Dandik bir medyaya sahip olduğumuz için…

“Darbeyi MİT değil 3 astrolog bildi” diye yazabilen aptallar sürüsü…

Bir ara FETÖ’ye saygı sunmak için sıradaydı, şimdi kıvırtan kıvırtana…

Hepsi demokrasi havarisi kesildi.

Ama darbenin artçıları kendilerine döndü, armut gibi toplanıyorlar…

Aslında 17-25’ten sonra neden toplanmadılar, anlaşılır gibi değil?

Onlardan biri…

Asrın fırıldağı ve güzelim Tercüman’ın katili Nazlı Ilıcak, arabada yakalanınca, “Üzgünüm, yanılmışım” deyiverdi.

            Bu kadar basit… Deniz bitti!

            Kavakçı olayından Akşener şakşakçılığına uzanan bir çizgi…

            “Türküm demeye canım çekmiyor” diyordu.

            “Oyum HDP’ye” diyordu Ilıcak…

            “Üzgünüm yanılmışım” ifadesi ile sıyrılacağını sanıyor.

            Yıllarca FETÖ’nün reklamını yapan Hürriyet’in Sakallısı, şimdi demokrasi mücahidi.

            FETÖ’nün saldırısına uğrayan Bahçeli’nin muhaliflerinin bol bol reklamını yaptığını unutmuş allame…

            “Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk” diye evrim bile geçiriyor!

            Geçelim…

            Cemaatin kılıcını sallayan Ilıcak’la beraber, Ali Bulaç, Şahin Alpay, Mustafa Ünal, Hanım Büşra Erdal ve Mümtazer Türköne de tutuklandı…

            Y-CHP’nin bilindik adamları adliye önünde onlara destek için bulunmuş!

            FETÖ’nün meşhuuur Abant Paltformu’nun aboneleri…

            Meczup ilkmektepli hocanın “onursal başkan” olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın organizesi toplantıların müdavimleri…

            Bir ara pek ünlüydüler… Devlete akıl veriyor, demokrasi ve hukuk dersleri okutuyorlardı!

            Hele Mümtazer...

Eski eşini AKP’den vekil yaptı, kendisi bir türlü olamadı.

            Abisi Abdullah Gül onu Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu üyeliğine bile atadı, tutunamadı…

            “Eski Ülkücü müsveddesi” etiketiyle MHP’yi dizayn etmeye hevesliydi, kursağında kaldı.

            Bu Abantçılar, 14 yıllık AKP iktidarında epey boy gösterdi, millete, devlete don biçmeye kalktı, arada dev basın bildirileri yayınladı, ballı günler bitti, herkes bir deliğe saklandı.

            İçlerinde İslamcı, solcu, liberal, bölücü, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı pek çok adam boy gösteriyordu.

            Cemaat onları pek severdi.

            Mesela liboş Barlas… Bir ara FETÖ’yü öve öve bitiremiyordu. Suya sabuna dokunmayan eyyamcıdır. Sabah’ta Saray dalkavukluğuna devam ediyor.

            FETÖ’nün Abantçıları…

            Cumhuriyet’ten Aydın Engin, fırıldağa dönmüş Ufuk Uras, Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler, Ahmet İnsel, Sami Selçuk, Nuray Mert, Nilüfer Göle, Baskın Oran, Murat Belge, Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar, Ömer Laçiner, Hüda Kaya, Etyen Mahçupyan, Ersin Kalaycıoğlu, Herkül Millas, Murat Sabuncu falan…

            Daha sayalım bu tayfayı: Fuat Keyman, Eser Karakaş, DEP’li Yaşar Kaya, Kürtçü Kemal Burkay, CHP’li Erdoğan Toprak, Binnaz Toprak, Agos’çu Rober Koptaş, Oral Çalışlar, Tarhan Erdem, AKPli Mehmet Uçum, Alevi Reha Çamuroğlu, Levent Köker…

            Her renkten adam… Milli olmaktan utanan rant tayfası…

            Çoğu çözüm sürecinde akil adam olup milleti fikren zehirledi.

            Şu Mahmut Övür, şu Engin Ardıç… Mehmet Tezkan, İsmet Berkan..

            Bir de ROK denen adam vardı. Fırıldağın hası…

            Bir ara Sabah’ta diyordu ki: “ Hizmet erlerinin devlet kademelerinde görev alması anaların ak sütü gibi helaldir. ‘Cemaat devlete sızıyor, cemaat devleti ele geçiriyor” diyen Ergenekonculara karşı cansiperane ve en etkili savaşanlardan biri ben oldum Hocam, bunu siz çok iyi biliyorsunuz…”

            Bakalım bu efendiyi de alacak mı savcılar?

            Medyadaki rezilliği yazmaya devam edeceğiz…