerik vermek için mükemmel bir fırsat ortaya çıktı! Yaşasın S.O.!”
“MHP Genel Başkanlığı adaylığına soyununca Elçibey’le yıllar önce çektirdiği fotoğraflar aklına gelmiş ve Merhumun ölüm yıldönümlerini hatırlar olmuştur. Sosyal medyadaki paylaşımı, “bu kadarına da pes doğrusu” dedirtecek cinsten bir ikiyüzlülük işidir!”
Yorum sizin…
Gelecek yazıda “dosya”nın en ilginç bir bölümünü sunacağız…
Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.