Dizginlenemez bir ihtirasın işbirliğindeler…

            Türk milleti… Memleket… Milli değerler…

            Bayrakmış, şehitmiş, gaziymiş…

            Hiçbir şey umurlarında değil…

            *

            Kaos, huzursuzluk, istismar…

            Fitne, beslenecek ortam arıyor.

            Sürekli o fitnenin ateşine odun atmakla meşguller…

            “Güneş Motel vak’ası”na alışıklar…

            “Gömlek çıkarmasanız da olur” kimliksizliğinde…

            “Ne olursan ol, koltuğa gel” aşkıyla…

            Tavan yapmış egoları tatmin olsun yeter…

            *

            Kürtçünün, masonun, dincinin, sermaye damatlarının yedeğinde…

            Medya maymunlarının…

            Anket cambazlarının…

            Devşirme “cüce devler”in desteğinde…

            Ancak bir tiyatro galası yapabildiler…

            “Meyve” sayısı az, taliplisi çok olunca…

            İhtiras rüzgârında istifa eden edene…

            İçine kurt düşmüş çürük ağaca dönüştüler.

            *

            Dersimli Gandi de kasetli bir projeydi…

            Esenboğa tarlalarının Topuklusu da!

            Vatan, millet dert değildi…

Mesele “Tayyip Beyin mutlaka indirilmesi”ydi…

            Dersimli’nin partisi tamamdı ama…

            Ülkücü Devlet Beyi aşamıyorlardı…

            Ne yaptılarsa olmadı…

            “İşbirliği” şarttı!

            Sözcüsü, Hürriyet’i, Fitneçağ’ı, Cumhuriyet’i, Halk TV’si, CNN Türk’ü, Fox’u, anketçisi, sermaye damatları Topuklu’ya verdiler gazı…

            Demokrasi, hukuk falan neymiş, daha kurucuları açıklamadan…

Bu defa “Cumhurbaşkanı olacağım” diye tutturdu!

            *

            “İşbirlikçiler” kâh Edirne’den, kâh Ahlat’tan atıp tuttular…

            Biri “diktatör”, diğeri “hayır cephesi ittifakı” falan dedi.

            Gandi’nin partisi, Topuklu’nun partisini “memnuniyetle” karşıladı.

            Güya “sağ”dan bir diş daha söktüklerini sanıyorlardı.

            Amerikancı ve HDP’li çıkan “Deneme sürümü program”dan, kimi Rotaryen, kimi dinci, kimi sosyalist kuruculardan, Y-CHP’li genel sekreter ve NED’çi danışmandan sonra…

            Belliydi ki, “proje işbirlikçiler”den biri diğerini yiyecekti.

            Dersimli’nin partisi, “Lütfen bizden transfer yapmayın” demek zorunda kaldı!

            *

            AKP’den bilmem kaç, MHP’den şu kadar, CHP’den bu kadar adam devşirip “grup” kuramadılar!

            “MHP’den ihraç” birkaç belediye başkanını “MHP’den istifa edip partiye katılmış gibi” göstermeyi bile denediler.

            Medya maydanozları, “Türkiye milleti partisi”ni sık sık haber yapsalar da tutmadı…      Topuklu’nun partisi, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da erkenden hizipleşmeye dönüştü.

            Piyasaya bir iki anket sızdırdılar, kâh yüzde 6 çıkıyordu, kâh yüzde 19…

            İnandıramadılar milleti…

Çaresiz Gandi, “erken seçim” blöfü sıktı.

İş 2019’a kalırsa tehlikeliydi.

“Gömlek çıkarmayan” işbirlikçilerinin asıllarına rücu edeceğinden korktu!

*

Durup dururken Devlet Bey, bir “Baraj zarfı” attı…

Projeciler balıklama atladı üstüne!

“Hah” dediler, “MHP’nin baraj sıkıntısı var”…

Gandi’ciler ve PKK/HDP’liler “Baraj hiç olmasın” dedi.

Aslında Topuklu’nun partisi için istiyorlardı.

*

Sonra Devlet Bey dedi ki:

“Erken seçim istemiyoruz!”

Hani Topuklu, O’nun için “iyi bir satranç ustasıdır” demişti ya…

“Proje işbirlikçiler” ne edeceklerini bilemedi “Usta”nın karşısında…

*

Ve sonunda inandılar ki: “Devleti Devlet Bey yönetiyor!”